ALTIN
 4.297,56
DOLAR
 39,7257
STERLİN
53,5046
EURO
 45,8826
reklam

SİYASET SOSYOLOJİSİ AÇISINDAN MEŞRUİYET VE MEŞRUİYET KRİZİ ÜZERİNE KISA ANIMSATMALAR.

Acaba İsrail'ın Gazze' de, 64.000 insanın can kaybına yaptıkları meşru mudur? Yine bu ülkenin GAZZE- FİLİSTİN halkına yardım götüren uluslararası  SUMUD filosuna  karşı takındiğı tutum meşru  kabul edilebilir mi? Buna karşın, Filistin halkının meşru yaşama ve devlet kurma hakkı niye eksiktir.

Ayrıca  Türkiye'de, güncel olarak , CHP ile siyasi iktidar arasındaki meşruiyet tartısmalarını nasıl  değerlendirmek gerekir. Meşriyet krizi nedir? Bir siyasi iktıdarın meşruiyetini kaybetmesi ne anlama gelir? Meşruiyet krizi nasıl çözülür.

Rahmetli Uğur Mumcu, haklı olarak, "Türk insanı bilgi sahibi olmadan fikir sahibi oluyor" diyerek önemli bir eksiklik ve yanlışlığın altını çizmişti. Kullanılan kavramların anlamı ya da anlamları doğru bilinmeden bu kavramlar üzerinde fikir tartışmaları yapmak ne kadar doğrudur? Özellikle siyaset ve hukuk terminolojisinde çok kullanılan " meşruiyet" kavramı da bunlardan biridir. Ayrıca toplum vicdanında meşruiyetin yeri hukuktan daha üstündür. Meşru olmayan hiç bir tutum ve davranış  hukuki olamaz. 

A- Meşruiyet Nedir?

Genel olarak meşruiyet, bir siyasi iktidarın varlığının, bir kuralın, bir kararın ya da bir kurumun o toplum tarafından, bir zorlama- baskı olmadan, doğru olarak kabul edilmesi, haklı bulunması, onaylanması ve benimsenmesidir. Meşruiyet için sadece yasalara uygunluk yetmez. Ayrıca yapılacak işlerin  toplumun adalet anlayışına ve vicdanına da uygun olması gerekir. Örneğin herhangi bir siyasi iktidar, sokak köpeklerinin tümünün imhası için bir yasa çıkartabilir. Eğer toplum vicdanı bunu kabul etmiyorsa, yapılacak hayvan itlafı yasal olabilir fakat meşru olmaz.

* Meşruiyet sözcüğü Arapça kökenlidir. Haklı, doğru, uygun, kabul edilebilir anlamına gelir.  Arap dilindeki " şer" kökünden türetilmiştir.  Ne yazık ki bu sözcüğün  Türkçe tam karşılığı  henüz yoktur. Arapça'dan dilimize girmiş olan şerik(ortak), şeriat( doğru yol), şura( danışma kurulu), istişare( danışma)... aynı kökten türetilmiş sözcüklerdir. 

* Meşruiyet sözcüğünün İngilizcedeki karşılığı, "legitimacy", Fransızcası, "legitimité", Almancası da, "legitimitât" olarak söylenir. Her üç sözcüğün kökeni  Latince "legitimus" sözcüğüne dayanır.

B- Kaç Türlü Meşruiyet  Vardır? 

Günümüzde, ilk üç tanesi ünlü Alman sosyologu Max Weber' den gelme olarak genelde beş tür meşruiyet şeklinden söz edilebilir.

1- Geleneksel Meşruiyet.

Geleneksel meşruiyet biçimi feodal- teokratik toplumlara özgü bir meşruiyet anlayışıdır. Siyasi iktidarın meşruluğu ya örfıdir, ya da  ilahi-dinî bir görevlendirme ya da tayine dayanır. Toplum, kendini yönetme hakkının ya bir hanedana ya da bir dini lidere verilmiş olduğunu kabul eder.

2- Karizmatik Meşruiyet.

Karizmatık meşruiyet doğuştan gelmez. Çoğu zaman toplumların büyük bir değişim, dönüşüm, bunalım ya da kurtuluş savaşlaŕını başaran liderlerin, toplumdan büyük bir saygı ve onay almaları ile oluşur. Örneğin, ulu önderimiz M.K.Atatürk, Türk yurdunu düşman işgalinden ve  Toplumunu da esaretten kurtardığı için  toplumun gönlünde büyük bir saygınlık ve güven kazanarak, toplumu yönetme konusunda  kendisine geniş bir karizmatik meşruiyet sağlamıştır.

3~ Rasyonel/ Hukuki Meşruiyet.

Rasyonel  hukuki meşruiyet, çağdaş devletlerin  meşuiyet biçimidir.  Artık siyasi meşruiyetin kaynağı, dini liderler, feodal beyler ya da Tanrı tarafından görevlendirildiğine  inanılan insanlar ya da  hanedanlar değildir. Rasyonel, hukuki meşruiyet, meşruluğunu milletten, milli iradeden ve seçimler yolu ile alır. Bu meşruiyete şekil veren mutlaka anayasal bir düzen vardır. Siyasi iktidar meşruiyetini halktan sadece  bir seçim dönemi için alır.
İkdidarın gücünün ve yaptırımlarının sınırı anayasal çizginin içinde kalmak zorundadır. İktidarlar seçimle gelir ve seçimle giderler. Anayasaya ve hukukun üstünlüğüne sadakat esastır. Ayrıca siyasi iktidarın yaptıklarının anayasa ve yasalara uygunluğunu denetleyen  bağımsız bir yargı kurumu mevcuttur.

