Asıl Komisyon Milletle…
Memleketin gündemi komisyon.
Adı bile tartışılan komisyondan beklentiler farklı,
Nasıl çalışacağı, nasıl karar alacağı da belli değil.
Komisyonu belirleyen iradenin beklentisi, çağrılan 10 siyasi partinin üye sayısından belli.
Komisyon hakkında Milletin yüzde 24’ü olumlu, yüzde 58’i olumsuz, yüzde 18’i de karasız.
En çok tartışılan konu ise,
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) komisyona katılmalı mı, katılmamalı mı?
*
Bu arada RTE ilginç bir çağrı yaptı,
“CHP’nin geçmiş günahlarına kefalet olacak bir fırsat!”
Gel de düşünme!
75 yıldır tek başına iktidar olmamış CHP’nin geçmiş günahları nedir diye…
1 Mart tezkeresini reddederek 22 yıl önce ABD’nin bu emperyalist planını bozması mı?
Yoksa 125 yıl önce,
Türkiye halkının bir Millet olarak birliğini sağlaması mı?
Emperyalist işgale karşı Kurtuluş Savaşını vermesi mi?
Saltanatı kaldırıp Cumhuriyet Devrimini ilan etmesi mi?
Tam Bağımsızlık ve Ulusal Egemenlik temelinde Demokratik Laik bir Devlet kurması mı?
Günahkar arayanlar,
Yabancıların nasihatleriyle memleketi yönetip Millete yokluğu, yoksulluğu yaşatanlara,
İnanç ve etnik kimlik siyaseti ile Milleti ayrıştıranlara bakmalılar.
*
RTE-AKP her yaptığını demokrasi zemininde meşrulaştırmıştır.
Bugünkü tek adam düzeni 3 Anayasa referandumu ile meşrulaştırıldı ve ülkeyi yönetme yetkisi tek adama verildi.
Tek adamın kararnameleriyle ve Meclis çoğunluğuyla çıkartılan yasalarla da,
Haksız ve hukuksuz ne yaptılarsa yasalaştırıldı, meşrulaştırıldı.
Şimdi de kapalı kapılar ardında belirlenmiş kararları bu komisyondan çıkartarak,
“Terörsüz Türkiye” dedikleri, aslı Büyük Orta Doğu Projesini (BOP) meşrulaştırmak amacındalar.
Meclis’teki komisyonlarda muhalefeti yok sayan iktidardan, komisyonda ortak kararlar alınmasını kabul edeceğini beklemek hayalden öteye geçmez.
*
Gerçeklere dönelim,
RTE-AKP iktidarının ve ortağının tek derdi, RTE’nin tek adam düzenini sürdürmek.
İktidarda kalmak için, özellikle ekonomide Trump’ın desteğini almanın peşindeler.
Desteğin karşılığında da ABD’nin Ortadoğu planına uymak zorundalar.
Terörsüz Türkiye ile DEM Partisini de yanlarına alarak Anayasa değişikliğinde ya da seçimlerde sayısal yeterliliğe ulaşma amacındalar.
*
RTE-AKP ve ortağının bu çok amaçlı oyununda önlerindeki en büyük engel,
CHP’nin meydanlarda Milletle buluşması, ülkenin gündemini belirlemesi ve Milletin CHP’ye olan desteğinin artmasıdır.
İktidar, CHP’yi de bu emperyalist projeye ortak etmek, siyaseten üstün olduğunu Millete göstermek ve ülke gündemini belirlemek amacındadır.
CHP komisyona katılmasa, “terörün bitmesini istemiyorlar” yaftalamasıyla karalayacaktır.
*
Komisyona katılma kararı veren CHP’nin süreçle ve komisyonla ilgili duruşunu Özgür Özel açıkladı.
CHP’nin olduğu komisyondan değil, olmadığı komisyondan korksun herkes.
İlk toplantıda nitelikli çoğunlukla karar alınacağı kararı alındığında CHP bu komisyonda yer alır.
Komisyon, anayasa yapacak bir komisyon değil. ona niyetlenen yanında bizi bulamaz. Anayasa’ya uymayanla anayasa yapılmaz.
CHP, demokratikleşme olacaksa orada olur.
CHP, Cumhuriyet’i tartışacak bir yerde olmaz.
Katolik nikahı yok; yanlış iş konuşur, doğru iş yapmazlarsa bindiğimiz gibi ineriz.
CHP mücadelesini sahada, meydanda, sokakta, otobüsün üstünde de Meclis’in kürsüsünde de sürdürmeye devam edecek…
*
Bu süreçte CHP’nin mücadelesini sürdüreceği en önemli alan meydanlardır.
Komisyon sürecinde yaşananları, konuşmaları ve gerçek niyetleri açıkça Millete anlatmalıdır.
Komisyondaki alınan kararları meydanlarda Milletin bilgisine ve oyuna sunmalıdır.
Böylece Milletin bilgi sahibi olmasını ve ülkemizin geleceği ile ilgili iradesini göstermesini sağlamalıdır.
Terörü ve Kürt sorununu nasıl bitireceğini, yurtta barışı nasıl sağlayacağını Millete anlatmalıdır.
Sorunları, hukuksuzlukları, adaletsizlikleri, yolsuzlukları ve çözüm politikalarını Millete anlatmayı sürdürmelidir.
CHP, asıl komisyonu Milletle kurmuştur ve bu komisyonu büyüterek iktidar yolunda yürümeye devam etmelidir.
*
CHP, 1919’da ve 2003’te emperyalizmin planlarını bozduğu gibi bugün de,
Milletin desteği ve iradesiyle bu oyunu bozmak ve kurduğu Demokratik Laik Cumhuriyete sahip çıkma görevi ve sorumluluğuyla karşı karşıyadır.
Bu görev CHP’nin varlık nedenidir.