OKULLAR AÇILDI!
Çocuklarımız Açken Başarı Dilemek Yetmez
Ve okullar açıldı…
Her yıl olduğu gibi bu yıl da öğrencilerimize ve eğitim emekçilerine başarı dileklerimizi iletiyoruz. Fakat kabul etmek gerekir ki, artık dileklerden öteye geçemiyoruz. Çünkü ülkenin ekonomik koşulları, eğitimde ve sağlıkta yaşanan sorunlar, bu dileklerin gerçekleşmesini adeta imkânsız kılıyor.
OECD verileri alarm veriyor: Türkiye’de her beş çocuktan biri okula aç gidiyor. Yani sınıf sıralarına oturan çocuklarımızın önemli bir kısmı karnı doymadan ders dinlemeye çalışıyor. Aç bir midenin üzerine başarı inşa edilebilir mi? Üstelik sadece açlık değil; kız çocuklarında kansızlık, çocuklarımızın genelinde bodurluk oranları gün geçtikçe artıyor. Bu tablo, geleceğimizin bedenini ve zihnini törpülüyor.
Velilerle konuştuğunuzda durum daha da acı. Aileler, çocuklarını sağlıklı beslemek bir yana, çoğu zaman doyuramaz hale gelmiş durumda. Market raflarındaki etiketler, bir annenin çocuğuna süt, yoğurt ya da meyve alabilmesini lüks haline getirdi. Çocuklarımızın çantasında defter ve kitap kadar bir parça ekmek, bir kutu süt de olmalıydı.
Ama kaynaklarımız nerede kullanılıyor?
Makam araçlarına, saraylara, şatafatlı davetlere, gösterişli açılışlara… Kamu kaynakları israf edildikçe, yarınlarımız olan çocuklarımızın payı azalıyor.
Eğitim ve sağlık bir ülkenin en temel haklarıdır, pazarlık konusu olamaz. Çocuklarımızın karnı doymadan eğitimden söz edemeyiz. Eğitimde fırsat eşitliğinden, adaletten, başarıdan hiç bahsedemeyiz.
Artık dileklerle oyalanmayı bırakalım. Kaynakları gerçek önceliklere, yani çocuklarımızın geleceğine ayıralım. Çünkü iyi beslenemeyen bir nesil, güçlü bir yarın kuramaz.
Eğitim ve sağlık haktır!
Bu hakların savunucusu olmak, sadece bir tercih değil, toplumsal bir zorunluluktur.
