ALTIN
 4.297,56
DOLAR
 39,7257
STERLİN
53,5046
EURO
 45,8826
reklam

29 Ekim 1923'te yapılan toplantı 

Cumhuriyet ilan edildiği günün akşamı Atatürk, Bakanlar Kurulu’nu topladı ve kısa bir konuşma yaptı.

Konuşması şöyleydi:

"Efendiler! Yıkmaya çalıştığımız Orta Çağ’ın arkasında bin yıllık deney var. Bin türlü kirli oyun bilir.

Cumhuriyetimiz ise daha yeni doğmuş bir çocuk.

Cumhuriyet’i kolayca boğuverirler.

Bu nedenle çok dikkatli, uyanık olun.

İş arkadaşlarınızı özenle seçin.

İstanbul'dan gelen bazı memurları gördüm. Bir devrim başkentine geldiklerinin farkında görünmüyorlar.

Koca Osmanlı gemisi durup dururken batmadı. Bunlar gibi ilgisiz, tembel, heyecansız, küçük kafaların büyük sorumluluğu var. Kötü bir memur vatandaşı devletinden soğutur.

Osmanlı Devleti azınlıklara devlette görev vermiş ama son iki yüz yıl içinde Alevi yurttaşlarımıza vermemiştir. Bu akla ve insanlığa aykırı duruma Millî Mücadele başlar başlamaz son vermiştik.

Bu tutumu özenle sürdüreceğiz.

Anadolu'da kim varsa hepimiz bir milletiz.

Yurt ve kader kardeşiyiz.

Millî Mücadele'yi böyle yürüttük, Cumhuriyet’i de bu anlayışla yöneteceğiz.

Bu anlayışın bozulmasına izin vermeyeceğiz. Bozulduğu zaman ne olduğunu iyi biliyoruz.

Yunan Ordusu Sakarya'dan çekilirken, çoğu ahşap olan köy camilerini yakıp yıkmıştı. Son çekilişte de batıdaki büyük, taş camilerin dışındaki tüm şehir, kasaba, köy camilerini yakarak, yıkarak kaçtılar. Bunların sayısı birkaç bindir. Bu camileri yenilemek görevimizdir. Bu hizmeti nutuk atmadan, gösterişe kaçmadan, siyasete alet etmeden yerine getirelim.

İlkokulun, zorunlu eğitimin, yüksek öğretim bitene kadar parasız olması temel ilkemizdir, isteyen herkesi, kız erkek ayırmadan okutacağız.

Sağlık hizmetlerinin parasız olması da amacımızdır.

Halkın geçimini kolaylaştırmak, güven içinde yaşamasını da sağlamak zorundayız.

Devlet halk için, halkın bu ihtiyaçlarını karşılamak için var.

Bütçesi denk, borcuna sadık, parası sağlam bir devlet olmalıyız.

Devletimiz artık kesin olarak padişahın, bir ailenin devleti değil, halkın devleti. Hepimiz halkın hizmetindeyiz.

Efendimizin, sahibimizin halk olduğunu hiç unutmayacağız.

İdealimiz milli egemenliğe dayalı, uygar bir toplum ve devlet yaratmaktır. Hiçbir aşamada bu ideali gözden kaçırmayacağız. Sorun çok. Hepsini çözmeye ömrümüz yetmez. Bizim yetişemediklerimizi yurtsever çocuklarımız tamamlar.

Halkı saymak, aydınlatmak, eğitmek, sağlığını korumak, güven içinde yaşamasını sağlamak başlıca ilkemiz olacak. Başarılar diliyorum." dedi.

Sonra Bakanlar Kurulu’nda İsmet İnönü söz istedi. İnönü sözlerinin başlangıcında, Lord Curzon'un ünlü tehdidini özetledikten sonra konuşmasına şöyle devam etti; "Beyler, bu sözü söylediği sıradaki yüzünü, tavrını her hatırladığımda kalbime ağrı giriyor. Kredi, destek, yardım istersek, bizden yine ayrıcalık, öncelik, hak isteyecekler, bize yine küçümseyerek bakacak, onurumuzu kıracaklar. Bunun ne demek olduğunu bilen insanlarız. Yine sağmal ineğe döner, milletimizin hakkını yabancılara yedirmiş oluruz. Öyleyse dışarıdan yardım beklemeyeceğiz, tek kuruş istemeyeceğiz. Kendi bir kaşık yağımızla kavrulacağız. Hiçbir alanda israfa, gösterişe, lükse kaçmayacağız, hesapsızlık yapmayacağız. Tek kuruşu bile düşünerek harcayacağız. İşimiz imkânsızı başarmak. Hem de hızla." Alıntı

SON SÖZ: “Efendimizin, sahibimizin halk olduğunu hiç unutmayacağız.”

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.