"Tuncelililer akıllı ve serinkanlıdır
Oyunu serinkanlılıkla bozdular."
Geçtiğimiz pazar günü Tunceli Dayanışma ve Kültür Vakfı'nın genel kurulu yapıldı.
"Genel Kurul Başkanlığı"na beni seçtiler.
Daha önce yapılan genel kurullarda da beni bu görevle onurlandırmışlardı.
Vakfın genel kuruluları genel olarak, "ortak akıl" egemenliğinde yapılıyordu.
Deneyimlerime dayanarak yazıyorum. Bu genel kurulda bir başkalık vardı. Dostluğu, barışı, bütünlüğü öteleyip, ayrışmayı çağrıştıran bir hareket olduğu seziliyordu..
Vakfı yönetenler çok mu derin ve yaygın çalışmalar yapmıştı?
Hayır.
Yönetimde olanlar, Yönetim kurulu başkanı.
Açılış ve "Çalışma raporu" sunma aşamalarında;
" biz bu kadar yaptık. Ama vakfa zeval getirmedik. Vakfı koruduk. Yaptığımız işlerde adil ve eşit davrandık " diyorlardı
Üyeler de çalışma raporu üzerinde, özgürce ve sınırsızca çok olumlu, eleştiriler yaptılar.
Fakat "şu bu giller " den kaynaklanan bir gücün, kimi saf üyeleri provake ettiği çok açık seziliyordu.
Divan Başkanı olarak, eşit, adil ve demokratik bir genel kurul yönettiğimi düşünüyorum. Vicdanen rahatım.
Heyecanlı kimi arkadaşlar, "divan başkanı bana konuşma hakkı vermese de" diye iletiler yazsa dahi, ben rahatım. Yasa, vakıf senedi ve kurallara uygun olarak, kime söz verip vermememi bilen olgunluktayım.
"Sözün ne zaman isteneceğini ve ne denileceğini herkes bilmelidir"
Fazla önemsemedim.
Çünkü
Mevlana "bir söze, bir de söyleyene bakarım." demiş
Doğru bir ifade.
Çok mutluyum, Tunceli'liler akıllıca ve serinkanlıca "akıl dışı" bir operasyonu, engellediler..