Hasan Akgün ve AKP’nin oyunu
Çok değerli Sevinç İnönü’nün telefonuyla güne başladım... Sevinç İnönü, rahmetli Erdal İnönü’yü kaybettiğimiz andan itibaren, siyaseti çok yakından takip ederek ülkemize ve partimize sahip çıkıyor… Her olumsuzluğu cesaretle dile getiriyor, yapılan iyi şeyleri de destekliyor… Telefonda İstanbul İl başkanı Özgür Çelik’in görevden alınmasına olan öfkesini dile getirdikten sonra, Erdal Beyin sözünü hatırlatarak, “yılmak ve küsmek yok, daha çok çalışıp yola devam edeceğiz!” dedi… Evrensel hukukun ilkelerine, Anayasanın açık hükmüne rağmen, ülkemizin kurucu siyasal gücü olan CHP’nin İstanbul İl yönetimini, siyaseten görevden almak, uygulanan ucube rejimin sonucudur… Bu gerçeği yadsıyamayız! Kayyum, Türkiye’de hukukun iflas ettiğinin, çok partili demokratik düzenin yıkıldığının, devletin değiştirilemez ilkesi olan laikliğin kaldırıldığının göstergesidir! Korkarım, Kemal Kılıçdaroğlu da buna fırsat verecektir… Sizlerle önemli bir mektubu paylaşıyorum…
Sayın Fikri Sağlar,
Sayın Bakanım, öncelikle Silivri’den sevgi, saygı ve selamlarımı iletiyorum.
İçinden geçtiğimiz bu süreçte her ortamda bizlere verdiğiniz destek için, sesimizi duyurduğunuz için şahsım ve benim gibi siyasi tutsak olan arkadaşlarım adına sonsuz teşekkür ediyorum. Belediyecilikte 50 yılı aşan hizmet yolculuğumun tamamını satırlara sığdırmak elbette mümkün değil. Ancak vizyonumu ve belediyecilik anlayışımı şekillendiren uygulamaların özünü, ana başlıklar hâlinde ekteki belgelerde sizlerle paylaşıyorum. Bugün ülkemiz, demokrasiyi, hakikati ve halkın özgür iradesini savunan kalemlerin değerini her zamankinden daha fazla hissettiği bir dönemden geçiyor. Halkı bilgilendirmek ve Cumhuriyet’in sarsılmaz değerlerini yaşatmak için kalemini kullanan sizler, karanlıktan aydınlığa uzanan yolun en güçlü ışığını taşıyorsunuz. Bu nedenle duruşunuz ve yazdıklarınız, bugün her zamankinden çok daha kıymetli ve anlamlıdır. Henüz 18 yaşımda başladığım belediyecilik hayatım, bugün 50 yılı aşkın kesintisiz yarım asırdan fazla süredir devam ediyor. Bu süre boyunca gece gündüz demeden, çoğu kez ailemi geride bırakarak yalnızca halkım için çalıştım. 7 dönemdir büyük Büyükçekmece ailemin güveniyle, vekaletiyle belediye başkanı seçildim.
Kamunun malını kendi malımdan aziz bildim; hiçbir yanlış uygulamaya göz yummadım. Bütün bu hizmetleri Kuvayi Milliye ruhuyla yaptım ve yapmaya devam ediyorum. İlkelerimden asla ödün vermedim.
2003’ten bugüne kadar Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Kongresinde (YBYK) Türk Ulusal Heyetin en kıdemli üyesi
olarak ülkemi şerefle temsil ettim.
12 Eylül’ü, 28 Şubat’ı, 15 Temmuz’u bizzat yaşadım; her biri halk iradesinin yok sayıldığı, demokrasinin sekteye uğradığı dönemlerdi. Ne yazık ki bu müdahalelerin bedelini her zaman milletimiz ödedi. Bugün de benzer bir tabloyla karşı karşıyayız. Seçilmiş belediye başkanlarına yönelik siyasi müdahaleler, halkın özgür iradesini gölgelemektedir. Sürekli muhalefet kanadında görev yaptığım için, ülkemizin siyasi anlayışı ve uygulanan adalet mekanizmaları gereği her ay denetlenmek durumunda kaldım. Yetmedi; şeffaflık ilkesine olan bağlılığım nedeniyle, özel müfettişler aracılığıyla periyodik olarak kendimi denetlettim ve tüm işlemlerimin hukuk çerçevesinde olduğunu belgeledim.
Siyasi çıkar ve menfaatlerini gerçekleştiremeyenlerin asılsız itham ve dedikodularının hedefi olduk. Belediyemizle, halkımızla ve hayırsever vatandaşlarımızla yürüttüğümüz projeler üzerinden yalan ve iftiralar üretildi.
Şu an Silivri’de olmamın hiçbir hukuki ve mantıklı gerekçesi yok. Ben ve yol arkadaşlarım, vatandaşlarımızın hür iradesiyle seçildik. Yerimiz, demir parmaklıkların ardı değil; görevimizin başında, halkımızın yanında olmalıydı. Biz bu yola makam için değil, milletimiz için çıktık.
Soruyorum: Yarım asır boyunca halkın güveniyle 7 kez üst üste seçilmiş bir belediye başkanı olarak, kentin geleceği ve vatandaşlarımızın güvenliği için sahada olmam gerekirken, dedikodular ve asılsız ithamlar nedeniyle Silivri zindanında mı olmalıydım?
Büyük depremin kapıda olduğu bir dönemde, Kentsel Dönüşüm projelerimizin başında halkımla birlikte olmam gerekmez miydi? Yarım asırlık belediyecilik hayatımda gördüğüm bu hukuksuz uygulamalar; milletimize gözyaşı, acı ve ekonomik kayıplar getirmiş, ülkemizi çağdaş medeniyet yolundan uzaklaştırmıştır. Sadece düşmanlarımız ve emperyalist güçlerin çıkarlarına hizmet etmiştir. Kurtuluşumuz; Cumhuriyetimizin değerlerini korumak, demokrasimizi ve ekonomimizi güçlendirmek, Ata’mızın aydınlık yolunda yürüyerek çağdaş medeniyet seviyesine ulaşmaktan geçer. Bu dönemde sizin desteğinizle gerçeğin doğru şekilde aktarılacağına yürekten inanıyor, daha aydınlık günlerde görüşmek üzere…
DR. HASAN AKGÜN
Büyükçekmece Belediye Başkanı – Silivri
Bu mektup bana Şairin şu mısrasını anımsattı; Şair,” renkleri kirletmeye karar verdiler, ilk olarak da beyazdan başladılar!” der.