ALTIN
 2.510,03
DOLAR
 32,5947
STERLİN
40,4574
EURO
 34,8297

 

 

              İslam da yönetimi (imamet/hilafet) tartışanlardan biri olan Şehristani, “Din, İslam, ilim ve içtihat konularında Müctehidlerden her biri diğeri gibidir.

Yani insanlar tarağın dişileri gibidir (…)

                Öyleyse eşitler arası itaat nasıl zorunlu olur?” şeklinde, ortaya yaman bir soru sorduktan sonra, kendi sorusunu kendince şöyle cevaplar:

              Herhangi bir insanın bir başka insana itaat edebilmesi için şu iki şarttan birinin olması gerekir:

(1) İtaat edilmesi istenen kişinin nass (Kuran, Sünnet) ile belirlenmiş olması,

(2) Veya Müctehidlerin itaat edilmesi istenen kişiyi kendi aralarında seçmiş olmaları gerekir.

***************

Biliyorsunuz, eşya üç boyutludur; uzunluk, genişlik ve derinlik.

Onun için olayları doğru algılayabilmek, onları her üç boyutuyla da görebilmeye bağlıdır.

             Ancak din, buna bir diğer boyut daha katar; dördüncü boyut. Bu tam olarak Hızır’ın (as) Hz. Musa’ya öğretmeye çalıştığı şeydir...

               Dolayısıyla aklı başında bir dindar, olayları her üç boyutuyla gördüğü/görmeye çalıştığı gibi bir de manevi boyut dediğimiz o dördüncü boyutuyla da görmeye çalışır.

             Virüs veya yangın mı çıkmış; dindar, önce bütün zahiri sebeplerine bakar, önlemlerini alır ama sonra bir de şöyle düşünür: bütün bunlar, düşünüp tevbe etmemiz için Rabbimizden bize birer

İmtihandır…

****************

Entelektüel yaş

 

İnsanın entelektüel ömrü, bilmediğini bildiği ve öğrenme merakı sürdüğü sürece devam eder.

Bir diğer ifadeyle, insanda öğrenme merakı ne kadar azalmışsa, entelektüel yaşlanma da o oranda artmış sayılır.

İnsanın biyolojik yaşı ile entelektüel yaşı her zaman eşit olmayabiliyor.

Halbuki bizler çoğu kere aramızda gezen birçok entelektüel ölüyü, henüz gömülmedikleri için yaşıyor sanırız!

Birinin entelektüel anlamda yaşayıp yaşamadığını nabzından filan değil, ancak yenilenmeye, farklı okumaya ve dinlemeye olan ilgi ve kapasitesinden öğrenebilirsiniz.

O halde hepimiz bu konuda kendimizi zaman zaman çek etmek durumundayız.

Şayet “zaten bildiğimizi” düşüyor ve öğrenme merakımız da kalmamışsa, artık kendimize birer mezar eşmemizin vakti gelmiş demektir…

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.