ALTIN
 2.435,65
DOLAR
 32,4643
STERLİN
40,9284
EURO
 34,9297

 

 

Bir kaç haftadır Türkiye'nin gündemini KATAR oluşturuyor.

Aslına bakılırsa.  Yıllardır Katar tartışılıyor.

          Hediye edilen milyon dolarlık uçak, stratejik önemi olan "Tank - Palet" Fabrikasının satışı,  "Boğaz İstanbul"  daha bilinmezken KATAR emiri kayınvalidesi adına alınan araziler üzerinde tartışılıyordu.

              Son günlerde Katar'ın Borsa  İstanbul' dan sessiz sedasız %10 pay satın alması. Saydamlıktan uzak 10 anlaşma imzalaması, bu 10 antlaşma kapsamında Türkiye’nin su yönetimiyle ilişkin hükmün bulunması tartışmaları daha da alevlendirdi.

Türkiye'nin Ekonomik alanda dar boğazda olduğu açık.

               Nasıl hesaplandığı belli olmasa bile, resmi makamlarca açıklanan Enflasyon oranı. Dövizdeki dur durak bilmeyen yükseliş ve Merkez Bankasının koyduğu yüksek faiz oranı ekonominin ne durumda olduğunu bilmeye yeterlidir.

Güvenirlik ortamı olmadığı için yabancı sermayenin girişi zor  hatta imkansız gözükmektedir. Salgın dönemindeki, işten çıkartmalar zaten yüksek olan işsizliği  daha da yükselti.

Üretimin durma noktasına düşmesi

              İşsizlik ve yüksek enflasyon, Özellikle emeğiyle yaşamını sürdüren emekçileri,  küçük esnaf ve sanayicinin kâbusu haline geldi.

            Yurt dışındaki kimi finans kuruluşlarıyla ilişki kurmaya çalışan yetkililer yeterince kaynak bulamayınca. Katar kurtarıcı konumuna geldi.

            KATAR Asırlarca batılı emperyalist ülkelerin buyruğunda yaşadığı için, emperyalistlerin ne acımasız olduğunu, zayıf ülkeleri nasıl avucunun içine aldığını , yüzüne gülerek  nasıl iliklerine  kadar sömürdüğünü iyi  bilmektedir.

Emperyalist ülkeler her zaman topla, tankla, tüfekle, füze ve uçakla gelmezler.

Katar, İstanbul'da ülkesinin yüzölçümüne yakın toprak satın almış bulunmaktadır. Bu bizim bildiğimizdir. gizli anlaşmalarla nelerin olduğunu henüz bilmiyoruz.

Emperyalistler, göze aldıkları yere kaş çatarak, surat asarak göz büyüterek girmezler.

Gülerek, okşayarak, bazen borç, bazen hediye vererek girerler. Tıpkı Katar gibi.

Peki;

Bu Katar'ı tanımamız gerekmiyor mu?

Gerekir.

O halde tanıyalım.

KATAR; Uzun yıllar Aşiret Beylerinin emri altında yönetilen, kabile göçebelerin yaşadığı yerdir.

3 Kasım 1916 da Britanyalı işgaline girdi.

3 Eylül 1971 de Britanyalı egemenliğinden ayrılarak bağımsızlığa kavuştu.

Mutlak Monarşi ile yönetiliyor.

Başında "Emir" vardır.

KATAR bir yarımadadır.

Nüfusu: 2 881 059

Nüfusun % 11,6 sı Katar, %88.4 ü diğer etnik guruplardır.

Yüzölçümü: 11 586 Km karedir.

Katar' ın çok önemsediği iki alan vardır.

Sağlık ve Eğitim.

Herkese karşılıksız verilen sağlık hizmeti ile birlikte, Anaokulundan Üniversiteye kadar eğitim; tün Katar Vatandaşları için ücretsizdir.

Kaç İmam Hatip Lisesinin,

Kaç ilahiyat Fakültesinin olduğunu bilmiyorum. Bilmediğim için özür dilerim.

Bildiğim, nüfusundan 28 kat fazla, yüzölçümünden 80 kat büyük olduğumuz Katar bizi yoluyor, sömürüyor.

O nedenle;

KAHROLSUN KATAR EMPERYALİZMİ  ve O'nun İşbirlikçileri  !!

Diyorum.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.