M.Tevfik KIZGINKAYA
[email protected]

Siyasetin Gerçeği ve Çelişkisi

20 Eylul 2022 02:27

 

 

Sözün sonunu baştan söyleyelim,

Demokrasilerde siyasetin gerçeği ekonomidir.

Ülkenin kaynaklarını ve gelirini kullanırken,

Hangi toplum kesimlerine, hangi sınıflara öncelik verileceği,

O siyasi partinin siyasi yelpazedeki yerini gösterir.

Bu da o siyasi partinin ideolojisinin gereğidir.

Bugünün siyasetinde sol-sağ yoktur demek,

40 yıldır gelişmiş ülkeler dışında kalan dünyada,

Neo liberalizmin yerleştirdiği siyaseti kabul etmek demektir,

Ve yanlıştır.

 

*

Neden mi?

1950’lerden bu yana var olan,

Son 40 yıldır da siyasetin tümünü etkisi altına alan,

Demokrasiye aykırı inanç ve etnik kökene dayalı siyaset anlayışında,

Emek-sermaye çelişkisine yer yoktur.

İnanç ve etnik köken üzerine siyaset yap, istismar et,

Halkı yokluğa, yoksulluğa, işsizliğe mahkum et,

Kaderindir şükret diyerek sömürü düzenini sürdürmeye devam et,

Olmadık gündemler yaratarak Halkı meşgul et,

Ülkeyi de emperyalist dünyaya teslim et.

 

*

İşçisinden memuruna, çiftçisinden esnafına,

Kobi ler den emeklisine kadar emeği ile geçinen Halkın tamamı,

Büyük sermayenin hatta uluslararası sermayenin esiri durumundadır.

Halkın yüzde 95’i yokluğu, yoksulluğu ve işsizliği yaşıyorsa,

Tarlada sanayide üretenler üretimi bırakıyorsa,

Ülkenin kaynakları uluslararası sermayeye teslim ediliyorsa,

Bu sömürü düzeninin ve siyasetinin bir sonucudur.

*

Neoliberal düzenin siyasetiyle,

İnancına ve kökenine göre siyasi duruş gösteren yurttaşlarımız,

Seçtikleri RTE-AKP iktidarının sürdürdüğü bu sömürü düzenin asıl mağdurlarıdır.

Giresun’da Kılıçdaroğlu’nu evinde ağırlayan yurttaşın,

        “Hepimiz Müslüman’ız, elinde Kuran’la geziyordu. Allah, peygamber diye etkileniyorduk. Yalanmış bu. Biz de kanmışız bunlara, sadece ceplerini doldurmuşlar” sözleri,

Bu düzenin gerçek yüzünü ve siyasetin çelişkisini görmek için yeterlidir.

Bu çelişkiden kurtulmak için;

Siyaset gerçek zemini olan emek-sermaye temelinde yapılmalı,

Halka gerçek siyasi kimlikleri ile yaklaşılmalıdır.

 

*

Seçime doğru giderken,

Muhalefetin Halkın içine girmesi,

Esnafın, çiftçinin, işçinin, memurun, emeklinin dertlerini dinlemesi,

Sorunları çözeceklerinin sözünü vermesi,

Doğrudur.

RTE-AKP iktidarının mağduru olan yurttaşlara verilen bu sözler,

Popülist bir yaklaşım değilse, siyasi bir duruştur.

Emek-sermaye çelişkisinde,

Emekten, çalışandan, dar gelirliden kısacası Halktan yana olmak,

Ve siyasi yelpazenin solunda olmak demektir.

Bugün adı konulmasa da siyasette sol ve sağ vardır.

Yapılacak seçimlerin sonucunda da,

Ya sermaye kazanacaktır,

Ya da emeği ile çalışanlar, Halk kazanacaktır.

 

*

Ana muhalefet partisinin önderliğinde,

Tamamı sağla, üstelik AKP programını yazanların kurduğu partilerle,

İttifak yapmak ve beraber yol yürümek,

Bugünün siyaset aritmetiği açısından doğru olabilir.

