M.Tevfik KIZGINKAYA
[email protected]

Bütün Suç Halkın Mı?

18 Ekim 2021 01:43

 

 

 

Memleketin hali konuşulurken eninde sonunda söz dönüp dolaşır ve bir suçlu bulunur.

“Bu halktan adam olmaz”, “Bu millet müstahak”

Neden diye sorunca,

“Bu iktidarı onlar seçti.”

“Bu kadar sıkıntıya ve yokluğa rağmen hala iktidarın peşindeler…” gibi yanıtlar gelir.

İtiraz etsen de fark etmez,

Kendisini sorumluluktan kurtarmanın kolay yolu bulunmuştur.

Suçlu Halk.

Geçen günlerde bir arkadaşım bu içerikte bir yazıyı paylaşmış.

Yazının sonunda benzer bir sonuç.

“…ama halk ne kandırılmış garibanlar ne de senin onları sandığın kadar masumlar.”

*

Bugüne kadar katıldığım yüzlerce söyleşi, panel veya benzeri toplantıda iki kavramın suçlu ilan edilmesine hep karşı çıktım.

Halk, Millet, Ulus

Devlet.

Halk, Millet veya Ulus, (terminolojik tartışmaya girmeden) aynı ülkede yaşayan ve o ülkenin yurttaşı olan insan topluluğu.

Devlet, toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal örgütlü bir ulusun oluşturduğu tüzel varlık.

Yolda yürüyen yurttaştan, devleti temsil eden cumhurbaşkanına kadar hepimiz devlet denen varlığı oluşturuyoruz, yani bizleriz.

Gelelim suçlamalara.

“Devlet katil”, “Devlet hırsız”, “Devlet faşist” …

           Bu suçlamaları yapanlara, “Devleti sen yönetsen katil ya da hırsız ya da faşist olmasına izin verir misin” sorusuna bugüne kadar yanıt alamadım.

             Halk olarak Devleti yani bizleri yönetmesi için seçtiğimiz, görevlendirdiğimiz siyasi kişilerin ve “Devlet görevlisi” kimlikli senin benim gibi insanların, yurttaşların yaptığı hukuksuzlukları, cinayetleri, hırsızlıkları, yanlışlıkları…

“Devlet” kavramına yükleyerek ve suçlayarak asıl suçlu olan insanları “ak”lamış olmuyor musunuz?

            Burada sorun, Devleti yani Ülkeyi yani Halkı, Milleti yönetme isteği, iradesi ve kararlılığı göstermek yerine eleştirerek siyaset yapmanın kolaycılığına kaçılmasıdır.

****

           Her sorunun nedeni ve sorumlusu olarak Halkı, Milleti görmek ve “suçlu” sandalyesine oturtmak da kolaycılığın bir başka şeklidir.

Halk, yani içinde kendimizin de bulunduğu insan topluluğu suçlu, bir tek kendimiz suçsuz!

Düşünmek ve nedenini bulmak yerine başkalarını, Halkı, Milleti suçlamak…

Bir gerçekten yola çıkalım ve sorgulayalım.

“Her insan kendisini besleyenden yanadır.”

Burada karşımıza iki soru çıkıyor;

 

Kim besliyor?

Ne ile besliyor?

Aklınıza hemen para ve yardım paketleri gelmiş olabilir.

 

İşte sorunda burada.

Ülkeyi, Devleti yani Halkı yani bizleri yönetmeleri için seçtiklerimiz,

 

            Ülkenin, Devletin, Halkın yani bizim olan kaynakları, varlıkları ve vergilerimizle oluşan Devletin (Bizim) hazinesini,

Kimin, kimlerin çıkarına, yararına kullanıyorlar?

             Kimlerin yaşamsal sorunlarının çözülmesi ve daha iyi koşullarda yaşaması için harcıyorlar?

Bu iki sorunun yanıtını bulabilmek için,

Geçmişten bu yana kimlerin iktidar olduğuna ve neler yaptıklarına bakmak gerekiyor.

**********

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurulduğu yıllar,

Çok değil 98 yıl önce

Türkiye Halkının %88’i köylerde (40 bin)

Esaret, cehalet ve sefalet içinde yaşıyordu.

Cumhuriyetin kurucu iradesi esaretten Kurtuluş Savaşı ile kurtuluşun ardından

Cehalete karşı “toplu eğitim seferberliği”,

Sefalete karşı “toplu kalkınma hamlesi” başlattı.

Amaç, Cumhuriyet aydınlanmasını ve ekonomisini köylere taşımak,

Halkı cehaletten ve sefaletten kurtarmaktı.

