ALTAN ÖYMEN
CHP’nin 5’inci Genel Başkanı ve ülkemizin en önemli gazetecilerinden biri olan, yazar, siyasetçi, dost canlısı Altan Öymen’i 93 yaşında kaybettik.
Altan Öymen, CHP Genel Başkanı’ndan öte bilgili, deneyimli, sevecen, her yaştaki insana aynı saygıyı gösteren arkadaş canlısı bir kişilikti.
Ama bir o kadar da görevini ciddiye alan bir genel başkandı.
Partinin çeşitli kademelerinde bulunan yoldaşlarını her zaman önceleyen, dinleyen ve sorunlara çözüm bulmak için çaba gösteren, örgütün taleplerini izleyerek politika üretmeye çalışan bir yöneticiydi.
Aslında bu dost ve sevecen yapısıyla bizim için Genel Başkan değil, Altan Abi’ydi.
Görevde olduğu sürede Altan Abi’ye karşı sadece yakın çalışma arkadaşları değil, CHP’ye gönül vermiş seçmenlerde ona saygı ve sevgiyle baktılar.
∗∗∗
CHP’nin 1999 seçimlerinde tarihinde ilk kez Parlamento dışında kalması sonrası, Deniz Baykal’a olan tepki en üst düzeye çıkmıştı, bu nedenle Baykal kurultayda aday dahi olamadı.
Yapılan olağanüstü Kurultay’da Murat Karayalçın, Tarhan Erdem, Ertuğrul Günay, Hasan Fehmi Güneş ve Altan Öymen aday olmuşlardı.
İlk turda hiçbir aday gerekli çoğunluğu sağlayamadı.
2. Tura Altan Öymen ve Hasan Fehmi Güneş katıldı.
Altan Abi çoğunluğu sağladı.
Ancak, Kurultayda müthiş bir tepki oluştu.
Parti Meclisi seçimine geçilemedi.
Kurultay ertelendi ve tüzükte olan süre içinde PM seçim için yeniden toplandı.
O seçimde sol kanat olarak bizler, Altan Abi’nin listesini destekledik ve geçirdik.
Ancak Baykal hizbi, kurultaydan itibaren sert muhalefete başladılar!
En eski CHP üyesi olan Altan Abi, ”Bu durumun partiyi daha da kötü bir konuma sokacağını düşündü, genel başkan yetkisini kullanarak Olağanüstü Kurultay çağrısı” yaptı.
Bu kez ne yazık ki Baykal hizbi kazandı.
Altan Abi, yoğun bir günün akşamında sevdiği arkadaşlarıyla bir araya gelirdi, anılarını anlatır, farklı düşünceleri dinlerdi ve bütün bunlar onu çok mutlu ederdi. Bu toplantılara “Meşveret toplantıları” derdi.
Bir araya geldiğimizde Altan Abi, bizleri hem sakinleştiren hem de düşündüren çok yapıcı konuşmalar yapardı.
∗∗∗
Parti İçi barışın çok sıkıntıya girmesi ve yanlış politikalarla geçen süre CHP’nin Baykal eliyle bölünmesine neden olmuştu.
Baykal, benim ve Mehmet Moğultay’ın da içinde bulunduğu muhalif 1800 parti emekçisini ihraç etti.
Arkasından Erdal İnönü ve Murat Karayalçın’da dahil binlerce CHP’li partiden ayrıldı.
Karayalçın’ın Genel Başkanlığında 2. SHP kuruldu.
∗∗∗
Altan Öymen, gazeteciliğe 1950 yılında “Ulus Gazetesinde parlamento muhabiri olarak başlamıştı.
14 Mayıs 1950 de Demokrat Parti seçimi kazanınca, doğruca CHP’ye giderek partiye üye olduğunu büyük bir zevk ve gururla anlatırdı.
Gazetecilik serüveniyse hayli uzundu.
Önce Tercüman’ın Ankara Temsilcisi oldu.
Sonra 1960-61 yılları arasında Öncü gazetesinde Genel Yayın Müdürü oldu.
Akşam, Cumhuriyet, Günaydın gazetelerinde yazılar yazdı ve Milliyet gazetesinde yıllar boyunca muhabir, röportajcı, yönetici, yazar ve başyazar olarak çalıştı.
1962-66 yılları arasında Almanya’da Bonn Büyükelçiliği Basın Ataşesi görevi yaptı.
1966-67 Milliyet dizi yazarı, 1967-68 Ulus Genel Yayın Müdürü, 1968-72 Akşam yazarı, WDR ve DPA muhabiri oldu.
1972 yılında Anka Haber Ajansı’nı kurdu ve 1979 yılına kadar yönetti.
1977 ve 1995 Türkiye genel seçimlerinde CHP milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yer aldı.
Bülent Ecevit tarafından kurulan 40.Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nde Turizm ve Tanıtma Bakanı oldu!
∗∗∗
Altan Abinin başından geçen bir olayı onun üslubuyla anlatamadığım için şimdi üzgünüm ama olayı hatırlayanlar için , ”nereden nereye” demelerine gerek kalmayacak.
Çünkü Türkiye, 50 yıl önce neyse şimdide AKP sayesinde aynı yerde duruyor.
Hatta daha da kötü bir yerde!
Laik demokratik sosyal hukuk devletinden vaz geçince değişen bir şey olmuyor.
Olayı hatırlayalım;
3 Mayıs 1972. Türkiye’de ilk kez bir uçak kaçırılmış, Ankara-İstanbul seferini yapan "Boğaziçi" adlı uçak zorla Sofya’ya götürülmüştü.
Uçağı kaçıranlar Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamını durdurmak istemişti. Ancak başarılı olamamışlardı!
İdamların sonrasında, uçak kaçırılmasının arkasında olduğu iddiasıyla Altan Öymen başta olmak üzere birçok aydın gözaltına alınmıştı.
Çünkü İdamlar öncesi Altan Abi, ANKA ajansında idamları durdurmak için bir imza kampanyası başlatmıştı. İmzalar TBMM ve Cumhurbaşkanlığına teslim edildikten sonra uçak kaçırılmış, imza toplayan Altan Öymen’in de bu işin içinde olduğu, Havaalanında uçağı kaçırmak için Leyla diye bir hostesle Diyarbakırlı Mahmut isimli bir havaalanı görevlisiyle iş birliği yaptığı şüphesiyle gözaltına alınmıştı.
Ve saatlerce sorgulanmıştı.
Aslında ne Leyla ve ne de Mahmut vardı! Tıpkı şimdi olduğu gibi.
BİRGÜN de köşe yazmaya başladığımda yaptığı önerilerden hala çok yararlanıyorum.
Bugün CHP’nin 5. Genel Başkanı Altan Öymen’i sonsuzluğa yolcu ediyoruz.
Ülkemizin, ailesinin ve sevdiklerini başı sağ olsun…
