ŞİMDİ GERÇEK BARIŞ ZAMANI.
PKK 12. Kongresini gerçekleştirerek kendisini fesh etti. Ayrıca 15 Ağustos 1984 yılında başlattığı silahlı mücadeleye de son vererek silahları bırakacağını kongre kararı olarak duyurmuş oldu. PKK bu kararı durup dururken mi aldı elbette işin perde arkasını bilmiyoruz. Bu yönde devlet ile PKK veya Kürt siyasi hareketi arasında neler görüşüldü bir pazarlık yapıldı mı yoksa kayıtsız şartsız silah mı bırakıldı bunları şimdiden değerlendirmek açısından gerekli bilgiye sahip olmadığımız gibi, gelecekte de şöyle iyi veya böyle kötü olacak deme durumunda değiliz. Her şey MHP lideri Devlet Bahçeli‘nin Ekim 2024 yılı içinde önce PKK liderine çağrıda bulunarak ardından DEM sıralarına giderek dem’li milletvekillerini elini tutarak süreci başlattığını söylemek mümkün. 27 Şubat 2025 tarihinde de PKK lideri Abdullah Öcalan’ın yaptığı açıklamayla bu süreç başlamıştı. 40 yılı aşkın silahlı mücadele olabildiğince uzun bir süre dünyada benzeri silahlı mücadele örneklerine bakıldığında PKK nin yürütüp yönettiği bu süreç oldukça uzun bir süre sayılmalıdır. Dolayısıyla sonuçları itibari ile de taraflar açısından oldukça ağır ve sarsıcı olmuştur. Hatta silahlı mücadele literatürü açısından bakıldığında on yılı aşan süre anormal süreler olarak değerlendirilir. Belki de PKK çok daha önce bu kararı almayı düşünmüştür doksanlı yıllarda alınan ateşkes kararları böylesi kalıcı bir kararın ön adımlarıydı ancak dayatılan savaş ve çatışma konsepti süreci bugünlere kadar uzattı. Her şeyden önce gerek toplumsal barış açısından gerek insan hakları açısından alınan bu karar son derece doğru ve olumlu bir karardır. Her şeyden önce hayırlı olmasını, kalıcı bir barışa dönüşmesini diliyorum.
Kuşkusuz alınan bu karar taraflar açısından olduğu gibi bölge ve dünya açısından da son derece önemsenen ve önemsenmesi gereken bir karardır. 50.000’den fazla insanın yaşamını yitirdiği bir sürecin kapanmış olması sevinçle karşılanması gereken bir durumdur. En azından bundan sonra ölüm ve ağır insan hakları ihlallerinin yaşanmasına gerekçe edilebilecek bir nedenin ortadan kaldırılması sevindirici olmuştur. Bu duruma sevinenler kadar üzülenlerin olduğunu da görebiliyoruz. Özellikle ulusalcı aşırı milliyetçi çevrelerin bu karara karşı son derece sekter irite edici bir tutum içerisinde olmaları kendi Siyasal tercih ve gelecekleriyle ilgili bir durumdur. Ancak sürecin toplumsal ekseriyetinin başta AKP, MHP , CHP, diğer irili ufaklı sağ, liberal ve sol partiler tarafından desteklenmesi oldukça önemlidir. Alınan kongre kararına sevinenler tarafında elbette çatışmalı sürecin en önemli mağduru olan, büyük acı ve bedel ödeyen Kürt ve Türk kesimi var. Bu kesim bugüne kadar yaşadığı ağır baskıları, işkenceyi gözaltına alınmayı tutuklanmayı sürgün edilmeyi yerinden yurdundan edinmeyi sevdiklerini yitirmeyeceği, günün herhangi bir anında yargısız infaza uğramayacağı için sevinmektedir. Karara cepheden karşı milliyetçi kesim olduğu gibi, kararı kaygı ve hüzünle karşılayan Kürt kesimi de mevcut. Kürd kesiminin kaygısı tarihsel bakış açısı ile yani ittihatçı geleneğin her defasında Kürtlere yaşattığı acı ve hüsran dolu deneyimlerden kaynaklandığını dolayısıyla bu kaygının çok da yersiz olmadığını söylemek mümkün. Ancak ne tarih eski tarih ne de Kürtler eski Kürtlerdir. Nitekim kongre kararlarından da anlaşılacağı gibi sürecin yeni barışçıl Légal demokratik bir mücadele biçimine evrileceğini söylemek mümkün. Süreci belirsiz bir tutumla izleyen farklı bir Kürt kesimi daha var ki onlar da PKK yi ve 40 yılı aşkın mücadelesini küçümseyen bakış acılarıyla bağımsızlık talebiyle laf üretmekten başka bir şey yapmayan kesim olduğunu söylemek mümkün. PKK nin kongre kararıyla onlara da önemli bir alan açılmış bulunmaktadır. Hadi şimdi elinizi tutan mı var diyesi geliyor insanın. Kısaca ifade etmek gerekirse PKK tarafından alınan kongre kararı savaş ve şiddet rantçısı kesim dışında her kes ve her kesim için hayırlı olmuştur. Şimdi gerçek barış ve kazanmanın tam zamanı.