ABDALA MALUM OLUR
Ahlaksızlığın en tehlikeli yanı bütün ahlaksızlıklara süslü laflar giydirerek onu örtmektir!
Bizde durmadan “ bu cennet vatan” diye söze girilir, gerisi dünyanın süslü lafları ama asıl gerçek, o cenneti nasıl cehenneme çevirdiğimiz gerçeğidir!
Türkiyenin dağı taşı kevgire dönmüştür. Yol boylarından dağ eteklerine kadar ne kadar atık, pet şişe, bira kutuları, boş içki şişeleri, poşet varsa yol boyunca size eşlik eder!
Yolun herhangi bir kenarında mangal yakılmıştır, geride yiyenlerin iğrenç atıkları!
Hızla bir çöle yuvarlandığımız yerde birileri durmadan bize cennetten dem vuruyor, fakire padişah sofraları anlatmak gibi bir şey!
Kaç gündür yanan ormanlar gece rüyalarımı yağmalıyor, kimi zaman derisinden kavrulan bir yılan oluyorum, kimi zaman sırtıma ağır gelen kabuğumdan dolayı kaçamadığım bir kaplumbağa oluyorum, kanadından tutuşup düşen kuş, kelebek cabası!
Neyse ki ulu yönetici; “ yangın kontrol altına alındı “ diyor!
Sönmüş, bitmiş, bütün işini görüp kendi kendine küle dönen bir yangını kontrol altına almış!!
Rüşvet, torpil, inanç sömürüsü, hiç bir liyakatı olmadan tepeye sarmaşık gibi tırmanıp en ulu ağacın tepesine dikilince cenneti yüksekten seyretmek bir başka oluyor!
Demek ki cennet böyle bir şey, “ cennet vatan” bu işin en tarifsiz yanı!
Bu cennet vatanın toprakları ekilip, biçilmiyor. Milletin efendisi dedikleri köylü gerçekten efendi; süt, yoğurt, peynir şehirden geliyor, yani fabrikasyon olarak!
Bu cennet vatanın en verimli topraklarına zebani müteahhitler dadandı, cennette hırsızlık bir başka ağız tadı ve ne kadar çürük bina varsa depremde tepemize yığıldı, binlerce insanımız öldü, sonra birileri çıktı dedi ki; “ cennette zina yaparsan olacağı budur!”
Bunlardan biri var, o da cennetin baş fetvacısı, geçenlerde Malatya’ya gelip yaşanan don felaketini “ hacdan dönüp gelenler zina yaparsa olacaklara razı olacaksın” babından sözler söyledi!
İşte bu cennet vatanın birde böyle aklı var, bir zamanlar onu bindiği jetski turlarından ve takım taklavatlı kaset görüntülerinden biliriz, demek ki onun yaptığı bu cennete zina değil, aşktır!
Ne demişti ulu ozan?
İstemem ne cennet, ne huri, bana seni gerek seni..!
İşte kendisine gerek olanı bırakıp el kapılarına giden bir çok arkadaşım şimdi büyük pişmanlıklar yaşıyor!
Orada çöp, okumayan, gün boyu onu bunu çekiştiren yokmuş, dahası kuşlar rahatlıkla yanınızdaki gölete konup ürkmeden kur dansları yapıyormuş!
O kuşlar ki bütün ülke sınırlarını çatı boyunda geçerken, benim cennet ülkemin sınırlarına girince yıldızlara kadar yükselip öylece yollarına devam ediyorlar!
Bu arkadaşlara tavsiyem; derhal dönün, bazen görüntülerinizi izliyorum, gerçekten kel aynak kuşu gibi kalıyorsunuz!
Yürüyüşünüz, duruşunuz, olmayan yabancı dilinizle peltek kalışınız, yani tepeden tırnağa bir işkencedesiniz ama buranın alışkanlığı olsa gerek kuyruğu dik tutup, kürdanla diş kurcalamanız büyük işkence; bence bu kadar işkenceye değmez, derhal cennet vatanınıza dönün ve siz giderken ki İzmir’in dağları ile şimdiki dağları bir görün..!
O İzmir’in dağlarında o çiçekler yok artık. Dahası eskiden ağıt yakanlarımız vardı, şimdi onlar da yok!
Tek şansımız cennetin külleri; savurup duruyoruz işte..!
Hasan ŞAHİN
