M.Tevfik KIZGINKAYA
[email protected]

Kanunlarla mı, Fetvalarla mı?

28 Ağustos 2022 02:22

 

      

Aslında konumuz bankaların emeklilere vereceği promosyon.

Bankalar ne söylüyor ne veriyor diye bakılırken,

Aklı evvel birisi Diyanet İşleri Başkanlığına (DİB) soruyor,

“Banka promosyonu caiz midir” diye.

DİB Din İşleri Yüksek Kurulunun üstüne vazife ya,

Kendince yanıt veriyor, yaptığı yorumla.

Basın da alınca yanıtı hemen taşıyor manşetine,

“Diyanet’ten bankaların emekli promosyonlarıyla ilgili fetva: Caiz değil.”

Pekala, ne yapmalıymış emekli?

Uygun olan, ihtiyaç sahibi fakirlere vermeleri.

****

Sadece bu olay bile,

Türkiye Cumhuriyeti’nin ne hale getirildiğini görmek için yeterli.

Birincisi:

DİB’in görevi, yetkisi ve ne yapması gerektiği,

Anayasanın 136’ncı maddesinde ve kanunda (633) belli.

Anayasa’da der ki;

“…laiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasi görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak…”

Demek ki,

Cumhuriyetin kurduğu (03.03.1924) bir kurum olan DİB,

Siyasi iktidarın yaptığı yapamadığı işlerin dışında kalacak,

Ve kanunun 1’inci maddesinde yazan,

“Din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmek…” görevini yapacak.

Ne emeklinin geliri ne ekonomi ne de siyasi iktidarın geleceği,

DİB’in ne görevi ne yetkisi ne de derdi.

Hele bu konularda fetvalar vermek,

Anayasa’ya aykırı, anayasal suç işlemek demek.

İkincisi:

Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir, tanımı,

Anayasa’nın 2’nci maddesinde yazılı.

Hukuk devleti, fetvalarla değil kanunlarla yönetilir.

Devlet memurları ve iktidar bunu iyi bilmelidir.

Üçüncüsü:

Ne emeklinin ne de herhangi bir yurttaşın,

Gelirini nereye ve nasıl kullanacağına karışmak,

Makamı ve kimliği ne olursa olsun,

Hiç kimsenin ve hiçbir kurumun yetkisi de değildir hakkı da...

Fakirliği yok etmek ise,

Emeklilerin değil RTE-AKP iktidarının görevidir.

Dördüncüsü

Ortaya çıkan yaşamsal bir sorunu,

Ya da siyasi iktidarın bir uygulamasını DİB’e sormak,

Aldığı yanıtları da fetva diye yayınlamak,

Ve bu döngüye toplumu alıştırmak,

Hatta toplumsal yaşamımızı fetvalara uydurmaya çalışmak…

Bilinçli bir şekilde uygulanan bu yöntemle,

Fetvalar meşrulaştırılıyor,

Toplumun belleği buna alıştırılıyor,

Sonuçta toplumsal ve kişisel yaşamımız

Fetvalarla şekillendirilmek isteniyor.

Özellikle kurgulanan bu yolda yürümenin sonu teokrasidir,

Türkiye Cumhuriyeti fetvalarla değil kanunlarla yönetilir,

Ve kanunlarla da yönetilecektir.

Kurucu önder M. K. Atatürk’ün sözleriyle;

“Efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki,

Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz” olmayacaktır da.

*****

Gelelim emeklilerin derdine.

Serbest piyasa ekonomisinde para, tüm değerlerin üstünde,

Herkes de para kazanmanın peşinde,

Paranın toplanma mekânı olan bankalar da,

Daha çok parayı toplamanın çabası içinde.

Emeklilerin maaşlarına yapılınca zamlar,

Açlık sınırının altında kalsa da maaşlar,

Bankalardan gelmeye başladı açıklamalar.

Emekli maaş hesabını kendi bankasına taşıyana,

Verilecekmiş promosyonlar.

Demek ki,

Bir emekliye bir ayın yarısı için bile yetmeyen maaş tutarı,

Bankalar için büyük bir para kaynağı.

Ancak açıklanan promosyonların hepsi birbirinden çok farklı.

********

15 emekli grubu geldiler bir araya,

Tüm Emekliler Eşgüdüm Kurulu oluşturdular aralarında,

Emekli maaşlarına verilen promosyonlar hakkında,

Pazartesi günü bir basın açıklaması yaptılar, bankalara ve kamuoyuna.

Ortalama bir hesapla 13 milyon 722 bin emeklinin hesabına,

Her ay 50 milyar TL yatırılıyor banka hesaplarına.

Yılda 600 milyar TL’yi aşan bir tutar kullanılıyor bankalarca,

Kredi kartları ve kullanılan kredileri de koyunca bu tutarın yanına,

Emeklilerin bankalar için ne kadar değerli oldukları çıkıyor ortaya.

