Otokrasi mi, Demokrasi mi?
Hafta başından bu yana “casus” olayına takıldım kaldım.
Şapkadan tavşan çıkartmak sözünü doğrularcasına,
Yine bir “etkin pişmanlık” iftiraları ile suç ve suçlu yaratma çabasıyla,
Ekrem İmamoğlu, Necati Özkan ve Merdan Yanardağ’dan casus yaratmaya kalktılar.
Devletin gizli belge ve bilgilerini başka devletlere sızdırmışlar!
Bu noktada bazı sorular sormak gerekiyor;
- Bir Büyükşehir Belediye Başkanı, bir reklam, tanıtım ve iletişim uzmanı ve bir gazeteci devletin gizli belgelerine ve bilgilerine nasıl sahip olmuşlar…
 - Devletin güvenliği bu kadar zayıf mı?
 
Sorular çoğaltılabilir ancak biz iktidarın gerçek amacına bakalım.
Casus suçlaması ile İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı adaylığını engellemek,
TELE 1 televizyonunu ele geçirerek bir muhalif kanalı daha yok etmek.
Konuyu kapatmadan bir de 15 yıldır aydınlatılmayan bir olayı soralım.
Devletin en önemli güvenlik belgeleri ve bilgilerinin bulunduğu,
Genel Kurmayın kozmik odasına kimler girdi, aldıkları belgeler nerede, kimlerin elinde?
Bu olay neden açığa çıkartılmadı, sorumlular hakkında neden bir işlem yapılmadı?
*
Yaşadıklarımızın temel nedeni, iktidarı bırakmamak çabasıdır.
Amaç tek adam düzenini sürdürmek, Devlete egemen olmak ve Devletin ve Milletin kaynaklarını kullanmaktır.
RTE-AKP ve ortağı bu amaçlarına ulaşmak uğruna,
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurumsal kimliğini ve yapısını yok etmektedirler.
Tüses’in düzenlediği Erdal İnönü’yü anma toplantısında Murat Sevinç, Cem Eroğul hocanın 10 yıl önceki bu saptamasına dikkat çekti.
“Türkiye’de ilginç bir döneme girdik, demokrasiyle birlikte devlet de eritiliyor.”
Bu saptama ülkemizin bugünkü gerçeğini gösteriyor.
*
Demokrasinin tramvaya benzetildiğini biliyoruz.
Demokrasi eritilmekten beter, bugün için yok hükmündedir.
Devletin eritilmesi ise tek adam sisteminin yönetim şeklidir.
Ersin Kalaycıoğlu’nun tanımıyla “sultanizm” yönetiminde devlet, tek kişidir.
Devleti yöneten tek kişinin,
Devletin temel yasası olan Anayasayı ve Devletin kurallarını yok sayan kararları ve uygulamalar,
Devletin yönetim makamlarına atadığı devlet deneyimi ve terbiyesi olmayan liyakatsiz kişiler,
Anayasaya ve yasalara aykırı görev yaparak iktidara biat eden bürokratlar ve memurlar…
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin niteliğini ve kurumsal yapısını eritmektedirler.
*
Türkiye’nin emperyalist işgalden Kurtuluşu,
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Kuruluşu tek kişinin kararları ile değil,
Demokrasinin çatısı olan Meclis’te Milletin Vekillerinin kararlarıyla gerçekleşmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Millet’tir,
İktidar istemese de sandık Milletin önüne gelecek,
Millet de iradesini yok sayanlara gereken demokrasi dersini verecektir.
102 yıl önce saltanatın kulluğundan kurtulan Millet,
Bugün de otokrasinin yasaklarıyla değil,
Demokratik Laik Cumhuriyetin özgür bir yurttaşı olarak yaşama iradesine sahip çıkacaktır.
 
            
                                    
















        
        
        