Memleket Ayrılığı
Benim memleketim
başkalarının uzak gurbetiydi
ve benim gurbet dediğim yer
onların memleketiydi
günbatımı diyarları
gözlerin karasında saklı hüzün mezarlığıdır
acıların kızıl merhemine sarılıdır
ne gözyaşı çözer,ne yumuşatır
gözyaşı ki çaresizliğin öteki adıdır.
otobüslerin karşı kaldırımı
ne tarafa düşer
ya gurbeti bitirir
ya gurbete vardırır
sabır ağır bir su gibi geçer
zaman tünelinde bir asır kalır
yol uzar gider
bezirgan miskinliği yükünde ağırlaşır
bunun adı memleket ayrılığıdır.
-------------------
Merhaba,
İlkyazıma bir şiirle başlamak istedim. Memleket ayrılığını hissetmediğim bir şehirde olduğumu bilmek güzel.
Malatya’da ocak ayını ilk kez yaşıyorum. Kış ortasında bile üşümüyorsam bu, insanların sıcağındandır. Bu gülümseyen umudun ülkesinde olmamın sebebidir. Burada hasreti bilmedim, çünkü Malatya bana gurbet olmadı.
Anladım ki, bir kenti bilmek o kentin gecesine gündüzüne tanık olmaktır. Yağmurunda ıslanmak, gri akşamlarını solumaktır. Yürümektir dar sokaklarında, caddelerinde soluk almak, meydanında ayak sürümektir. Gülümsemektir mesela ağaç dallarına konan kuşlarına, kış güneşinden ısı dilenmektir.
Ben dört ay önce geldiğimde Malatya denen şehre, aklımdaki kent, çağrışım kaysıydı. Altın kaysıları parlayan ağaç tarlaları önümüzden akardı veya ben öyle düşlerdim. Gerçek ile düşü kim ayırmış ki ben ayırayım. Ben de ayırmadım. Kaysı yaprakları sarının türlü renklerine büründüğünde, kiraz ağaçları meyvelerini çoktan kaybettiğinde Yeşilyurt’u tanıdım, Gündüz bey’de tepeden baktım. Mora kesen dağların dinginliğindebir kırlangıç kanadı istedim. Uçmalı dedim, o hüznün üzerinden alabildiğine özgür ve cesur. Eğer yaşamak buysa yaşamalı öyleyse. Oturmalı mesela şehir parkında bir sıraya. Öylece izlemeli insanların koşan telaşını. Çocukları, kadınları, gençleri, üşümüş kedilerini, dallardaki kuru yaprakları, Köşe bucakta kalmış biraz kar kırıntısı gözümüze çarpmalı. Sabah pusuna teslim Malatya ocak ayında sanırım böyle olmalı.
Bildim ki, burada bin insanı yoktu ama yaşayan bir şehir vardı. Yürekli insanların ülkesi olacak kadar mertti Malatya. Renkleri, inançları, insan yapısı ne olursa olsun birlikte yaşamaya kararlı insanların örnek yaşam biçimi takdire değerdir. Bu yaşamı birlikteliğe dönüştürerek paylaşmaktır. Aynı toprağa dokunmak, yasta, tasada ve sevinçte ortak değerleri farketmektir. Bunu fark ettiği için alkışlarım Malatya’yı. Sevgiyi çoğaltan, gülümseten dayanışması hep var olsun.
Fatma ÇAĞLAYAN