ALTIN
 2.498,71
DOLAR
 32,5315
STERLİN
40,6457
EURO
 34,6836

 

 

            4 Kasım 1922, TBMM Gizli Celse'de Bitlis Mebusu Yusuf Ziya Bey, Lozan Barış Antlaşması'ndan Kürtlerin beklentisini şöyle anlatmıştı: "Avrupalılar diyorlar ki “Türkiye’de yaşayan ekalliyetlerin en büyüğü, en kesretlisi Kürtlerdir.” Bendeniz Kürdoğlu Kürdüm.

              Binaenaleyh bir Kürt mebusu olmak sıfatıyla sizi temin ederim ki Kürtler hiçbir şey istemiyorlar. Yalnız büyük ağabeyleri olan Türklerin saadet ve selametlerini istiyorlar (alkışlar). Biz Kürtler vaktiyle Avrupa’nın Sevr paçavrası ile verdiği bütün hakları, hukukları ayaklarımız altında çiğnedik ve bütün manasıyla bize hak vermek isteyenlere iade ettik.

             Nasıl ki Elcezire Cephesi’nde çarpıştık (alkışlar), nasıl ki Türklerle beraber kanımızı döktük, onlardan ayrılmadık ve ayrılmak istemedik ve istemeyiz! (Alkışlar)

Binaenaleyh sözüme hitam verirken heyet-i murahhasınızdan rica ederim ki, ekalliyetler (azınlıklar) mevzubahis edildiği zaman Kürtlerin hiçbir mütalebesi (talebi) olmadığını ve Kürtlerin kanaatine tercüman olarak buradan söylediklerimi söylesin ve iddia etsin.

                  Binaenaleyh tekrar rica ederim ki Suriye’de terk ettiğimiz hudutları kurtarsınlar. Bu memleketin, bu vatanın eczası, en mühim parçası olan Kerkük’ü, Süleymaniye’yi, Musul’u unutmasınlar. (“Zaten orası bizimdir” sesleri)"

Sonuç: Musul'suz Lozan 24 Temmuz 1923'te imzalandı.

               Lozan Barış Görüşmelerini yürüten heyette Kürt temsilci var mıydı, Lozan’da Kürt Meselesi nasıl ele alındı, Kürtleri en çok kim savundu, TBMM’nin Kürt temsilcileri Lozan Barış Antlaşması’nı onayladılar mı?

 

            Not: Meclis konuşmalarından görüldüğü üzere Türk-Kürt kardeşliğine yürekten inanmış biri olan Yusuf Ziya Bey, 13 Şubat 1925’de patlak veren Şeyh Said İsyanı’nı örgütleyen Azadi Cemiyeti’ne üye olmak suçundan tutuklandı ve Bitlis’te yargılandı.

                Hıyanet-i Vataniye Kanunu gereğince Şeyh Said İsyanı’nın bastırmasından bir gün önce, 14 Nisan 1925 saat 5.30’da Bitlis’te Cibranlı Halid Bey, Teğmen Ali Rıza Bey, damadı Faik Bey ile Molla Abdurrahman ile birlikte kurşuna dizildi.

Onunla aynı kaderi paylaşan Hasan Hayri Bey'le ilgili:

               Birinci Meclis'te Dersim Mebusu olan Hasan Hayri Bey. Nuri Dersimi'nin aktardığına göre Mustafa Kemal, Lozan görüşmeleri sırasında Musul meselesi görüşülürken, Kürt mebusların fikrini almak istemiş, Hasan Hayri Bey söz almış ve şöyle demişti:

           "Kürtlerin Türkler’ den ayrılmayacaklarını kesin bir dille açıklayarak, sözlerimi Hz.Muaviye’den bugüne kadar cereyan eden olayları sayarak tarihen isbata çalıştım.

            Bu sözlerimden son derece memnun kalan Mustafa Kemal, sevincinden ayaklarını yere vuruyor, beni çılgınca alkışlıyordu.

             Hatta ertesi gün Kürt milli kıyafetiyle Meclis’e gelmemi benden rica etti. Ben ve diğer Kürt mebus arkadaşlarım, ertesi gün Kürt Milli kıyafetiyle Meclis’e geldik ve Lozan Konferansı’na telgraflar çekerek Kürtlerin, Türker’den ayrılmayacağını bildirdik."

              Bunun üzerine, başından itibaren bağımsızlıktan yana olan Nuri Dersimi, "Muhterem Hayri Bey, sen şimdi Türklerden ayrılmış bir Kürt mebususun, Terakkiperver Partisi’ne mensup olduğun için Mustafa Kemal’in muhalifisin ve bu parti sayesinde tekrar mebus olabilirim ümidindesin, fakat aldanıyorsun, bir gün gelecek, sen Kürt adını bile söyleyemeyeceksin” demişti.

           Tarih Nuri Dersimi'yi haklı çıkardı. Hasan Hayri Bey, 13 Şubat 1925'te patlak veren Şeyh Said İsyanı ile ilişkilendirildi, Lozan sırasındaki tavrı dikkate alınmadı ve 23 Kasım 1925'te idam edildi.

Alıntı

Ayşe Hür (Tarihçi)

Twitter

 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.