GÜLE GÜLE MEZOPOTAMYANIN DEGERLİ EVLADI
Ölenin ardından ne söylerseniz ne duyma, ne görme, ne de dönüp “ ne diyorsunuz” diye bir tepkisi olur!
Bundandır ki ölenin ardından çok konuşmak gibi bir alışkanlığım yoktur, dedim ya bunu hiç duymayacaktır.
Sırrı Süreyya sağlığında da kendisine atılan onca iftira ve daha benzeri aşağılık giydirmelerin hiç birine dönüp yanıt vermedi.
Söyleneneleri duyuyor, yazılanları okuyordu ama bunun sahiplerinin seviyesine hiç bir zaman inmedi, dönüp muhatap bile almadı.
Bu bir özgüven ve zeka meselesidir, dahası donanım meselesi.
Bu coğrafyada her duyarlı gibi yaşama ağır bedellerle başladı ve bunun sonucu, bir siyasetçi için genç sayılacak bir yaşta finali yaptı; onurluca, dürüstçe…
Ona laf yetiştirenler kendi kirliliklerini örtmek ve oradan kendilerine bir yaşam alanı oluşturmak için kırk kılığa bürünürken, o cesaretle; “ ben bir Türk’üm ama bu ülkeye barış gelene kadar hep Kürt kalacağım” diyen adamdır.
Çok söze gerek yok; güle güle Mezopotamya’nın değerli evladı, yolun ışıklar ülkesine ve çok istediğin barışa çıksın