Ancak siyasetin gerçeği açısından çelişkidir.

Muhalefetteki sağ siyasi partiler de bu düzenden şikayet etmekte,

Halkın mağdur olduğunu söylemektedir.

Söylemde Halktan yana olmak ama…

Siyaseti inanca ve kökene göre yapmak,

Neoliberalizmin istediği siyasi düzeni sürdürmek demektir ki,

Bu da ülkemiz siyasetinin aşması gereken temel çelişkidir.

 

*

40 yıllık bu sömürü düzeni bir seçimde düzelmez denilecektir, doğrudur.

Ülkemizde demokrasinin, hukukun, adaletin, yurtta barışın sağlanabilmesi,

Ülkemizin ve kaynaklarının daha fazla talan edilmemesi,

Devletin tek adam yönetiminden bir an önce kurtulabilmesi,

Parlamenter demokrasiye geçilmesi…

Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Halkın çağdaş geleceği için,

Bu ittifak gereklidir.

Ancak, bu durumun bir geçiş dönemi olması gerektiği,

Ve bu seçimlerin siyasetin gerçek zeminine dönülmesi yolunda,

Önemli bir fırsat olduğu da görülmelidir.

Türkiye’nin yine böylesi bir tek adam düzenine teslim olması istenmiyorsa,

Bu fırsatın doğru değerlendirilmesi gerekmektedir.

Bu konuda neler olması gerektiğini ise haftaya bırakalım.

 

*

Biliyorum ki, bu noktada;

İnancı ve kökeni nedeniyle mağdur edilen,

“Alevi ve Kürt kökenli yurttaşlarımızın hakları ne olacak” sorusu gelecektir.

Demokratik hukuk devletinde,

Devletin ve devleti yönetenlerin temel görevi;

Ayrım yapmaksızın her yurttaşına,

İnancının ve kökeninin getirdiği hakları sağlamak ve güvence altına almaktır.

Laikliğin, hukuk devletinin, demokrasinin, adaletin,

İnsan hak ve özgürlüklerinin ve çağdaş bir ülke olmanın gereği de budur.

 

*

42 yıl önce,

24 Ocak kararlarıyla Neo liberalizmin bu sömürü düzenini kurmak için,

12 Eylül’de faşist bir darbeyle,

Silahlı kuvvetler el koydu ülkemizin yönetimine.

Kapatıldı, demokrasinin temel kurumları partiler, sendikalar, dernekler…

Öldürüldü, hapsedildi aydınlar, yurtseverler, devrimciler.

Çağdaş demokrasi ve insan hakları gerekçesiyle,

Yok ettiler emek-sermaye temelinde yapılan siyaseti,

Kurdular inanç ve etkin kökene dayalı siyaseti,

Yerleştirdiler neo liberalizmin bu sömürü düzenini.

Bugün yaşadıklarımız,

12 Eylül faşist darbesinin bir ürünü ve sonucudur.

 

*

Bu sömürü düzeninin sürdürümcüleri,

Sorgusuz, sualsiz, denetimsiz, yargısız…

Tek başlarına ülkemizi yönetmeye devam etmek için,

Hakaret, baskı, şiddet ve korkuyla…

Seçmen listelerinde ve sandıklarda oyunlarla…

Her türlü yola başvuracaklardır.

Bu düzeninin asıl sahipleri de destekleyecektir.

Ancak bu seçimler;

Halkın 42 yıllık sömürü düzeniyle hesaplaşacağı,

Emeğine, haklarına, özgürlüğüne ve çağdaş yaşamına,

Yurduna ve ülkemizin bağımsızlığına sahip çıkacağı seçimler olacaktır.

 

*

Ne kadar yasaklanmaya çalışılsa da,

Ne kadar karalanmaya çalışılsa da,

Şanlı Urfa ve İzmir örneği,

Her yaştan gencin buluştuğu meydanlarda milyonlardan yükselen seslerin,

Sahnelerden dile getirilen sözlerin, dileklerin ve özlemlerin,

Seçim sandıklarında buluşacağına,

Cumhuriyetimize ve çağdaş geleceğimize sahip çıkacağına inanıyorum.