4- Toplumsal/ Vicdani Meşruiyet.

Devletin de, siyasi iktidarın da gerçek  güç kaynağı toplumdur, millettir. Ülke bir fabrika, millet fabrikanın işçisi, siyasi iktidar da  milletin patronu hiç değildir. Bunun tersi doğrudur. İktidarlar millete hizmet etmek için oluşur. Bu nedenle gerçek meşruiyetin kaynağı milletin vicdanıdır. Seçimler de,  millet vicdanın oy yardımı ile dışa vurumudur.
Ancak milli iradenin çarpıtılmaması için seçim sonuçlarını etkileyecek haksız rekebetin, fırsat eşitsizliğinin ve seçim hilelerinin olmaması lazımdır. Toplum vicdanında halkın güvenini kaybeden iktidar, hukuken olmasa bile fiiilen meşruiyetini kaybetmiş olur.

5- Uluslararası Meşruiyet.

Çağımızda, devletler sadece iç hukuk kuralları ile yetinemezler. Ülkeler arasında siyasi, diplomatik, ticari, ekonkmik  finansal, kültürel, tuturistik, dinsel faaliyetler, ayrıca yığınla insan, teknoloji, bilgi, mal ve para hareketleri doğar.  Bu nedenle de bireysel ve toplumsal adalet ve güvenliğin uluslararası boyutta da sağlanması gerekir. 

Bir ülke ve o ülkedeki siyasi iktidarın, uluslararası toplumun bir parçası olabilmesi için, başta egemenlik hakları olmak üzere, meşru varlığının tanınması lazımdır. Uluslararası meşruiyet, uluslaraarası norm ve kurallara bağlılık gerektirir.
Ancak uluslararası hukuk daha esnek bir hukuktur. Bu hukuk kurallarının yaptırımları büyük ve güçlü ülkeleri fazla bağlamamaktadır.

C- Meşruiyet Krizi Nedir?

Bir siyasi iktidar için meşruiyet,  hem toplum vicdanıdır ve hem de hukuk/ anayasa bağlamında haklılık ve tutarlılıktır. Eğer bu iki konudaki haklılık, toplumsal rıza  azalır ve tükenmeye başlarsa meşruiyet krizinin çanları çalmaya başlamış demektir. Meşruiyet krizinin beş temel göstergesi şunlardır.

1- Eğer bir siyasi iktidar, biçimsel/ yasal olarak, varlığını sürdürse bile, toplum vicdanında haklılığını yitirirse,

2- Siyasi iktidarın aldığı kararlar ve yaptığı icraatlar toplumun geniş bir kesimi tarafından onaylanmazsa,

3- Eğer siyasi iktidarın çıkardığı yasalar ve yürüttüğü faaliyetler ile  toplumun adalet ve vicdan anlaşı arasında büyük  bir uçurum oluşursa,

4- Seçimle iktidara geldiği halde, evrensel insan hakları, din ve vicdan özgürlü gibi temel uluslararası hukuk kurallarına uymuyorsa,

5- Ülkedeki anasal kurallar ve sınırlara uyulmaz ve yargı düzeni siyasi iktidarın emri ile karar almaya başlarsa ,
- O ülkede bir meşruiyet sorunu ve krizi var demektir.
Öyleyse,  böyle durumlarda,  siyasi iktidarın toplum nezdinde güven tazelemesi, yani şeçimlerin yenilenmesi gerekir.
Demoktik ülkelerde, eğer demokratik kurallar samimi ve dürüst olarak işletilirse çare hep vardır. Yeterki demokrasi tükenmesin.

D- Sonuç Yerine Son Sözler.

Bir siyasi iktidar için toplumsal meşruiyet, devletin damarlarında dolaşan kana benzer. Eğer o kan akışı  nın yolları daralır ya da tıkanırsa  mevcut siyasi iktidar ne kadar güçlü  görünürse görünsün zamanla  içten içe çürümeye başlar. Hukukun üstünlüğüne dayalı devletlerde  bu kanı devlet damarlarına pompalayarak  dolaşımını sağlayan en büyük kuvvet gerçek ve çoğulcu demokrasidir. Bu nedenle siyasi iktidarın  her türlü faaliyetinin şeffaf, mutlaka denetlenebilir olmalıdır. Ayrıca siyasi iktidardan bağımsız bir yargının varlığı da  kaçınılmazdır.  Eğer şeffaflık ve denetleme yoksa devletin tıkanan damarları göremezsiniz. Krizleri fark edemezsiniz. Meşruiyetsiz iktidar yaşayamaz. Ancak meşruiyetin de  güce değil, toplumsal  rızaya, adalete ve hukukun üstünlüğüne  dayanması şarttır.
Halil Çivi. 02.10.2025.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.