Yunus Emre bir değişinde; söz ola kese savaşı, söz ola bitire başı, söz ola ağılı aşı bal ile yağ ede.
Selahattin Demirtaş’ın süreçile ilgili duygu tonu yüksek barış temennisi toplumun değişik kesimlerinde farklı tepki ve eleştirilere yol açtı.
Kuşkusuz sayın Demirtaş’ın barışçıl, sivil üslup ve tutumu ülkenin batı yakasında olumlu karşılanırken, eli kalem tutan bazı Kürd çevrelerce karşılığı bulunmayan gereksiz dugusal ifadeler biçiminde yorumlandı.
Oysa sayın Selahattin Demirtaş’ın toplumsal karşılığı kendisinin mevcut üslup, tutum, kararlık, inandırıcılık kapsayıcılık gibi liderlik özelliklerinden kaynaklanmaktadır.
Dolayısıyla sayın Demirtaş‘ı başka kalıp, tarz, ve politik üslupla kıyaslamak, onu benimsemediği bir kalıba yerleştirmeye çalışmak eşyanın tabiatına aykırıdır.
Sayın Demirtaş’ı toplumun sevilen bir figürü haline getiren temel kriterler kendi özgünlüğü ve kişilik yapısıdır. Kendi özgünlüğünden farklı bir davranış içerisine girmesini beklemek, Demirtaş’ı Demirtaş olmaktan çıkarmaktır. Bu nedenlerle Demirtaş‘ı Demirtaş olarak kabullenmek en doğrusudur.
Sayın Demirtaş’ın en çok eleştiri konusu yapılan Kardeşlik vurgusunun anlamını herkesten çok kavrayıp değerlendirebilecek olan, dokuz yılını haksız yere zindanda geçiren ve bağrına taş basmayı çok iyi bilensayın Demirtaş’ın kendisidir.
Sayın Demirtaş ile ilgili tartışmalar bu mealde devam ederken Avrupa insan hakları Mahkemesi’nin Demirtaş ile ilgili olarak Türkiye’nin itirazını reddettiğine dair kararı, Türkiye’nin iç barış ve demokrasi açısından da MHP lideri Sayın
bahçeli’nin ifadesiyle umarım hayırlı olur.
Hukuki açıdan tahliyesi önünde hiçbir engel bulunmayan sayın Demirtaş’ın tahliyesi aynı zamanda yürütülen süreç açısından da turnusol işlevini görecektir.
Sayın bahçeli’nin şimdiden refere ettiği AİHM nin kararı konusunda AKP ve liderinin kısa sürede vereceği karar yürütülen sürecin istikametini de belirleyecektir.

















