BU HESAPSIZLIKLAR NELER GETIRMEDI KI!?
Kolaydı, çok basitti, sadece aynı topraklarda ve aynı ülkede bir arada yaşıyorduk, tek sorun inkar ve tahammülsüzlüktü, ezbere yüklenen kirlilikten bir türlü kurtulamıyorduk ve bu kirlilik üzerine kullandığımız dille ne kadar aşağılama, öteleme varsa durmadan bir tarafa yığdık, diğer taraftan da el altından büyük bir soygun çarkı kurduk, oradan kana düşen sinek yumurtası gibi durmadan semirip çoğaldık!
Doğu ve güneydoğu bu ülkenin tarım ve hayvancılıkta can damarıydı. Bir el karar verip köyleri boşalttı, meralar ve yaylalar yasaklandı, insanlar hayvanını elden çıkarmak için tavuk fiyatına sattı, sonra kentlere hücüm edip, bütün imar planlarını alt üst etti, artık bütün kentler çarpık bir köy kent gibiydi!
Bu hesapsızlık daha neler getirmedi ki? Fuhuş, kapkaç, cinayetler ve her türlü ahlaksızlık sıradanlaştı!
Yetmedi; faili meçhuller, köy meydanında dışkı yedirmeler ve daha nice iğrençlikler hayatımıza olağanmış gibi sokuldu, buna “ neler oluyor “ deme şansınız yoktu, akıbete razı olurdunuz!
Sonra bu ülke ete, süte hasret kaldı, fiyatlar el yakınca memlekette at, eşek kalmadı, bu durumda domuzun da pay almaması eşyanın tabiatına aykırı olur!
Bizim uzmanlar şimdi çıkmış; “ yok, bu sorun üç trilyon dolara, dört trilyon dolara mal oldu” gibi sadece mermi barut hesabı yapıyorlar, işin ekmek kısmını hesaplamak akıllarına gelmiyor, çünkü bu işi buraya o aklı getirdi!
Sıkı durun, haşa birileri gibi ekonomist değilim ama bu fatura en az on trilyon dolara bu ülkeye mal oldu ve mal olmaya devam ediyor!
Bu paranın bize nasıl bir yaşam sunacağının hesabını da siz yapın!
Şimdi aynı kafanın ürünleri bu boşalttıkları yerlere, kafatası öneriyor!
Belli ki belaya ve kötü yaşama bir türlü doymamışlar, doymuyorlar!
Yahu açlığın başladığı yerde ne namus, ne de vatan vardır!
İşte bu ülke bu eşiğe getirildi. Şimdi elde bir şans var ve bozmak için durmadan orasına burasına dürtüyoruz, başaramazsak artık ithal ettiğimiz ve damak tadımızı bozan o ürünler var ya; işte onları alacak paran da kalmaz, bu işler kımız içip kafa bulmaya benzemez!
İnsan yaşadığı bölgeyi, çevresini, komşularını, coğrafyasındaki belaları iyi bilecek!
Hele devletsen daha çok iyi bileceksin. Öyle kaybettikçe vatandaşa çökmekle, sövmekle, yerinden yurdundan etmekle olmuyor bu işler!
Bak işte sonuçlar ortada ama sen hala hiç bir şey görmüyorsun!
Hasan ŞAHİN