TOBB başkanı bile söyledi,

“Bankaların tarihlerinin en büyük karını ettiklerini.”

Emekliler de diyor ki,

Bu paranın sahibi olan bizlere de bu kazançtan pay verilmeli.

Ve açıkladılar isteklerini;

Biz emekliler pazarlık yaparcasına banka banka gezmekten kurtarılmalı, promosyon süresi ve tutarı konusunda ortak bir karara ulaşılmalı,

Promosyon tutarı azami ölçülerde olmalı,

Promosyon uygulaması her yıl en az enflasyon artışı kadar düzenli olarak arttırılmalı.

*******

En düşük emekli maaşı 3500 TL oldu ama,

Bankaların verdikleri promosyonlarda,

Üç kademe emekli maaşı görülüyor hala.

Özel bankalar 3 yıl için,

 

1500 TL’nin altındaki maaşa 675 TL’den 4800 TL’ye,

1500 – 2500 TL arasındaki maaşa 850 TL’den 6000 TL’ye,

2500 TL ve üstündeki maaşa 1000 TL’den 7500 TL’ye kadar

Promosyon vereceklermiş emeklilere.

 

Kamu bankaları ise bu kademelere göre,

500, 625 ve 750 TL veriyorlar emeklilere.

*******

Gelin düşünelim bu tablonun karşısında.

Bazı özel bankalar 7500 TL promosyon verebiliyorsa,

Diğer bankalar neden bu tutarın çok altında promosyon veriyor,

Emeklinin maaş hesabına?

En düşük emekli maaşı 3500 TL olduğuna göre,

Tüm bankalar en az 7500 TL promosyon vermeli emeklilere.

Her emekli hesabı bulunan banka şubesinde aramalı hakkını,

Hakkını alamayan emekliler de,

Promosyonu hakkıyla veren bankalara taşımalı maaş hesaplarını.

*

Kamu bankaları ise bambaşka bir dünyada.

Siyasi iktidarın desteklediği şirketlere ve kişilere,

Geri ödemesi bile yapılmayan milyar liralık krediler veren bu bankaların,

Konu emekliler olunca,

Verdikleri tutarlar ortada.

Yaşamlarının 30 yıldan fazlasını,

Ülkeye ve halka hizmet etmek için veren, üreten,

13 milyon 722 bin işçi, memur, esnaf ya da çiftçi emeklisi,

Ve emeklilik hakları gasp edilen 6 milyona yakın EYT’li,

Toplamda 20 milyonu aşan emekliyi,

Göz ardı eden siyasi iktidara,

Sormak gerekiyor,

Her fırsatta enflasyona ezdirmeyeceğiz diyorsunuz ama,

Konu emekçiler, emekliler olunca,

Tutumlu davranmak mı geliyor aklınıza?

İnanıyorum ki emeklilerin bir çift sözü olacaktır,

Tabi ki seçim sandığının başında.

Emekli sendikalarının parçalanmışlığının ve sessizliğinin de payı var,

Siyasi iktidarın emekliler karşısındaki bu vurdum duymaz tavrında.

*

Emeklilerin beklentisi,

Gıda, barınma (kira, elektrik, su, ısınma vb) ve sağlık giderlerini,

Kimseye muhtaç olmadan karşılamak,

Torunları karşısında mahcup olmamak,

Hiç olmazsa 1 hafta, 10 gün tatil yapmak,

Kısacası hak ettikleri şekilde İNSANCA YAŞAMAK...

Bilinmelidir ki,

Emeklilik, yaşamdan emekli olmak demek değildir.

Hangi makamda ve çalışma yaşamının hangi kademesinde olursa olsun,

Her çalışan bir gün,

Emekli olarak yaşamını sürdürecektir.

 

Yorumlar (0)

Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!

