ALTIN
 2.435,65
DOLAR
 32,4643
STERLİN
40,9284
EURO
 34,9297

 

 

Her 10 Ocak günü biz gazeteciler olarak idarecilerden siyasilerden yerel yöneticilerden uzun uzun yazan yazılan tebrikler kutlamalar alırız alıyoruz.

Bu günlerde de başta AKP il başkanı arkasında Malatya belediye başkanı daha sonra da Milletvekili Öznur Çalık yemekli ve hediyeli olmak üzere diğer siyasiler STK ları ve bazı etkili ve yetkili yerlerde olanlar da yazılı açıklamalarla her yıl ki gibi kutlamalar yaptılar.

Herkese gazetecileri düşündükleri için teşekkür ederiz.

Zor koşullarda güvencesiz ve zor çalışma koşullarında yaşamını sürdürmeye çalışan gazeteci arkadaşlarımız aslında biz çağdaş gazeteciler dernek başkan ve yöneticileri olarak bu günü kutlama değil mücadele günü olarak görmekteyiz.

Faili meçhule kurban giden onlarca gazetecimiz varken daha dün ölüm yıl dönümü olan Metin Göktepe, Ocak ayında katledilen Uğur Mumcular Hrant Dinkler Abdi ipekçiler varken gün kutlama değil mücadele etme günüdür. Çalışan gazeteciler günü Metin Göktepe’nin Uğur mumcunun Hrant Dinkin Abdi ipekçinin ve bunlar gibi faili meçhullerin sorumluları bulunduğunda, cezaevindeki gazetecilerimiz özgürlüğüne kavuştuğunda, kalemlere kilit vurulmadığında gerçekten bayramımızı bayram gibi kutlanmaya başlayacağız başlanacak

Ancak yukarda ki çağdaş gazeteciler derneği olarak bizim açıklamalarımızda da belirtildiği gibi gerek yerel de gerek se de yaygın basında ki gazetecilerin hiçbir sorunu çözülmedi çözülmüyor. 10 Ocağın esas esprisi gazete çalışanlarının hak ve hukuklarının tanınması arkasında da sendikal hakları başta olmak üzere birçok haklarının tanınması ve verilmesidir. Son on yıla şöyle bir baktığımız da bu hakların yani ekonomik sosyal haklarının düzelmediği gibi bütün çalışanların mağduriyeti alenen açık bir şekilde ortadadır. Buda yetmiyor yandaş Candaş olmadın mı ve doğru düzgün kalemini satmadan gerçek gazetecilik yapmak isteyenlerde ne yazık ki en kibar şekli ile tarif edecek olursak kendilerini bir kılıfına uydurularak kapı dışarı konulduklarını görüyoruz.

Bu da yetmiyor özellikle bu günkü iktidara ve başbakanına karşı muhalefet yapan onun gibi düşünmeyen bütün gazeteciler önce ekmeğinde oluyorlar sonra da bir şekilde bir örgüt ile ilişkilendirilerek ceza evlerine konulmaktadırlar. Şu an Türkiye de ki ceza evlerinde bu durumda 64 gazeteci mahkûm var ve ne zaman nasıl özgürlüklerine ve mesleklerine dönecekleri de belli değil meçhul. Bu durumlarda bu bayramlar buruk kalmakta ve buruk kutlanmakta.

53 Yıl önceki siyasiler iktidarlar ve gazete patronları belli bir mücadele sonucunda gazetecilere gazete çalışanlarına hakları vermişler ama 53 yıl sonra bugünkü siyasiler yöneticiler özellikle de AKP iktidarı yandaş ve Candaşları dışında ki gazetecilere yaşam hakkı bile tanımayacaklar.

O nedenle diyorum ki sayın siyasiler sayın iktidar bizlere süslü laflar ederek sadece bir günümüzü yani 10 Ocak gazete çalışanlar gününü kutlamak için kutlamayın.

İktidar olarak gazete çalışanlarının ekonomik ve sosyal haklarını günün şartlarına göre yasal statü ile belirlenmesine katkı sunun 1961 yıllarında ki haklarımızı iade edin

Konu ile ilgili yasal değişiklikleri gazete çalışanları lehine bir an önce gerçekleştirin lütuf istenmiyor sadece hakkımızın verilmesini yasal güvenceye bağlanmasını istiyoruz.

10 Ocak gününü bayram edecek tüm güzelliklerin ve insanca yaşam koşullarının gerçekleşmesi dileğiyle tüm gazetecileri, basın emekçilerini bir kez daha selamlıyorum basın şehitlerinin önünde bir kez daha saygıyla eğiliyorum. 13 Ocak 2014 ·

****                                                       ****                                                           ***

Bu yazıyı 13 Ocak 2014 tarihinde yazmışım yani tam iki yıl önce. Ancak geçen iki yıla baktığımızda değişen iyileşen demokratik basın özgürlüğünden iyi yönde bir değişimin olmadığı tam aksine her geçen gün daha da baskıların zulümün arttığını görüyor ve tanık oluyoruz.

