Millet mi Ümmet mi?
Geçtiğimiz hafta içinde RTE’nin iki cümlesi,
Terörsüz Türkiye’nin ve kendilerinin gerçek yüzünü ve niyetini açıkça gösterdi.
“Bizler, yani Türk, Kürt, Arap ittifak yaptığımızda…
Ümmetin birliğini savunmak ne zamandan beri suç oldu?”
Demek ki amaçları Milletin değil ümmetin birliği,
Ümmetten beklentileri ise tek adama biat edilmesi,
100 yıl öncesinin padişahlık düzenine geri dönülmesi,
ABD büyükelçisinin de söylediği gibi…
*
RTE-AKP’nin ve ortağının derdinin Vatan, Millet olmadığı açıktır.
Dışarda ABD’nin planı, içerde yandaş şirketlerin kazancı önemlidir.
Büyükelçi Barrack’ın hadsiz sözleri karşısındaki sessizlik,
Yandaş şirketlerin isteği ile zeytinlikleri yok eden maden yasası,
Ölüm orucuna başlayan köylüler karşısındaki duyarsızlık,
Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık’a ve Ayşe Barım’a yapılan vicdansızlık,
İktidarın gerçek yüzünü gösteren son örneklerdir.
*
1990’lardan bu yana dile getirdik,
Ülkemizde iki cephe vardır; Cumhuriyetçiler ve karşıtları.
Bütün mesele Demokratik Laik Cumhuriyet’in varlığıyla var olanların,
Cumhuriyet cephesinde bir araya gelememeleridir.
Kavramlar üzerinde tartışarak,
Benim dediğim doğrudur diye inatlaşarak,
Neoliberalizmin sol siyasete biçtiği rolü benimseyerek,
Siyaseten kendilerini var etmeye çalışarak,
Ayrışıldı, bölündü ve Türkiye 23 yıldır RTE-AKP iktidarına teslim edildi.
*
Ulus kavramını ırkçılık olarak görenler,
Yeni dünya düzeni diye siyaseti etnik ve mezhep temeline indirgeyenler,
Sendikaları bile kimlik ve inanç temelinde yapılandıranlar,
Atatürkçülüğü Kenan Evren ile özdeşleştirenler,
Demokratik Laik Cumhuriyeti küçümseyenler…
Hiç olmazsa bugün oturup düşünmeli ve gerçeği görmeliler;
Ya Demokratik Laik Cumhuriyet ve Sosyal Hukuk Devleti temelinde bir araya geleceğiz,
Ya da teokratik faşizme teslim olacağız,
Ya çağdaş yaşamımıza ve geleceğimize sahip çıkarak batılı bir ülke olacağız,
Ya da emperyalizmin de istediği bir Ortadoğu ülkesi olacağız.
Ya insan ve yurttaş ortak kimliğimizle bir Millet-Ulus olacağız,
Ya da tek adamın bir kulu ve ümmeti olacağız.
Ataol Behramoğlu Düello şirinin son dörtlüğünde yol gösteriyor,
“Öyleyse bir tek şey var yapılacak,
Bu, iyilerin birlikteliğidir.
Bu amansız kötülüğü ancak
Örgütlü iyilik alt edebilir.”
Bugün değilse ne zaman?
*
Sözümüzü Altan abiyi (Öymen) selamlayarak tamamlayalım.
Siyasi ve tarihi bilgisi, birikimi ve deneyimi ile üretmeye doymayan bilge bir kişi,
Her koşulda gerçekleri ve doğruları yazan ve anlatan duayen bir gazeteci,
Var olan sorunlara Cumhuriyet aydınlanmasını ışığında çözüm arayan önder bir siyasetçi,
İnsan ilişkisinde son derece zarif, saygılı, esprili ve mütevazı örnek bir insan,
Eserleriyle ve güzel anılarıyla yaşayacak…
Işıklar içinde uyu Altan abi.