 

*

Millet Mektepleriyle okuma yazma seferberliği,

Dil Devrimiyle latin harflerine geçiş ve akla ve bilime dayalı laik eğitim sürecinin başlatılması,

Üniversitelerden Köy Enstitülerine doğru uzanan eğitimin tüm yurda yayılması,

Halkın aydınlanması ve insanların bilinçli yurttaş kimliğini kazandırılması süreci…

Cumhuriyetin eğitim alanında köye girmesi hedefi.

*****

 

Fabrikalarla, üretim tesisleriyle başlatılan sanayileşme süreci,

Tohumu, gübreyi, ilacı kendimizin üreteceği tesislerin, çiftliklerin kurulması,

Makineli çağdaş tarımsal üretime geçilmesi,

Köylüye eğitimle çiftçi kimliğinin kazandırılması

Toprak Kanunu (Reformu) ile topraksız köylünün toprak sahibi yapılması süreci…

Cumhuriyetin ekonomi alanında köye girmesi hedefi.

****

Halka eğitimi ve ekonomiyi sunan Cumhuriyete,

Halkın yanıtı 10. Yıl Marşının dizlerinde yazılıdır.

*

Köy Enstitülerinin kapatılması…

Akla ve bilime dayalı laik eğitimin bırakılması…

Toprak Reformunun uygulanmaması…

Eğitimin ve ekonominin köylere sokulmaması,

Halkın aydınlanmadan ve kalkınmadan yoksun bırakılması ile başlayan

1945’lerden bugünlere kadar uzanan 76 yıllık süreçte,

Halka verilen yine cehaletin karanlığı, sefaletin yoksulluğu oldu.

*

76 yılda,

Demokratik Sol, Sosyal Demokrat partiler,

3 yıl 11 ay tek başına olmak üzere koalisyonlarla toplam 17 yıl 5 ay 17 gün iktidar oldular.

Geriye kalan 58 yıl 7 ay 13 gün Türkiye Cumhuriyeti’ni sağ siyasi partiler yönettiler.

76 yıl içinde,

1974 de 9 ay 21 gün,

1977 – 1979 döneminde 23 ay 7 gün koalisyonlarla iktidar olan CHP’nin “toprak işleyenin, su kullananın” politikasının ötesinde,

 

Halka verilen yokluk, yoksulluk ve cehalete,

Halkın yanıtı, bugünkü 19 yıllık RTE-AKP iktidarıdır.

****

Şimdi dönelim başa ve soralım,

Halkı,

Kimler beslemiş?

Ne ile beslemişler?

Halkın beynine eğitimle bilgiyi, karnına ekonomiyle besini sunan

Cumhuriyetin ilkelerini ve politikalarını terk eden

Sağ siyasi iktidarların yarattığı bu tablo karşısında bir kez daha soralım;

Bütün Suç Halkın Mı?

Yoksa 59 yıldır Devleti yöneten ve Halkı karanlığa sokan sağ siyasi iktidarların mı?

 

*

Halkı suçlamanın kolaycılığından vazgeçelim.

Anlayış ve politikalar değişmedikçe iktidarların değişmesi çözüm değildir.

Çözüm;

Siyasete soldan, toplumcu pencereden bakan,

Cumhuriyetin ilkeleriyle barışık,

Halktan ve emekten yana politikalar ortaya koyan ve uygulayan siyasi iktidardadır.

Yorumlar (0)

Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!