Konu ile ilgili geçen günlerde başta büyükşehir belediye başkanımız ve Battalgazi ve Yeşilyurt ilçe belediye başkanlarımız 10 ocak münasebeti ile basın mensuplarını her yıl olduğu gibi bir otele davet ederek gazetecilerin günlerini paylaştılar.

Bu belediye başkanlarına teşekkür ederiz en azında sene de bir de olsa gazetecileri hatırlıyor ve günlerinde yalnız bırakmıyorlar.

Ancak o toplantıya giden orada başka hesaplar içerisinde olan ama “ 10 ocak gazeteciler gününün önem ve ehemmiyetini bilmeyen onlarca gazeteci geçinen insanlar vardı.

Ben de kısa ve öz olarak 1961 yılında ki anayasa ile elde edilen 212 sayılı yasa ile gazetecilere verilen sosyal ve ekonomik hakların o günkü gazete patronları tarafında yok edilmek istenmesine karşılık yine o gün gazetelerde çalışan duyarlı dirençli emekten yana olan çalışan gazetecilerin mücadleleri sonunda kendi haklarını almalarından dolayı mücadele günü olarak adına da “ 10 Ocak gazeteciler bayramı “ denilerek kutlanmaya başlanan bir mücadele ve bu mücadelenin başarı ile sonuçlama günü ya da bayramıdır diye tarif etmeye ya da tanımlama ya çalıştım.

Bununla birlikte 71 muhtırası ile generallerin ne bayramı diyerek yeniden gazetecileri tutuklattığı baskıladığı süreçte ne bayramı “ gün “ sizin neyinize yetmiyor denilerek bayram kaldırıldı “ gün “ olarak kaldı. Sürecin devamında 12 eylül faşizmi daha da küçülttü son on beş yıllık AKP iktidarının özellikle son 3 – 5 yılında daha da baskılar çoğaldı kendisi gibi düşünmeyen yazmayan konuşmayan kim olursa olsun her hangi bir yaftalama ile hapislere attırarak tam bir baskı uygulanıyor basın yandaş medya olarak %80 bölünüyor ve birilerinin iki dudağı arasında çıkan her kelime aynen ve koşulsuz uygulanıyor yorumlanıyor haber yapılıyor aksini söyleyen ve adına muhalif denilen üç beş tane ancak kalanlarda ağzını açtı mı vay haline.

Ben çağdaş gazeteciler derneği Malatya şube başkanı olarak bunları söylemek anlatmak isterken gazetecilerin haklarının yok edildiğini bunun alınması için demokratik hak arama yollarını anlatırken kendini bilmez devletin ajanslarının birinde çalışan belki de kadro almak ya da terfi etmek için benim sözlerime “ siyaset yapıyorsun “ diyerek yüksek sesle orada ki siyasilere kendini göstererek itiraz etti.

Baktım bu adam siyasetçi değil sözüm ona gazeteci olarak orada hangi sıfatla bana itiraz ettiğini gerçekten hala merak ediyorum. Şayet itiraz edecekse orada AKP il başkanı ilçe başkanları vardı onlar karışmadı hatta belki de saygınlıklarından dolayı sessiz kaldılar.

Her toplumda her kurum ve kuruluşlarda mutlaka bir şekilde yağcı yalaka ve cehaletin pik yaptığı kişiler kişiliksizler vardır var olacaktır. Zaten herkes olaylara doğru ve düzgün mantıkla baksa bakabilse bu günkü eksiklikler de yanlışlıklarda uzaklaşmış olurduk.

Neticede 10 ocak mücadele verilerek haklarına sahip çıkan çalışan gazetecilerin bir başarısıdır. Bu gün o gündür. 2015 yılında Türkiye genelinde 775 gazeteci işinden olmuş 32 kişi şu an başka yaftalar yapıştırılarak ta olsa ceza evindedir ve Türkiye basın özgürlüğü adına Dünya da ki 180 ülkede 109. Sıradadır.

Bu nedenle gazeteciler olarak başta sendikal haklarımız sosyal haklarımız ve özgür bir çalışma ortamı için bu hakları elde etmek için demokratik mücadeleye devam etmemiz gerekiyor yasalar çerçevesinde örgütlenmemiz yeni yapılmak istenen anayasa da bu haklarımızın yer almasını sağlamamız gerekir. Bu olay siyasi bir talep değil bütün inanç v etnik yapıdaki tüm gazeteci arkadaşlarımızın hiçbir ayırım yapılmadan hak mücadelesidir.

Yoksa iki yıl önce yazdık halen iki yıl sonra bunlar yazılıyor ve değişen bir şey yoksa bu düşündürücüdür.

Demek ki sorun kişiler değil sistem sorunudur. Sistem demokratikleşip demokrasiye evrilmediği sürece 53 yıl 55 yılda geçse değişen hiçbir şey olmuyor.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.