ALTIN
 4.297,56
DOLAR
 39,7257
STERLİN
53,5046
EURO
 45,8826
reklam

 

Milletin gündemi geçim derdi,

Milletin vekillerinin gündemi “terörsüz Türkiye” ve 2026 yılı bütçesi.

Terörsüz Türkiye diye terörü yaratana özgürlüğü konuşanlar,

Açlığa ve yoksulluğa mahkum ettikleri emekçinin, emeklinin karşısında susuyorlar.

Gelelim bütçeye,

İktidarın önceliklerini, devletin parasını nerelere ve kimler için harcayacağının görmeye.

Ayrıntıları gerçek ekonomistlere ve iktisatçılara bırakalım, genel tabloya bakalım.

2026 bütçesinde gider 18 trilyon 929 milyar, gelir ise 16 trilyon 216 milyar lira,

Bütçenin daha tahmin halinde bile açığı 2,713 trilyon lira.

Yani devletin gelirden fazla gideri var.

Memurun, işçinin, emeklinin gelirinden fazla harcamak zorunda bırakılması yüzünden, her ay açık vermesi gibi.

*

Sarayda hazırlanan bütçe ekonomi politikasında iktidarın önceliklerini gösterir.

Memurun, işçinin, emeklinin aylık gelirine karar veren de iktidarın kendisidir.

Ne kadar maaş alacaklarını, tüketecekleri mal ve hizmetlerin fiyatlarının ne olacağını belirleyen iktidarın ekonomi politikasıdır.

Kısacası memurun, işçinin, emeklinin bütçe açığı kendi iradesinin dışındadır.

Devletin bütçesi neden açık verir, açık vermesine kimler karar verir?

Asıl yanıtlanması gereken temel soru da budur?

*

Sorunun yanıtı için sorgulamaya başlayalım.

Devletin gelirleri giderlerini neden karşılamıyor?

Çünkü iktidar “itibardan” tasarruf etmiyor,

Yediğimizden içtiğimize, giydiğimizden kullandığımız eşyalara, mallara, araçlara… kadar, yabancıların ürettiklerini kullanıyoruz, tüketiyoruz…

Biz tükettikçe ödüyoruz yabancılar kazanıyor, iktidar bol keseden harcıyor, sonuçta da hazine boşalıyor.

Hazine boşaldıkça da Hazine ve Maliye’ye bakan kişi, şimşek hızıyla yabancılardan borç para bulmaya çalışıyor.

Yıllardır dönen bu kısır döngüde borç borçla kapatılıyor, faizi de üstüne biniyor, giderler gelirleri aşıyor, bütçe de açık veriyor.

*

İyi de biz neden üretmiyoruz, ürettiklerimizi tüketmiyoruz?

Üretimin fazlasını başka ülkelere satıp gelirimizi arttırmıyoruz?

İşin püf noktası da burada.

45 yıl öncesine gidelim, 24 Ocak kararlarını görelim.

Tarımda üretime destek kesilmeli, özelleştirme ile devlet üretimden, ekonomiden çekilmeli,

Küreselleşen dünyada serbest piyasa ekonomisine geçilmeli dendi, geçtik.

22 yıl sonra, çay simit hesabı pahalı diye propaganda yapan RTE-AKP iktidara gelince,

Özelleştirme adına Milletin paralarıyla yapılan fabrikaları, üretim tesislerini, limanları, enerji santrallerini, dağıtım hatlarını, telekomünikasyon sistemini… elde ne varsa satınca.

Tarlada, sanayide üretime destek de kesilince,

Olan paraları da betona, binalara, inşaata,

Asfalta yola, tünele, köprüye yatırınca,

Tükettiklerimizi de kullandıklarımızı da yabancılardan almaya başladık.

*

Hepsi bu kadar mı demeyelim, 77 yıl öncesine gidelim işin aslını da görelim.

İkinci Dünya savaşı sonrası Sovyetlerden korunmak adına ABD ile ittifak yapmaya kalkınca,

Üstüne üstlük Marshall Planına katılmak için çabalayınca,

Kıramadı bizi ABD ve Ekonomik İşbirliği Anlaşması imzalandı 04.07.1948’de,

ABD heyetleri de hemen geliverdi Memleketi incelemeye.

Yazdılar raporlarını, gösterdiler bize kalkınmanın ve gelişmenin yollarını.

Üç rapor Hilts, Thornburg, Barker en kapsamlı olanları,

Raporlardaki ortak önerilenlerine maddeler halinde bakmalı.

  1. Bugüne kadar uygulanılan politika ve yapılanlar yanlıştır, terk edilecektir,
  2. Türkiye tarım ülkesidir, tarım üretimi ile kalkınacaktır,
  3. Sanayisi, tarımsal üretimde kullanılacak tarım alet ve gereçleri yapacak, ara malı, inşaat malzemeleri ve gıda maddeleri işleyecek şekilde hafif ve küçük ölçekte olacaktır,
  4. Diğer tüketim maddelerini üretmek pahalıdır, dışarıda ucuzdur. İthal edilmelidir,
  5. Kurduğunuz fabrikalar, kapatılacak ya da satılacaktır,
  6. Demiryolu yerine karayollarına ağırlık verilecektir,
  7. Devlet sanayiden ve ekonomiden çekilecek, yerli ve yabancı özel girişime (sermayeye) ağırlık verilecektir,
  8. Özel girişimin önündeki yasal engeller kaldırılacak, iç ve dış ticaret hukuku yeniden düzenlenecektir,
  9. Türkiye’ye yapılacak yatırım ve hizmetler ABD şirketleri tarafından karşılanacaktır,
  10. Gerekli uzman, yönetici ve teknik personel ile kamu yönetiminde destek ABD’den sağlanacaktır,

*

77 yıl önceki bu raporlara ve 24 Ocak kararlarından bugüne bakınca,

Biz neden üretmiyoruz, ürettiklerimizi tüketmiyoruz?

Fazlasını başka ülkelere satıp gelirimizi arttırmıyoruz?

Devletin gelirleri giderlerini neden karşılamıyor?

Devletin bütçesi neden açık veriyor, açık vermesine kimler karar veriyor?

Sorularının yanıtını buluyoruz.

*

Temeli “Tam Bağımsızlık ve Ulusal Egemenlik” olan Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu önderi Mustafa Kemal Atatürk’ün sözü bugünü anlamamız için yeteridir.

Hangi istiklal vardır ki yabancıların nasihatleriyle, yabancıların planlarıyla yükselebilsin? Tarih böyle bir olay kaydetmemiştir…

 

 

 

 

 

 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.