Yazarın Diğer Yazıları

Adalet ve Demokrasi
30 Ocak 2023 01:43

Seçim Oyununda İkinci Perde
23 Ocak 2023 01:43

Millet Can Derdinde, Muhalefet Neyin Peşinde?
16 Ocak 2023 01:43

Seçim Oyunları
09 Ocak 2023 01:43

Seçim Tuzağı
26 Aralık 2022 01:43

Saraçhane Diyor ki...
19 Aralık 2022 01:43

Susmak Suça Ortak Olmaktır
14 Aralık 2022 01:43

Umudu Yaşamak
04 Aralık 2022 01:43

Kadına Şiddete HAYIR
29 Kasım 2022 01:43

Büyük Cumhuriyet Buluşması
21 Kasım 2022 01:43

O, Bir İnsandı…
13 Kasım 2022 01:43

2023’te Seçimimiz Ne Olacak?
06 Kasım 2022 01:43

AHMET TANER KIŞLALI’ ya
25 Ekim 2022 01:43

Her Yıl Seçim Olsa...
08 Ekim 2022 01:43

Siyasetin Gerçeği ve Çelişkisi
20 Eylul 2022 01:43

9 Eylüller Kutlu Olsun...
10 Eylul 2022 01:43

Gaflet, Dalalet, İhanet…
05 Eylul 2022 01:43

Zafer’in Bayramı
29 Ağustos 2022 01:43

Kanunlarla mı, Fetvalarla mı?
28 Ağustos 2022 01:43

20 Yıllık Birikim!
09 Ağustos 2022 01:43

Lozan Ne Demek?
27 Temmuz 2022 01:43

Sorunlar Sıradanlaşırsa
18 Temmuz 2022 01:43

Bahçelerde Maydanoz Gel Bize Bazı Bazı…
12 Haziran 2022 01:43

Hakaret ve Siyaset
05 Haziran 2022 01:43

Dost Doğruyu Söyler
29 Mayıs 2022 01:43

2 İleri 1 Geri
23 Mayıs 2022 01:43

Delikanlım
08 Mayıs 2022 01:43

Kapitalizmin Başarısı
03 Mayıs 2022 01:43

Zor Bir Yazı…
27 Nisan 2022 01:43

Hayalin Kilosu Kaça…
17 Nisan 2022 01:43

Türkiye'nin Gerçeği Laiklik
11 Nisan 2022 01:43

MANDA YUVA YAPMIŞ…
03 Nisan 2022 01:43

RTE-AKP’nin Üç Kozu
20 Mart 2022 01:43

Üretmek Pahalı İthalata Bakmalı
13 Mart 2022 01:43

Muhalefetin Adayı Kim?
16 Şubat 2022 01:43

Velet Değil İNSAN
17 Ocak 2022 01:43

2500 TL!
09 Ocak 2022 01:43

Merhaba 2022
31 Aralık 2021 01:43

Şahsım Ekonomisi ile Devlet Yönetmek
07 Aralık 2021 01:43

Emekliler Hak Etmedikleri Koşullarda Yaşıyorlar
14 Kasım 2021 01:43

Mutlu Olmak İnsanın Doğal Hakkıdır
07 Kasım 2021 01:43

Halkın Yanında Olmak
25 Ekim 2021 01:43

Sayıştay Raporu ve Pandora Belgeleri
10 Ekim 2021 01:43

Demokrasinin Fıtratında Kaybetmek de vardır
05 Ekim 2021 01:43

RTE’nin Yurt Sevgisi Tartışılmaz.
29 Eylul 2021 01:43

Türkiye Neden Yangın Yerine Döndü?
05 Ağustos 2021 01:43

Emperyalizmin İnsanlığa İhaneti
18 Temmuz 2021 01:43

Amaç, Muhalefetsiz Demokrasi mi?
12 Temmuz 2021 01:43

Çocuklarına Sahip Çıkamayan Ülke…
06 Temmuz 2021 01:43

Bu Kirli Oyunu Bozmak Bizim Elimizde…
21 Haziran 2021 01:43

Bir Çocuğun Hayali...!
14 Haziran 2021 01:43

Devlet Yaptı, Susun!
29 Mayıs 2021 01:43

Vatan Millet mi Dediniz?
24 Mayıs 2021 01:43

19 Mayıs Neden Bayram Olarak Kutlanmaz?
19 Mayıs 2021 01:43

Sevr’den Montrö’ye… Şimdi Nereye?
29 Nisan 2021 01:43

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
19 Nisan 2021 01:43

Millet mi, Ümmet mi?
01 Nisan 2021 01:43

Kadın ve Genç
27 Mart 2021 01:43

ÇELİŞKİLER ÜLKESİ
22 Mart 2021 01:43

CUMHURİYETİN KADINLARI
09 Mart 2021 01:43

İnadına İktidar
01 Mart 2021 01:43

Kurucu Anayasa Yapmak!
25 Şubat 2021 01:43

DEĞİŞİMİN DEĞİŞİMİYLE TÜRKİYE NEREYE?
08 Şubat 2021 01:43

24 OCAK KARANLIĞIN AYDINLIĞA SALDIRISIDIR
01 Şubat 2021 01:43

SİYASETİN DAYANILMAZ HAFİFLİĞİ
28 Aralık 2020 01:43

ÇIKIŞIN YOLU HALKÇI DEVLET
21 Aralık 2020 01:43

BU BİR SAVAŞTIR..
07 Aralık 2020 01:43

SİYASETEN SAVRULMAK
02 Aralık 2020 01:43

CUMHURİYET’İN KIRILIŞI (3) YA BİTİŞ, YA ÇIKIŞ.
23 Kasım 2020 01:43

BU NE HİDDET!
18 Kasım 2020 01:43

Tüm Yazılar