Terörsüz Türkiye kimin İçin?
Memleketin gündemi Terörsüz Türkiye.
Baştan söyleyelim,
Terörün yaşanmadığı, insanların ölmediği, toplumsal barışın var olduğu bir ülkede huzur içinde yaşamak…
Hepimizin özlemi ve amacı.
*
Yaşadığımız Terörsüz Türkiye süreci 26 yıl öncesiyle ilginç benzerlikler taşıyor.
Tarih 15 Şubat 1999,
İktidarda Bülent Ecevit’in başbakanlığında DSP, ANAP ve MHP koalisyon hükümeti.
Devlet Bahçeli ve Mesut Yılmaz başbakan yardımcıları.
Terör örgütü lideri Abdullah Öcalan (AÖ) Kenya’da yakalanıp ülkeye getirilmiş, yargılanması 29 Haziran 1999’da tamamlanmış ve terör olayları yok denecek düzeye inmişti.
2002 yılında 7 güvenlik görevlisi şehit olmuştu.
AÖ’nün örgütüne Türkiye’yi terk etmesini istemesiyle (1 Eylül 1999) başlayan çatışmasızlık 1 Haziran 2004’te terör örgütünün eylem kararı almasıyla bozulmuştu.
Gerekçe, askeri operasyonları ve hükümetin Kürt sorununa kayıtsız kalması göstermişti.
İktidarda RTE-AKP.
*
Tarih 22 Ekim 2024,
Devlet Bahçeli yine sahnede.
Terörü bitirmek adına hapisteki terör örgütü liderine çağrı yaptı.
Terör örgütü silah bıraktığını açıkladı,
Temsili olarak bir grubun silahları yakıldı,
İktidarda yine RTE-AKP.
Beklenti yine yasal düzenlemelerin yapılması,
Bir beklenti de RTE’nin “tarihi” açıklamasında ne diyeceğiydi,
“Terörsüz Türkiye bir pazarlığın neticesi değil,
Arada silah olmadan oturup konuşacağız,
Mecliste bir komisyon kurulacak, yasal ihtiyaçlar konuşulacak,
Millet sevinmeli, bayram etmeli, her yer ay yıldızlı bayraklarla donatılmalı…”
AÖ de demez mi, “silahın değil, siyasetin ve toplumsal barışın gücüne inanıyorum.”
Gel de sorma;
- Terör konuşularak bitirilecekse 20 yıl önce neden konuşulmadı?
- Yasal düzenleme ile terör bitecekse neden 20 yıl önce bitirilmedi?
Bir de Ataol Behramoğlu’nun sorusu var;
“PKK Öcalan’ın çağrısına uymuş.
Öcalan da Bahçeli’nin çağrısına uymuş görünüyor.
Peki ya Bahçeli? Ona çağrıyı yaptıran kim?”
Bu sorunun yanına RTE’nin “Biz yani Türkler, Kürtler, Araplar, ittifak yaptığında…” vurgusunu da koyunca,
Ülkemiz ve bölgemizle ilgili planlarda (BOP) devlet kimliğinin ötesinde etnik ve dinsel temelli yapılar yaratma hedefleri olduğunu görmek gerek gerekiyor.
Irak’ta, Suriye’de olduğu gibi…
*
Gelelim Terörsüz Türkiye için yasal beklentilere, olası Anayasa değişikliğine,
Yasal düzenlemelerden kimin, ne anlıyor acaba?
DEM’de, adada, dağda beklenti,
- Ana dilde eğitim,
- Yerel yönetimlere özerklik,
- Doğal kaynakların yerel yönetimlere devredilmesi,
- Örgüt üyelerine genel af getirilmesi…
Bir küçük değişiklik de iktidarın hatırına Anayasa madde 101’de,
“…Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir” koşulunun kaldırılması.
Her şey terörsüz Türkiye için…
İnanana…
*
Konu terör olunca sözlük anlamına da baktım.
“Korku salma, yıldırma, genellikle siyasal bir dava uğruna girişilen, toplumu korkutmaya, yıldırmaya yönelik her türlü eylem.”
Terörün bu anlamı size ne anlattı bilemem ama,
RTE-AKP iktidarının “ileri demokrasi” anlayışı canlandı gözümde…
Demek ki terör sadece silahla olmuyormuş.
Siyasi ve toplumsal muhalefeti, derdini anlatmaya çalışan her bir yurttaşı, genci…
Yargı eliyle gözaltına alma, tutuklama, hapsetme…
Bu eylemler korkutmaya ve yıldırmaya yönelik değil mi?
*
İlginç bir benzerlik de RTE-AKP’nin CHP’siz siyaset yaratma hedefinde.
Memlekette de bulundu bir suç örgütü lideri,
İtirafları ile kendisi serbest bırakıldı,
İftiraları ile Milletin iradesiyle seçilen belediye başkanları tutuklandı.
Sağlığını yitirenler de hala cezaevinde, tutuklu.
Terör örgütü ile barış, kendi yurttaşını ve muhalefeti siyasi dava uğruna korkut, yıldır…
Gel de sorma, terörsüz Türkiye kimin için?
