ALTIN
 2.435,65
DOLAR
 32,4643
STERLİN
40,9284
EURO
 34,9297

 

 

Aslında öncekileri de unutmamak kaydı ile son üç beş gün içerisinde örneğin Gazi Antep’te 54 şehit yüzlerce yaralı varken bir gün sonra ülkenin ana muhalefet liderine pusu kurulup araç şoförü bir asker şehit olmuş iki asker yaralanmışken ve en sıcak gelişmede öğrendiğimiz kadarı ile cizrede hain bir saldırı ile 11 polisimiz şehit olmuş yine yüzlerle ifade edilen yaralılarımızın olduğu şu günde böyle bir yazı yazılır mıydı? Yazmak gerekli mi idi? Diye bir öz eleştiri de yapmak istiyorum.

Evet gerekli olduğunu düşünüyorum çünkü son günlerde ilimizde özellikle Malatya’nın o güzelim tertemiz berrak ve tadı az yerlerde bulunan suyu bir bomba gibi içen herkesi artık patlatıp yataklara hastanelere düşürüyor serumlarla insanlar ayakta kalmaya başlamışsa ve buna halen Malatya büyük şehir belediyesi  bu güne kadar var olan asbesli borular dahil bir çözüm üretilmemişse bunu yazmak ve ilgililere bu halkın durumunu izah etmek gerekir gerekiyor diye düşünüyorum onun için de aşağıda su ile ilgili detayları da yazacağım.

(Tekrar haince sinsice başta 15 Temmuz darbe girişimi olmak üzere ülkemizde gerçekten hain tuzaklarla ve oyunlarla ülkemize karşı yapılan saldırılar Karşısı’nda direnen savaşan ve şehit olan haince yapılan katliamlarda hayatını kaybeden küçücük çocuklarımıza ve hayatını kaybeden bütün vatandaşlarımıza tanrıdan rahmet yakınlarına sabır yaralılara da acil şifa diliyorum )

Malatya kentimiz havasıyla suyuyla yer altı yer üstü zenginlikleri ile özellikle de Dünyanın %85 ihtiyacını karşıladığı kayısısıyla yetiştirmiş olduğu deha siyasetçileri ile ( İsmet İnönü ve Turgut Özal ) ismini Türkiye de olduğu kadar Dünya da da ismini de yeşil Malatya olarak duyurmuş bir kent iken…. Ne yazık ki özellikle 12 Eylülden sonraki bu güne kadar gelen  yerel yönetim zihniyeti bu güzelim kenti bu yeşil Malatya yı beton Malatya ya güzelliğini de yel değirmenleri ile süsleyerek bir şekilde bu kenti büyük bir köy konumuna getirdiler.

Malatya havası suyu güneşi dedik.

Havası gerçekten yaşamaya yaşanmaya en müsait yer iken ciğer hastalarının bile ciğerlerine temiz hava solumak için Malatya’yı tercih ederlerken bu gün itibarı ile özellikle kış başlangıç günlerinde kontrolsüz ve yakılması sakıncalı olan kömürlerin ilimize girişi ve sobalarda kullanılması başta olmak üzere diye başlayabiliriz.

Malatya en büyük talihsizliği özelleştirme adı altında peşkeş çekme süresinde yaşadı. Malatya’nın akciğerini oluşturan yeşil bahçeler bir bir satıldı beton yığını oldu.

 Şeker fabrikasının parça parça satılarak ya da özelleştirme adı altında peşkeş çekilerek o yeşilliğin ağaçların yok edilmesi

Tecde mahallemiz de ki kayısı araştırma merkezi ve bölgesinin imara açılması ile birlikte orada ki büyük bir yeşil alanın yok olması

Sivas’ta buraya sanki tembihlenerek git Malatya da ağaç bırakma kes dercesine buraya gelen bir belediye yetkilisinin şehir merkezinde kernek parkında kanal boyunda İsmet paşa parkında caddelerde ağaç bırakmayıp kesmesi Malatya’nın gerçekten her türlü havasını bozdu bozmaya devam ediyor

Halen doğal gaz gitmeyen birçok mahallede bu kömürlerin kullanılması ve özellikle merkezde ki çok fazla lokantaların bacalarında bir fabrikada çıkan dumandan fazla duman çıkararak ortaya yayılmasına belki de göz yumulması sonucunda Malatya’nın eski o güzelim havası gitti.

Özellikle son yıllarda son günlerde bir şekilde her türlü kirliliği yaşamaya başladık.

Halkımızın çoğunun ciğerleri kararmış çoğu hastanelerde sıra bulabilirlerse yatmaktalar. Hastanelerimiz bu tür hastalara yer bulmaktan zorlanmaktadır.

Gelelim Malatya’nın suyuna. Malatya’nın suyu Gündüz Bey beldemizin kuzeyinde 6 – 7 km ilerisinde bir dağın altında gürül gürül yıllardır Malatya da içme suyu bazı yerlerde de sulama suyu ile kullanılan bir hikmeti huda bir Allah vergisi bir tabiat harikası.

