Faşizm kapitalist sistemin tekelleşmesi ile ortaya çıktı. Kapitalist anlayışı ulus devletini, ulus devleti de beraberinde ırkçılığı yarattı.
Gelişmesini tamamlayamayan bizim gibi devletlerde ise kapitalizm ırk yerine dini kullandı. Gelişmemiş feodal toplumlarda ulus hep ikinci planda kaldı ve din öne çıktı.
Din ortaçağ krallarının siyasi ideolojisiydi. Krallar dinin en yüksek tepesinde oturuyorlardı. Osmanlı padişahları peygamberin vekili sıfatını taşıyorlardı. Başka bir deyişle halife makamında oturuyorlardı. En büyük din adamı olan şeyhülislam kralın bir alt makamıydı.
Bunları neden hatırlatma ihtiyacı duydum:
AKP ve onu destekleyen medya son günlerde demokrasi kahramanı kesildi. Yeni Türkiye diye bir şey tutturdu gidiyor. Tayip Erdoğan Cumhurbaşkanı seçilecek, Türkiye de böylece demokrasiye kavuşacak.
Demokrasi kavramı kapitalist anlayışın ürünüdür. Din ise feodal anlayışın ürünüdür. Biri diğerinin alternatifidir. Birisi birini yok ederek zafere ulaşmıştır.
Kapitalist düşünce 1789 Fransız devrimi ile gerçekleşti. Bu devrim krala karşı yapılırken kralın destekleyicisi kiliseydi. Kral kilise ile birlikte tasfiye edildi.
Şimdi bizde demokrat parti geleneğinde gelen ve demokratik tahammülleri kullanarak iktidar olan bir sağ partiler geleneği var. DP-AP-ANAP-AKP. Bu sağ partilerin ortak özelliği dini kullanmak. Dinin de Sünni mezhebine açıkta taraf olmak. Bunu yaparken de diğer din anlayışları ve mezhepleri dışlamak.
AKP bu işi biraz daha geliştirdi. Toplumu biz ve ötekiler olarak böldü. Ötekiler azınlıkta oldukları için daimi bir iktidar hedeflediğini de itiraf etmekten çekinmedi. Önüne 2023 kadar vizyonlar koydu. Bazen de hızını alamayarak 2071 kadar iktidar olmayı hedeflediklerini söylemekten çekinmedi.
Türkiye sağı hiçbir zaman sağ da olmadı, demokrat da olmadı. Yani Türkiye sağının demokrasiye hiçbir katkısı olmadı. Hep egemenlerin yanında yer aldı. Onların çıkarlarını korudu. Ama demokrasiyi de hep kulandı.
TAYİP ERDOĞAN VE YENİ TÜRKİYE
Sağın en son temsilcisi olan AKP 12 yıllık iktidarında ileri demokrasi sözcüğünü hiç ağzında düşürmedi. Ancak Gelinen nokta ortada.
Demokrasi mi; faşizm mi belli değil. Ama sıradan insanlar seçimle gelmişse demokrasi diyebiliyorlar. Ya o zaman Esat’a ne demeli, Sisi’ye ne demeli. Onlar daha çok oy aldılar, öyleyse onlar daha çok demokratlar. Yok, onlar diktatör diyorlar. Neden? Nedenini de açıklayamıyorlar. Çünkü siyaseti kendi mezhebine göre yorumluyor. Tabi bu bir feodal anlayıştır, demokrasi ile uzaktan yakından alakası yoktur.
Geleneksel sağ anlayış neden demokrat değildir.
1-Her zaman güçten yanadır ve daha düne kadar %83 ü en güvenilir kurum olarak orduyu görüyordu. Ordu vesayeti kalktın sonra aynı güç AKP nin yanında yer aldı.
2-%93 oranında bu güç Kenan Evreni destekledi.
3-Kendileri yoksul olmalarına rağmen, kendilerini egemenler sömürmesine rağmen hep egemenlerin yanında yer aldı.
4-Kurtuluş savaşında güçten yana oldu ve Mustafa Kemal’e karşı ayaklandı. Bu ayaklanmalar Çerkez Etem tarafında bastırıldı.
5-Kürtler ve Alevileri başta olmak üzere, egemenlerin isteği doğrultusunda yoksul halkların demokrasi taleplerine saldırdı.
6-Altıncı filo defol diyen antiemperyalist 68 kuşağına saldırdı ve gençleri öldürdü.
7- Sol düşmanlığı yaparak kendisinin de bir emekçi olduğunu hiç düşünmedi.
8-Ezilenlerin sözcüsü olan solcuları, din düşmanı olarak gördü ve onu imha etti.
9-Din ile kapitalizmin hesaplaştığını, kapitalizmin din düşmanı olduğunu hiç görmek istemedi.
10-Paylaşımdan yana olmadı ve azgın sömürüye çanak tuttu.
Bunları daha da çoğaltmak mümkün.. Lidere itaat eder. Böyle bir toplumda demokrasi çıkmaz.Sorun eğitim sorunudur.Okulların imamlaştırmaları boşuna değil.
