HOŞGÖRÜ ve ERSOY EREN
Arguvan’da Bir Festival Değil, Bir Dil Konuşulur: Hoşgörünün Türküsü
Yılın bir zamanı gelir ki Arguvan, yalnızca türkülerin değil, insanlığın da ortak sesi olur. Yüzlerce insan aynı ezgilerde buluşur, binlerce yürek aynı sözlerle titrer. Kimi uzak illerden, kimi başka ülkelerden gelir; ama bir noktada hepsi Arguvan olur, türkü olur.
Arguvan Türkü Festivali yıllardır sadece sahne kurmaz. Aynı zamanda gönül köprüleri kurar. Çünkü burada türkü, bir müzik türü değil; bir dildir. Acının, sevdanın, gurbetin, kardeşliğin dilidir. O dili konuşanlar, köyden ya da şehirden gelmiş fark etmez, aynı masada oturur, aynı türküyü söyler, aynı geçmişe selam durur.
Festivale gelen büyük sanatçılar, yerel seslerle aynı sahneyi paylaşır. Kimi zaman bir bağlama sesiyle, kimi zaman bir dizeyle suskunluk bozulur. Ama bu festivalin asıl değeri, ekonomiden, tanıtımdan, reklamdan çok daha derin bir yerde saklıdır: İnsanların birbirine dokunduğu, farklılıkların silindiği, göz göze gelindiği o anda...
Eğer bugün Arguvan, “hoşgörünün coğrafyası” olarak anılıyorsa, bunda bu festivalin çok büyük payı vardır. Çünkü burada kültür sadece yaşatılmaz, yaşanır da. Ve belki başka yerlerde sadece sahneler kurulur; Arguvan’da ise yürekler birbirine köprü olur. O köprünün adı da hepimiz için bir türkü olur.
Arguvan Belediye Başkanı Ersoy Eren’in seçim bildirgesinde altını çizdiği bir söz vardı:
“Sevgi ve Hoşgörü Kazanacak.”
Bugün görüyoruz ki bu sadece bir vaat değil; Arguvan’da her yaz yaşanan, hissedilen, büyüyen bir gerçektir.
O yüzden diyorum ki: Eğer bu festivalin Arguvan’a tek bir kazanımı varsa, o da hoşgörüdür.
Ve bu hoşgörü, her yıl biraz daha büyür, yayılır, kök salar...
Çünkü Arguvan’da türkü sadece kültür değildir;
Türkü, yaşamın kendisidir.