Gündüz bey Pınarbaşı dediğimiz bu bölge de 70 li yıllarda ki belediye başkanları olan merhum Mehmet kırçuval ve yine merhum Nuri Nebioğlu döneminde üzeri kapatılarak İtalya da bir örneğinin var olduğu şekli ile dizayn edilmiştir. O kapalı yere girdiğiniz zaman doğal bir buzluğa girmiş gibi olursunuz o kadar soğuk ve temiz bir su.

Malatya ya gelen bu su hiçbir masrafa gerek görülmeden sadece borular dizilerek Cazibe İle merkezde dağıtım yapılmaktadır.

Bu su o kadar bol ve güçlüdür ki Malatya merkezde en yüksek yerlerde ki evlerde dâhil bütün evlerin yüksekliği ne olursa olsun o cazibeli şekli ile bütün katlarda çok rahat ve tazyikli akışı ile kullanılmaktadır.

Malatya’nın suyu Türkiye’de sayılı iller arasındadır. Önce soğuk temiz kar suyu ve borular döşenip ambarlar yapıldıktan sonra hiçbir masraf edilmeden evlere ulaşmakta fazlası da derme kanalı ile taa battal gazi ilçemize kadar götürülerek tarımda sulama da kullanılmaktadır.

Peki, bu güzelim doğa harikası su bu gün ne durumdadır.

Ne yazık ki sorumsuz yönetim ve yöneticiler ve bakımsızlık nedeni ile o güzelim doğa harikası su güzellikten de doğa harikalık tanda çıkmış tam bir mikrop yuvası olmuş ki şu günlerde yüzlerce binlerce Malatyalı her gün hastanelerde doktor kapısında beklemekten bile zorluk çekiyor o an bir tuvalet bulamazsa vay haline.

Malatya’nın cazibe ile Malatya ya gelen bu suyu ne yazık ki taa 80 li yıllardan bu yana asbestli yani kanserojen ihtiva eden borularla bazı mahallelere götürülmektedir. 80 li yıllardan bu güne kadar gelmiş geçmiş bütün belediye başkanlarına bu anlatılmış ancak hiçbir belediye başkanı çok ciddi anlamda bu işin üzerine eğilerek o kanserojen ihtiva eden boruları bir seferde söküp atmamış atamamışlardır.

Malatya’nın suyu şu günler itibarı ile bir şekilde kirlenmektedir.

Neden Niçin kirlendiğini bulmak ve önlem almak büyük şehir belediyesinin işidir görevidir ancak bakıyoruz hiç kimsenin umrunda değil ki insanlar her gün hastalanıyor.

Bu kirli suyu yani bir şekilde kirletilen suyu içen vatandaşlarımız karın ağrısı mide bulantısı ve af edersiniz ishal olarak hastanelere yığılmaktadır. Belki siz yöneticiler yetkililer paranız vardır ve hazır su alıp içersiniz belki bu nedenle sizlerde böyle bir rahatsızlık yoktur dur ancak şunu iyi bilin ki Malatya da çok büyük bir kitle rahatsızdır hastadır serumla ayakta durmaktadır.

Asbest nedir? Asbest ya da amyant, ısıya, aşınmaya ve kimyasal maddelere çok dayanıklı lifli yapıda kanserojen bir mineral.

Peki, belediyeler bu madde kanserojen bir madde ise bunu neden kullanıyor? Ya da kullanmalı mı?

Önce zannederim dayanıklı olduğu için uzun zaman dayanır diye düşünüyorlar her halde

Sözüm ona para masraftan kaçıyorlar ama vatandaşlar ne oluyor? Gerçi vatandaşı kim ne yapsın? Nasıl olsa oy zamanı Allah ile kul arasına girerek bol bol cennet vad ederek bu Dünya da oylarını alıyorlar göz göre göre de cehennem hayatı yaşatıyorlar

Hâlbuki önce halkın sağlığını düşünmeleri gerekmez mi? Ama nerede…

Yönetenler yöneticiler önce kendini değil halkı düşünseler düşünebilseler bu ülke bu günkü gibi her sabah bir katliam darbe kalkışması ve çocukların öldürüldüğü bir ülke olmazdı.

Önce vatandaşı düşünselerdi hiçbir vatandaşımız hastalanmaz dı

Malatya da da su sorunu var olduktan sonra Türkiye de ki sorunları artık siz düşünün.

Bu ülkede var olan sorun ya da sorunlar bu kafalarla çözülmez çözülemez.

Çünkü en büyük sorun bizi idare ettiğini sananların kafa sorunu. O kafalar değişmediği yenilenmediği çağdaşlaşmadığı gerici hurafelerde dinci yoz yobazlarda kurtulmadıkça olmaz olmaaaz.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.