Emperyalistleri iyi tanımalıyız
ABD Başkanı Trump “ Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ile çok iyi ve verimli bir telefon görüşmesi gerçekleştirdim” dedi. “Görüşmemizde Rusya-Ukrayna Savaşı, Suriye- Gazze ve daha bir çok konu ele alındı. Cumhurbaşkanı ilerleyen bir tarihte Türkiye’ye gitmem için davette bulundu. Kendisi de Washington DC’ ye gelecek. Başkanlık yaptığım dört yıl boyunca Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilişkilerim mükemmeldi. Aramızda bir çok konuda iş birliği vardı. Bunlardan birisi de hapse atılan Rahip Brunson’un benim talebim üzerine derhal ABD’ye geri gönderilmesiydi “ diye de devam etti. Trump’ın Erdoğan’a tekrar Rahip Brunson’u durup dururken hatırlatması, üstü kapalı bir tehdit değil midir? Ya da bizden bir şeyler isteyecek ve o konuda onay istiyor.
Diğer yandan da bu Rahip konusunu hatırlatırken, ülke mahkemelerine iktidarın hükmettiğini ima ediyor da olabilir.
Türkiye Cumhuriyeti 102. kuruluş yılında böyle bir hadsizlikle karşı karşıya kalamaz. Bu haddini bilmezliğe sert bir tavır gösterilmelidir. Eğer bu rest görülmezse gelecekte bu taleplerden kurtulamayız.
Trump’ı tanımak için İsveçli psikolog olan Wirsé’nin araştırma makalesine göz atmak Trump ve benzerlerini tanımak açısından yeterli olur kanısındayım.
Trump Oval Ofis'te Zelenski’yi açıkça aşağıladığında, narsistik güç kullanımı ve psikopatolojinin neye benzediği acı bir şekilde ortaya çıktı. Dünyanın akredite gazetecilerinin önünde Zelenski’ye “saygısız” dedi, sadakatini sorguladı ve ABD desteğini hak etmediğini ima etti. Bu da yetmezmiş gibi, Zelenski'nin üçüncü bir dünya savaşına neden olabileceği uyarısında bulundu “tehditlerin bir kontrol aracı olarak kullanıldığı klasik bir psikopatolojik özellik.” Bu sadece kötü bir diplomasi gösterisi değil, narsisizm ve psikopatlıkla karakterize edilen bir güç gösterisiydi.
Büyüklenmeci benlik imajı ve boyun eğme ihtiyacı
- Trump, Zelenski’den minnettarlık ve hayranlık göstermesini bekledi. Bu gerçekleşmeyince de onu alenen cezalandırdı. Narsistik kişilik bozukluğu olan kişiler kendi imajlarını sorgulayamazlar ve aşağılanmayı bir savunma olarak kullanırlar.
- Olası bir felaket için birini suçlamak klasik bir psikopatik taktiktir. Zelenski’nin “3. Dünya Savaşı ile oynadığını” söyleyerek suçu onun üzerine atarken, kendisini felaketi önleyebilecek tek kişi olarak konumlandırıyor.
Dürtüsel ve duygusal güdümlü güç oyunu
- Zelenski tarafından meydan okunduğunu hisseden Trump toplantıyı aniden iptal etti. İstikrarlı ve stratejik bir lider durumu diplomatik bir şekilde ele alırdı ancak psikopatik özelliklere sahip bir kişi kendi kontrolünü kaybetme duygusuna dayanarak içgüdüsel olarak tepki verir.
Peki bunu basına neden yaptı? İşte bu yüzden narsistler ve psikopatlar güçlerini toplum önünde göstermeyi severler. Zelenski’yi dünyanın önünde küçük düşürerek sadece ona değil, tüm liderlere ve halklara bir sinyal gönderiyor: “Ben karar veririm ve kim itaatsizlik ederse ezilir. ”
Bugün gördüğümüz şey sadece bir başkanın uygunsuz davranması değildi. Narsist ve psikopat liderlerin güçlerini ortaya koymak için aşağılama, korkutma ve manipülasyonu nasıl kullandıklarının ders kitabı niteliğinde bir örneğiydi. Ve tıpkı yıkıcı ilişkilerde olduğu gibi bu asla inşa etmekle ilgili değil, kontrol etmekle ilgilidir.
Gerçek bir lider saygı ve diplomasi yoluyla ittifaklar kurar; bir diktatör ise tehdit, korku ve aşağılama yoluyla yönetir. Dünyanın kaderi söz konusu olduğunda, aradaki farkı görmezden gelmemeliyiz. Bugün bir başkan değil, gerçek zamanlı bir despot gördük. (Rigmor Boen’den alıntı…)
SON SÖZ: Bir Endonezyalı 9 bin km uzaklıktan gelip TBMM’de sahtelerine kanmayın gerçek Dünya lideri ATATÜRK’tür dedi ve gitti.