Satışa gelmeyelim…
Yüzyıllar boyunca imbikten geçen özdeyişler vardır. Bu sözler, insanlara öğüt verir ve yaşadıklarını değerlendirmekte yardımcı olur. CHP’nin pazar günü gerçekleştirdiği “22. Olağanüstü Kurultay” sonrası yorum yapmak gerekirse, şu özdeyiş uygun düşer: “Boğazlarında kaldı!” TDK Sözlüğü’ne göre anlamı, “Ağızlarındaki lokmayı üzüntü dolayısıyla yutamaz duruma geldiler.”
Pentagon destekli Saray kurmacası, CHP’nin halkla bütünleşmesini önlemek, gücünü kırmak, birinci parti olarak seçime girip kazanmasını engellemek için aylardır, yasadışı yollardan “38. CHP Kurultayı iptal etmenin” yani, Özgür Özel ve yönetimini görevden alarak yerine kayyum atmanın yollarını aradılar. Özel’in deyimiyle, “AKP Yargı Kollarının” hazırladığı yasadışı tuzakları ve içerdeki aparatlarını da kullanarak, CHP’yi ele geçirmeye çalıştılar. Havuz medyasına defalarca “Mutlak Butlan” türküsünü söyletmelerine rağmen başaramadılar. Zaten CHP’yi ele geçirmeleri mümkün değil. CHP, yüzyılı aşmış bir kurumdur!
Türkiye’nin en ücra köşesinde, mezra ya da köyünde veya mahallesi ya da kasabasında, yolda sokakta, “Susadım derseniz su veren , açım derseniz hiç düşünmesen sizinle ekmeğini paylaşan” bir CHP’li mutlaka bulursunuz! Çünkü, CHP’li insana saygı duyar, yurtseverdir, halkçı demokrat ve devrimcidir. Şiarı, bağımsızlık için Kurtuluş Savaşı’nı veren, laik demokratik sosyal hukuk devletini kuran Atatürk ve arkadaşlarının, çizdiği çağdaş insanlık yolunda gitmektir. O Ata’sının şu sözlerini unutmaz; “benim iki büyük eserim vardır. Biri Türkiye Cumhuriyeti, diğeri ise Cumhuriyet Halk Partisidir. ” CHP’li, ülkesine ve partisine sevdalıdır. Bu nedenle CHP, Özgür Özel’in arkasında saflarını sıklaştırdı, AKP’nin hileli referandum sonrası kurduğu “otokratik rejime” karşı durdu. Ülkeyi, AKP’den kurtarma mücadelesini daha da güçlenerek yol alıyor.
Tarihimizde ilk defa bir partinin Genel Başkanı, “kendisine ve yönetim kuruluna” güvensizlik oyu verilmesini talep etti. Delegeler de bu talebe uydu. Sonra da Özgür Özel ve yönetimini yeniden seçti. Böylece, ahlak ve yasadışı zorlama bir kural olan “mutlak butlan” medet umanları bir kez daha yendi! Şimdi, “CHP içindeki AKP aparatları” bu kurultayı da geçersiz kılmak için yine yasadışı yolları denemeye çalışıyor… CHP her şeyin farkında! “Darbeye, kayyuma hayır” sloganıyla yapılan 22. Olağanüstü Kurultay, kurumsal olarak CHP’nin yeniden daha güçlü “parlamenter sisteme dönüşünün ışıklarını” yaktı. “Halkın iradesiyle” seçilenleri AKP, boş dosyalarla zindanlarda tuttukça anayasal meşruiyetini kaybediyor. “Teokratik oligarşi” artık ülkemiz için bir beka sorununa dönüştü.
Özgür Özel’in seviyeli, heyecanlı sözleri ve bir o kadar da iktidar yalanlarını anlatan, ülkenin değerlerinin peşkeş çekildiğini aktaran, oynadığı tehlikeli oyunlarını açıklayan konuşması, gerçeklerin Millet tarafından daha iyi görülmesini sağladı. Kısaca, CHP’nin 22. Olağanüstü Kurultayı başarılı geçti.
İsrail’in Filistinlilere uyguladığı “soykırımı” sadece nutuklarla kınayan ama bugüne kadar eyleme geçmeyen iktidar, hamaset yapmaya devam ediyor.Yaparken de ayakları dolaşıyor.
Ya şimdi! ABD destekli vahşete dur diyemeyen ve Trump’ın “Gazze Planı”nı harfiyen uygulayan Netanyahu’ya ses çıkaramayan iktidar, Trump’la buluşacağı müjdesini sevinerek verdi. Havuz nedyasının paralı kalemşorları ise bayram ediyorlar! Sanki Trump, AKP’ye seçim kazandırdı!
Peki Trump’ın 6 yıl sonra, “Hadi gel!” diyerek verdiği” randevuyu “bizzat açıklamasının” altında ne yatıyor? Özgür Özel bu randevunun, “Erdoğan’ın gizlice buluştuğu Trump’ın oğlu Trump Jr.’a 300 Boeing Uçağı alma vaadinde bulunduğu” için verildiğini açıkladı. Daha da önemlisini Sözcü gazetesindeki haberden öğreniyoruz!
Haber, Ankara Büyükelçisi Thomas Barrack’ın, daha önce ABD senatonun Dış İlişkiler Komitesi’nde yaptığı konuşmada, “Çin’e bağımlı oldukları elementler yerine, Türkiye Beylikova’da bulunan ve 694 milyon tonla dünyada ikinci sırada rezervi olan 17 çeşit nadir toprak elementini kullanmanın, ABD’nin stratejik fırsatıdır” dediğini açıklıyor. Bu bilgiler ışığında, Trump’ın ağzının suyu akarak Erdoğan’ı davet etmesinin altında yatan nedenler belli oldu. Barrack’ın ifadesi, tam bir emperyalist kuşatma altında olduğumuzu ve değerlerimize çökülme çalışması yapıldığını açıklıyor. Ve artık bunlara dur demek gerekiyor!
AKP’nin işbaşına geldiği ilk yıllarda merhum Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, “Türkiye’nin varlıklarını babalar gibi satacağız” demişti. Sattılar da! Yerüstünde hiçbir varlık kalmadı. Şimdi, yeraltını da pervasızca satıyorlar. Bu iktidardan kurtulmanın çaresi erken seçimdir. Önceki yazılarımda AKP’ye “Erken baskın seçim geliyor” diye yorumlamıştım. O günden beri dikkat ederseniz İktidar, ekonomiyi düzeltmek yerine, kalan varlıklarımızı hızlıca elden çıkarmaya, bulduğumuz yeraltı değerlerimizi de satmaya hazırlanıyor. Böylece elde edilen mali kaynağı göstermelik olarak emeklilere, gençlere, kadınlara, üreticilere ve yoksullara ama aslan payını da iç ve dış yandaşlarına vererek, seçimi kazanmayı planlıyor.
CHP, yaklaşık bir yılda 3 kez Özgür Özel’i Genel Başkan seçerek, başta Ekrem İmamoğlu olmak üzere zindanlardaki seçilmiş belediye başkanlarının arkasında kale gibi durdu. Kurultaylarda parti saflarını sıklaştırarak ve miting/eylemlerinde halkla kucaklaşarak çığ gibi büyüdü… Seçime hazır! Bu kez “baskın basanın değil, baskın basmaya niyetlenin" sonu olacak…