ALTIN
 4.297,56
DOLAR
 39,7257
STERLİN
53,5046
EURO
 45,8826
reklam

YANGIN YERİNE DÖNDÜK 

 

Memleket yanıyor…

Yurttaşlar da yanıyor…

Ormanların içindeki tüm canlılar da yanıyor…

Ceplerimiz, evlerimiz, hayallerimiz ve umutlarımız da yanıyor…

Yanmayan sadece yandaşlar!

Mersinliler yazın sıcakta kalmazlar. Toros dağlarındaki, “Çamlıyayla, Fındıkpınarı, Aslanköy, Camızpınarı ya da Kavaklıpınar gibi ormanlık alanlarda yerleşik yaylalara çıkarlar… Benim çocukluğum da Gözne yaylasında geçti… Evimizin hemen yanında Jandarma Karakolu ve Orman Muhafaza Şefliği vardı.

Her sabah, Orman Muhafaza Memurlarının atlarıyla ormana gidişlerini seyrederdim… Öylesine alımlı, bir o kadar da gururlu bir duruşla evimizin önünden geçerlerdi ki, hayran kalmamak mümkün değildi… Işıltılı koşumları, nallarından çıkan sesler ve çocukların sevgi gösterilerine karşı kişneyerek başların sallayan atlar, hala aklımda yer eden en güzel çocukluk anılarımdır…

20 ye yakın atlı ve üniformalı Orman Koruyucuları, İkili gruplar halinde ormanın içine dağılırlar ve yine aynı vakurlukla gün batımı geri dönerlerdi…

∗∗∗

Eski Türkiye’de(!) Ormanlık alanda ve çokça da sahillerde bulunan Orman Bakanlığı’na ait kamplarda “Orman yangına” karşı kadrolu çalışanlara Mart ve nisan aylarında eğitimler verilirdi.

Öğrencilere orman yangınlarının ülke için ne denli felaket olduğu öğretilirdi… Ayrıca Orman Köylüsü, Orman içinde çalışır, Muhtarlar ormana gözü gibi bakar, “Ormansız vatan olmaz” derlerdi…

Çobanlar Ormanların en güvenilir korucularıydı… Türk Hava Kurumunun “Yangın söndürme filosu” tüm ülkelerin gıptayla baktıkları bir görkemi taşırdı… İller, uçak almada birbirleriyle yarışırdı! Yani, tam bir yurtseverlik seferberliğiyle Ormanlarımız korunurdu… Cumhuriyet ormanına gözü gibi bakmaktaydı!  Ta ki AKP dönemine kadar!

∗∗∗

Son iki senedir ormanlarımız yanıyor… Temmuz ayında 34 ilde başlayan yangınlar hala sürüyor… Ve ne yazık ki bu yangınlarda, 11 yurttaşımızı kaybettik. Bu yurttaşlarımızdan beşi AKUT gönüllüsüydü… Uzmanlar bu kadar fazla ölümün nedeninin “yangın söndürmedeki acemiliklere ve ilgili bakanlık ile bakanlığa bağlı kurumların hazırsızlık olmalarına bağlıyorlar… Hazırlıksız olmak umursamazlığın sonucudur…

Ülke ormanlarının yakılmasına göz yummanın sinsice dışavurumudur!

Sadece yandaşa para kazandırmak için “Ülkemizin yetkin ve gıptayla bakılan yangın söndürme uçaklarını satan anlayış, daha sonra yangınla etkili mücadelenin havadan yapılması gereğini dile getirerek, yandaş taşeron firmaların döküntü uçaklarına misliyle dövizler akıtarak yangın mücadelesi yapmaya çalışıyor.

Elbette yapamıyor. Aslında yapıyormuş gibi görünüyor…

∗∗∗

3 yıl önce, Türkiye yine aynı yangın felaketini yaşamıştı… O felaket, son 20 yılda yanan ormanların toplamından daha büyük alanda hasar bırakmıştı… O yıl AKP, evleri ve hayvanları yanan yurttaşlara çay dağıtarak çok(!) büyük destek vereceğini açıklamıştı! Hatırlayın aylarca tartışmalar yapıldı.

Yanan orman alanların “yapılaşmaya yani imara açılmasının yasak olacağına” dair sözler verildi… Hükümet, bu alanların “yeniden Orman vasfına kavuşturulacağını” seçim beyannamesine bile taşıdı! Sonra ne oldu? Ülkemizin en turistik bölgesi olan bu alanlar imara açıldı. AKP’li yandaşlar tarafından otel yapılmak üzere paylaşıldı…

Aslan payı da bu alanların tahsisini yapan Turizm Bakanına düştü…

∗∗∗

Düne kadar yanan alanların, 3 yıl öncesinden daha da büyük olduğu açıklanıyor…  Valiler, Orman yangınının nedenlerinden başında elektrik tellerinin geldiğini açıklıyorlar… İç İşleri Bakanlığı yangını çıkan faillerinin yakalandığı haberini veriyor…

Peki sonuç?

Ormanlar yanıyor. Sorumlusu yok!

∗∗∗

Zaten olamaz, önceki bakan ne demişti? ” Partili Cumhurbaşkanımızın talimatıyla yangını söndürmeye geldik!” Talimat vermeseydi ne olacaktı? Cevabını vermek çok zor!

Yönetildiğimiz ucube rejim, Ormanı da yaktı, suyu da kuruttu, Belediye başkanını da keyfi bir şekilde zindan attı, yazarı da tutukladı, sanatçıyı da susturdu… Kısaca düşüneni, yurttaş olarak hakkını arayanı, adalet isteyeni yargı sopasıyla sindirip korkutmaya çalıştı!

Ama yurttaş artık korkuyu evde bırakıp alanlarda “hükümet istifa” diye bağırıyor…

∗∗∗

İş çığırından çıkıyor!     Devleti olmayan bir millet olduk! Milleti olmayan bir vatanda yaşıyoruz… Bir emperyal çok bilmiş(!), bize “Osmanlının milletler yapısına” dönmemizi zorluyor… “İsrail’in güvenliği Ortadoğu’daki ülkelerden çok önemli, bu nedenle ulus ve üniter devletleri istemeyiz” diyor…

Bu küstah ve saldırgan kişi aynı zaman da ABD’nin Ankara Büyükelçisi! Daha vahimi ise, bu sözlere karşı duramayan bir İktidar da  bizi yönetiyor… Yani yurttaşlarının istediğini değil, emperyallerinin sözüne kulak veriyor…

∗∗∗

Niyet belli!

Halktan yana değil, ümmetten yana olunca, yurttaş yerine biat eden kul istenince ne ulus ne üniter ne de laik demokratik sosyal hukuk devletinden yana olunamaz! Tek yol, bu anlayışın demokratik seçimle değişmesi…

Türkiye’nin kurtuluşu erken seçimdir! Yani Çare sizlersiniz!

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.