TÜRKİYE 'Yİ SARSAN ESKİ TBMM MECLİS BAŞKANLARININ BİLDİRİSİ....
4 Eski TBMM Başkanı'ndan Sert Uyarı
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasına karşı dört eski TBMM Başkanı, ortak bildiride adalet ve hukuk vurgusu yaptı. "Yargıya güvenin kalmadığı yerde huzur olmaz" denilen açıklamada, tutuksuz yargılama çağrısı yapıldı.
Türkiye siyaseti yeni bir adalet krizinin ortasında. Görevden uzaklaştırılan ve tutuklanan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu için bu kez çok önemli isimler devreye girdi. Eski Meclis Başkanları Hikmet Çetin, Ahmet Hüsamettin Cindoruk, Cahit Karakaş ve Mustafa Kalemli, ortak bir bildiri yayınlayarak İmamoğlu’nun tutuksuz yargılanması gerektiğini belirtti.
"YARGIYA GÜVEN YOKSA EKONOMİ DE YOK"
Bildiri, Türkiye’nin içinden geçtiği adalet krizine dair önemli uyarılar içeriyor. "Yargıya güvenin olmadığı yerde ekonomiden, yaşamdan ve huzurdan söz edilemez" denilen açıklamada, İmamoğlu’nun 31 yıl önce aldığı diplomanın iptal edilmesiyle başlayan sürece dikkat çekildi. Bu gelişmenin, hukukçularca ciddi şekilde eleştirildiği de bildiride vurgulandı.
"TUTUKLAMA CEZA DEĞİL, TEDBİRDİR"
İmamoğlu’nun, partisinin Cumhurbaşkanı adayını ön seçimle belirleyeceğini duyurmasının hemen ardından gözaltına alınması ve tutuklanması da metinde eleştirildi. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
"Tutuklama bir ceza değil, tedbirdir. Kaçma ihtimali olmayan bir siyasetçinin bu şekilde cezaevine gönderilmesi, hukuk devleti ilkesine zarar verir."
"DEMOKRATİK HUKUK DEVLETİ YIKILMAMALI"
Dört eski Meclis Başkanı’nın imzasını taşıyan metinde en dikkat çekici vurgu ise şu cümlede yer aldı:
"İktidara sahip olanların adaletten sapmalarını engelleyen en büyük güç demokratik hukuk devleti ve evrensel hukuk ilkeleridir."
Bu mesaj, hem yargıya hem siyasi iktidara doğrudan gönderme olarak değerlendiriliyor.
SİYASİ GÖZDAĞI MI?
İmamoğlu'nun tutuklanması, yalnızca bireysel bir ceza davası değil, aynı zamanda siyasete verilmiş bir gözdağı olarak da okunuyor. Özellikle Cumhurbaşkanlığı adaylığı için adım attığı bir süreçte yaşanan gelişmeler, geniş çevrelerde "yargı yoluyla tasfiye" tartışmalarını alevlendirdi.