ALTIN
 4.297,56
DOLAR
 39,7257
STERLİN
53,5046
EURO
 45,8826
reklam

Tarih ve insafsızlık…

 

Geçtiğimiz günlerde Didim’in ilk kadın Belediye Başkanı Hatice Gençay’la birlikteydim. Gençay’ın önceki SHP Didim Belediye Başkanı Mehmet Soysalan gibi tarihe, kültür ve sanata çok yakın olduğunu gördüm…

Soysalan, alt yapı, marina, yol ve caddelerin düzenlemesi ve de en önemlisi, dünya Kültür mirasını taşımanın bilinciyle ülkemizde çok üzerinde durulmayan, Kentleri ranta teslim etmeyen büyük hizmetler yaptı…

Soysalan, Didim’in doğal ve kültürel varlıklarıyla Ege’nin iki yakasında, antik çağdan kalan mirasla oluşan Türk/Yunan ortak kültürünün gelişmesine katkı sundu, Kültür ve sanat faaliyetleriyle Didim’deki değerleri Dünya’ya tanıttı…

Önceki SHP/CHP’li belediye Başkanları Mümin Kamacı ve Deniz Atabey Soysalan’ın yaptıklarını devam ettirerek Didim’i, Aydın’ın Ege Kıyısındaki önemli turizm ve tarihi kentlerinden birine dönüştürdüler…

Didim’de, tarih boyunca birçok önemli medeniyetler yaşadı…

Antik ismi ile Didyma olarak da bilinen kente ait en eski bilgiler M.Ö. 500 yılına aittir. “Karia” bölgesinin sınırları içinde yer alan Didim (Didyma), Milet’in “kutsal alanı” olarak Likyalılar, Persler, Seleucidler, Attalidler, Romalılar ve Bizanslıların ve sonunda Türklerin egemenliğinde yaşamını sürdürmüştür…

∗∗∗

Bir şehirden ziyade kutsal bir mekân olarak kabul edilen Didim, görkemli efsanelere konu olan Apollon Tapınağıyla tanınır… Ayrıca, Didyma Antik Kenti, Milet Antik Kenti, Priene Antik Kenti, Herakleia Antik Kenti, Myus Antik Kenti gibi tarihin eşsiz yerleşim bölgelerine komşudur… İyonya döneminin en önemleri şehirlerinden biri kabul edilen Didyma; müziğin, sanatın ve bilgeliğin tanrısı olarak kabul edilen Apollon’un ve filozof Thales’in kentidir...

Engin bir kültüre sahip olan Didim, doğal olarak tarihi eser hırsızlarının göz koyduğu bir yöre haline gelmiştir ve birçok kültür varlığı kaçak kazılarla kaçırılmıştır…

Kaçırılanlar içinde en değerli olanı MS.2 yüzyılda Roma İmparatoru Traianus için yapılan ve Milet Meclis Binası önünde yer alan Güney Agora Kapısıdır.

“Millet Agorası ve Güney Pazarı” arasındaki bu muhteşem kapı,1907-1908 tarihleri arasında kazı yapan Alman Arkeolog Wiegand ve ekibi tarafından parça parça sökülerek gemiyle kaçırılmıştır…

Şimdi Berlin’deki Pergamon Müzesinde sergilenmektedir.

Didim Belediye Başkanı Hatice Gençay, bir kampanya başlatarak bu çok görkemli kapıyı, ait olduğu yere geri getirmek istiyor…

Kampanyayı destekliyorum. Antik çağın kültür varlıklarının korunmasını isteyen herkesin de Başkan Gençay’a destek vermesini bekliyorum…

Bu talep, T.C. Kültür Bakanlığım sırasında Karun Hazinelerini ülkemize getirmek için ABD yargısında açtığımız davayı kazanarak, Birleşmiş Milletler Genel Kuruluna sunduğumuz önerge uyarınca bir haktır…

Toplumsal baskı BM’yi de harekete geçirecektir…

Anadolu tarihinde “Bilinen 36 uygarlık” yaşadı…

Bu uygarlıkların ekonomisi, şarap ve zeytinyağına dayanmaktaydı.

Şarap ve Zeytinyağı sadece yiyecek ve içecek olarak değil, aynı zamanda sağlık ve enerjide de kullanılan antik dönemin en önemli emtialarıydı…

“Çağdaş Gezgin” olarak tanınan, bilgi ve deneyimiyle uluslararası haklı bir üne sahip olan değerli kardeşim yazar Bülent Demirdurak, “Türkiye hakkında çok şey” adlı kitabında “ölümsüz zeytin ağacı ve zeytinyağı başlığı altında önemli şeyler açıklıyor…

Kaz dağlarının önemli sembolleri olan şifalı otlarla birlikte zeytin ağaçları ve zeytinyağıyla ilgili bilinmeyen hikayeler anlatıyor…

“Halikarnas balıkçısı Cevat Şakir, zeytinyağını erimiş güneşe benzetiyor…

Yunan tanrıçası Athena’nın Tanrı Poseidon’u zeytin dalıyla yendiğini anlatıyor… Her din kitabında zeytin ağacının değişik gücü ve hikayesi yar alıyor…

İlk İsrail kralı tahta çıktığında zeytinyağı sürülerek kutsanıyor… Mısır firavunu Tutankamon’un tacında, savaştan dönen Roma imparatorlarının ve arenada galip çıkan gladyatörlerin başında hep zeytin dalları vardır…”

” Romalı yazar Plinius’un insan vücuduna iyi gelen 2 sıvı vardır. İçsel olarak şarap, dışsal olarak zeytinyağı dediği biliniyor…

Mısır piramitlerinin inşasında taşların hareketini kolaylaştırmak için bile zeytinyağı kullanılmıştır… Ölümsüz ağaç da denilen zeytin, Anadolu tarihinde milattan önce 4 bin yılından itibaren bilinir… Zeytin ve yağı şifadır, zenginliktir. Gelecektir…

∗∗∗

Ama bugün ormana, suya, denize, havaya, insana ve tüm canlılara düşman bir anlayış ülkede hüküm sürüyor…

Bu anlayışın epeydir hedefi zeytin ağaçlarıdır.

Yandaşın madeni için zeytin ağaçları katlediliyor.

Bu ne kindir anlaşılmıyor?

Hala ormanlar yanıyor!

Dikkat edin yangınlar hep CHP’li belediyelerin olduğu yerde çıkıyor…

CHP’nin başarısını gölgelemek adına canım ormanı canlılarıyla birlikte ateşe vermekten çekinilmiyorlar!

Ülkemizde garip işler ayyuka çıktı. Sadece İBB ile ilgili açıklanan entrikaları görünce, nasıl bir ülkede yaşıyoruz? Diyoruz…

Hele” Kadına düşman” bir anlayışın, şeriat rejimine öykünerek, anayasa ve yasa dinlemeden ortalıkta dolaşması yurttaşlarımızı çileden çıkarıyor…

İktidarın bugüne kadar 56 belediyeyi “zorlamayla” safına katması, siyasi ahlakın ne hale geldiğini gösteriyor…

Ama asıl tehlike, “TÜİK verilerine göre son 7 ayda, 18 yaş altı suça sürüklenen çocukların oranın %13 artması…

Dahası, 612 652 olayda çocukların doğrudan yer alması…

Uyuşturucu mafyası, yargıya olan güvensizlik ve temel değerlerin yok edilmesi...

Ana babaları ve de tüm düşünen yurttaşları korkutuyor…

Çare seçim!

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.