Transfer
Transfer deyince genelde futbol akla gelir. Bakın görün ki, güzel ülkemde yoğun siyaset transverleri futbolu bile bastırdı.
Değerli Okurlar: Geçmiş dönemlerde de Türk siyasetinde partiler arasında Milletvekili geçişleri yani transferler yapılırdı. Ama gelin görün ki son dönemlerde muhalefettten , özellikle Belediye Başkanları ve meclis üyeleri arasında son hızla AKP’ye geçişler olmaktadır. Artık sabah uyandığımızda CHP’den kim veya kimler AKP’ye geçti diye bekler olduk. Bu geçişlerin sebepleri ile ilgili çok çeşitli çirkin iddialar var. Ancak transferlerin, nasıl ve ne karşılığı yapıldığını , transferi yapanlar ile transfer olanlar bilir.
Futbolun aksine, siyasi transferlerin oluşunda herhangi bir engelde yok. İstediğin kadar transfer yapabiliyorsun.“ Ben partimden istifa ettim, şu partiye geçiyorum “ yetiyor. Medya mikrofon tutup, neden gidiyorsunuz dediğinde, “ilkelerimle uyuşmuyor” cevabı yetiyor. Arkadaş sen seçildiğin partinin üyelerinden izin aldın mı? İlkelerimle uyuşmuyor diyorsun da, bu yaptığın etik değerlere uyuyor mu ? Daha sorulacak çok soru var ama……..
Siyasi iktidar yargıyı arkasına alarak ana muhalefeti adeta boğmak istiyor. AKP yeni bir uygulama ile CHP’den devamlı adam devşiriyor. Bayağı da geçişler var. Bu geçişlerin ilki, CHP’nin yere göğe sığdıramadığı “Topuklu Efe” si , kaç dönem Milletvekilliği ve kaç dönemdir Belediye Başkanlığı yapacaksın, birden bire ne oldu da AKP’ye topukladın? Bunu takiben ve hızla giden ayrık otları, yetmiyor seçildikleri partileri için çok can yakıcı iftiralarda bulunuyorlar. Bari bu utanmazlığı yaptınız, iftira atmayın. Siyasi parti atamalarını benim yakınım , onun yakını diyerek bu tipleri arkalayıp siyasete sokarsanız olacağı budur. Sayın Özel, bu yaşanlardan ders alıp, ilkin kendi etrafınzdan başlayıp, partide bir barsak temizliği yaparak partiyi bu kamburlarından kurtarın.
Şu halimize bakarmısınız. Yurttaşın mutfağında yangın var. İktidar transfer derdinde. Hani söz vardır” Tok acın halinden anlamaz”. Saraylarda yediğiniz önünüzde yemediğiniz arkanızda. İnsanlar gittikçe daha da fukaraşıyorlar bu konuları neden çözmüyorsunuz?
Naci Ağbal’ı görevden alıp, ben ekonomistim, ekonomi benden sorulur dediğinizden bu yana enflasyon ne idi, ne oldu, Dolar kaç liraydı, bu gün kaç lira.”
Değerli Okurlar: Halk yokluk ve yoksullukla boğuşurken Sayın Maliye Bakanımız “ penbe gözlükler takmış 86 milyona ninni söylüyor.
Varlığı ile onur duyduğumuz Değerli Ekonomi Üstadımız Sayın Selami Tütüncüoğlu’nun makalesinden bir alıntıyı sizlerle paylaşıyorum.
“ Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, konkordatonun suistimal edilmesine karşı tedbir alınacağını duyurdu. Yıl sonu enflasyon hedeflerini yüzde 30'un altı olarak açıklayan Bakan Şimşek, bütçe açığının da yüzde 3,6 ile tamamlanacağını ileri sürdü. Şimşek, dış şoklara rağmen programın rotasında kaldığını ve enflasyonun düşüş eğiliminde olduğunu savundu. Bakan Şimşek, yine kendisine gerçek sorular soramayacak iktidar yanlısı bir kanalın yayınına katılarak hem PR yapmış, hem de fırsat bu fırsat “Bu sene başımıza gelmeyen kalmadı, yine de iyi atlattık” gibi ifadelerle dert bile yanmış! Peki başınıza geldiğini söylediğiniz İmamoğlu vakasını başka birisi mi peydahladı, uyguladığınız ekonomik yaklaşımlar, öngörüsüz bakış açıları, faturayı vatandaşa ve reel sektöre kesen tavır kime ait Allahaşkına! 2023’ün son döneminde bütün dünyada pazarın daraldığı, ticaret savaşlarının alevlendiği bilinirken, iç piyasayı göz ardı ederek, ‘ihracatla büyüme’ hedefini koy öp an kendileri değil mi! Yetmedi bir de ihracat rakamını TL’ye çevirme zorunluluğu getirerek ihracatçıyı kur riskine iten Ekonomi Yönetimi değilmi! “KKM’den çıkıyoruz” havası ile, sabit kur ve yüksek faiz uygulayan, ihracatçısından reel sektörüne, çalışanından emeklisine herkesi perişan eden bir başkası mı! “Kamuda tasarruf yapıyoruz” diyerek, 2 trilyon TL bütçe açığı ile Cumhuriyet tarihinin rekorunu kıran, faiz ödemesini 1,9 trilyon TL’ye çıkaran, bunları da vatandaştan aldığı vergileri yüzde 62 arttırarak halkı fakirleştiren kendisi değil mi! Konkordatolar için tedbir düşüneceğinize, öncelikle bu ülkede firmalar niye batıyor, neden ülkenin tekstilcisinden hazır giyimcisine kadar bir çok sektör başka ülkeye kaçıyor diye sormak gerekmiyor mu! Siz bu ülkede basit şeylerle mutlu olan insanları, mutsuz hale getirmişsiniz, bir de çıkıp ‘biz ne çektik’ demeye hiç mi hicap duymuyorsunuz! Önce siyasiler olarak halkın çektiği bu sıkıntılardan hiç olmazsa bir miktar da siz yüklenin ve siyasetin finansmanı olan corruption’ı ülkede kurutmaya başlayın ki, bizde nefes alalım.”
SON SÖZ:
“ Benim vatandaşım çöpten rızık topluyorsa, pazarlardan atık topluyorsa ; Meydanlar “açız” diye
bağırıyorsa, ev kirasını, elektriği, suyu ödeyemiyorsa %25’i açlık sınırının %50’si yoksulluk sınırının altındaysa ülkeyi bu hale mevcut hükümet getirmiştir.”
RECEP TAYYİP ERDOĞAN (2002)