Yazarın Diğer Yazıları

Adalet ve Demokrasi
30 Ocak 2023 02:22

Seçim Oyununda İkinci Perde
23 Ocak 2023 02:22

Millet Can Derdinde, Muhalefet Neyin Peşinde?
16 Ocak 2023 02:22

Seçim Oyunları
09 Ocak 2023 02:22

Seçim Tuzağı
26 Aralık 2022 02:22

Saraçhane Diyor ki...
19 Aralık 2022 02:22

Susmak Suça Ortak Olmaktır
14 Aralık 2022 02:22

Umudu Yaşamak
04 Aralık 2022 02:22

Kadına Şiddete HAYIR
29 Kasım 2022 02:22

Büyük Cumhuriyet Buluşması
21 Kasım 2022 02:22

O, Bir İnsandı…
13 Kasım 2022 02:22

2023’te Seçimimiz Ne Olacak?
06 Kasım 2022 02:22

AHMET TANER KIŞLALI’ ya
25 Ekim 2022 02:22

Her Yıl Seçim Olsa...
08 Ekim 2022 02:22

Siyasetin Gerçeği ve Çelişkisi
20 Eylul 2022 02:22

9 Eylüller Kutlu Olsun...
10 Eylul 2022 02:22

Gaflet, Dalalet, İhanet…
05 Eylul 2022 02:22

Zafer’in Bayramı
29 Ağustos 2022 02:22

20 Yıllık Birikim!
09 Ağustos 2022 02:22

Lozan Ne Demek?
27 Temmuz 2022 02:22

Sorunlar Sıradanlaşırsa
18 Temmuz 2022 02:22

Bahçelerde Maydanoz Gel Bize Bazı Bazı…
12 Haziran 2022 02:22

Hakaret ve Siyaset
05 Haziran 2022 02:22

Dost Doğruyu Söyler
29 Mayıs 2022 02:22

2 İleri 1 Geri
23 Mayıs 2022 02:22

Delikanlım
08 Mayıs 2022 02:22

Kapitalizmin Başarısı
03 Mayıs 2022 02:22

Zor Bir Yazı…
27 Nisan 2022 02:22

Hayalin Kilosu Kaça…
17 Nisan 2022 02:22

Türkiye'nin Gerçeği Laiklik
11 Nisan 2022 02:22

MANDA YUVA YAPMIŞ…
03 Nisan 2022 02:22

RTE-AKP’nin Üç Kozu
20 Mart 2022 02:22

Üretmek Pahalı İthalata Bakmalı
13 Mart 2022 02:22

Muhalefetin Adayı Kim?
16 Şubat 2022 02:22

Velet Değil İNSAN
17 Ocak 2022 02:22

2500 TL!
09 Ocak 2022 02:22

Merhaba 2022
31 Aralık 2021 02:22

Şahsım Ekonomisi ile Devlet Yönetmek
07 Aralık 2021 02:22

Emekliler Hak Etmedikleri Koşullarda Yaşıyorlar
14 Kasım 2021 02:22

Mutlu Olmak İnsanın Doğal Hakkıdır
07 Kasım 2021 02:22

Halkın Yanında Olmak
25 Ekim 2021 02:22

Bütün Suç Halkın Mı?
18 Ekim 2021 02:22

Sayıştay Raporu ve Pandora Belgeleri
10 Ekim 2021 02:22

Demokrasinin Fıtratında Kaybetmek de vardır
05 Ekim 2021 02:22

RTE’nin Yurt Sevgisi Tartışılmaz.
29 Eylul 2021 02:22

Türkiye Neden Yangın Yerine Döndü?
05 Ağustos 2021 02:22

Emperyalizmin İnsanlığa İhaneti
18 Temmuz 2021 02:22

Amaç, Muhalefetsiz Demokrasi mi?
12 Temmuz 2021 02:22

Çocuklarına Sahip Çıkamayan Ülke…
06 Temmuz 2021 02:22

Bu Kirli Oyunu Bozmak Bizim Elimizde…
21 Haziran 2021 02:22

Bir Çocuğun Hayali...!
14 Haziran 2021 02:22

Devlet Yaptı, Susun!
29 Mayıs 2021 02:22

Vatan Millet mi Dediniz?
24 Mayıs 2021 02:22

19 Mayıs Neden Bayram Olarak Kutlanmaz?
19 Mayıs 2021 02:22

Sevr’den Montrö’ye… Şimdi Nereye?
29 Nisan 2021 02:22

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
19 Nisan 2021 02:22

Millet mi, Ümmet mi?
01 Nisan 2021 02:22

Kadın ve Genç
27 Mart 2021 02:22

ÇELİŞKİLER ÜLKESİ
22 Mart 2021 02:22

CUMHURİYETİN KADINLARI
09 Mart 2021 02:22

İnadına İktidar
01 Mart 2021 02:22

Kurucu Anayasa Yapmak!
25 Şubat 2021 02:22

DEĞİŞİMİN DEĞİŞİMİYLE TÜRKİYE NEREYE?
08 Şubat 2021 02:22

24 OCAK KARANLIĞIN AYDINLIĞA SALDIRISIDIR
01 Şubat 2021 02:22

SİYASETİN DAYANILMAZ HAFİFLİĞİ
28 Aralık 2020 02:22

ÇIKIŞIN YOLU HALKÇI DEVLET
21 Aralık 2020 02:22

BU BİR SAVAŞTIR..
07 Aralık 2020 02:22

SİYASETEN SAVRULMAK
02 Aralık 2020 02:22

CUMHURİYET’İN KIRILIŞI (3) YA BİTİŞ, YA ÇIKIŞ.
23 Kasım 2020 02:22

BU NE HİDDET!
18 Kasım 2020 02:22

Tüm Yazılar