İnanmak için sanatçılarımızın sözleri yeterlidir.

          Grup Zakkum “Büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün çizdiği çağdaş uygarlık yolunda tam 23 senedir de müziğimizi yapmaya devam ediyoruz.

Ve asla akıldan çıkmasın: Aydınlık karanlıktan korkmaz”

            Tarkan "Ne kadar özlemişiz tek yürek olup atmayı. Yasaksız, baskısız, yalansız, içimizden geldiği gibi olmayı, özgürce eğlenmeyi ve gülmeyi. Yeniden umutla dolmayı…

Tüm farklılıklarımızla birbirimize sevgiyle, hoşgörüyle sarılmayı, kucak açmayı…"

 

Yorumlar (0)

Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!

Yazarın Diğer Yazıları

TURPUNAN ŞALGAMINAN DEVLET İDARE EDİLMEZ
20 Nisan 2025 02:27

HALKIN GÜCÜ
06 Nisan 2025 02:27

Adalet ve Demokrasi
30 Ocak 2023 02:27

Seçim Oyununda İkinci Perde
23 Ocak 2023 02:27

Millet Can Derdinde, Muhalefet Neyin Peşinde?
16 Ocak 2023 02:27

Seçim Oyunları
09 Ocak 2023 02:27

Seçim Tuzağı
26 Aralık 2022 02:27

Saraçhane Diyor ki...
19 Aralık 2022 02:27

Susmak Suça Ortak Olmaktır
14 Aralık 2022 02:27

Umudu Yaşamak
04 Aralık 2022 02:27

Kadına Şiddete HAYIR
29 Kasım 2022 02:27

Büyük Cumhuriyet Buluşması
21 Kasım 2022 02:27

O, Bir İnsandı…
13 Kasım 2022 02:27

2023’te Seçimimiz Ne Olacak?
06 Kasım 2022 02:27

AHMET TANER KIŞLALI’ ya
25 Ekim 2022 02:27

Her Yıl Seçim Olsa...
08 Ekim 2022 02:27

9 Eylüller Kutlu Olsun...
10 Eylul 2022 02:27

Gaflet, Dalalet, İhanet…
05 Eylul 2022 02:27

Zafer’in Bayramı
29 Ağustos 2022 02:27

Kanunlarla mı, Fetvalarla mı?
28 Ağustos 2022 02:27

20 Yıllık Birikim!
09 Ağustos 2022 02:27

Lozan Ne Demek?
27 Temmuz 2022 02:27

Sorunlar Sıradanlaşırsa
18 Temmuz 2022 02:27

Bahçelerde Maydanoz Gel Bize Bazı Bazı…
12 Haziran 2022 02:27

Hakaret ve Siyaset
05 Haziran 2022 02:27

Dost Doğruyu Söyler
29 Mayıs 2022 02:27

2 İleri 1 Geri
23 Mayıs 2022 02:27

Delikanlım
08 Mayıs 2022 02:27

Kapitalizmin Başarısı
03 Mayıs 2022 02:27

Zor Bir Yazı…
27 Nisan 2022 02:27

Hayalin Kilosu Kaça…
17 Nisan 2022 02:27

Türkiye'nin Gerçeği Laiklik
11 Nisan 2022 02:27

MANDA YUVA YAPMIŞ…
03 Nisan 2022 02:27

RTE-AKP’nin Üç Kozu
20 Mart 2022 02:27

Üretmek Pahalı İthalata Bakmalı
13 Mart 2022 02:27

Muhalefetin Adayı Kim?
16 Şubat 2022 02:27

Velet Değil İNSAN
17 Ocak 2022 02:27

2500 TL!
09 Ocak 2022 02:27

Merhaba 2022
31 Aralık 2021 02:27

Şahsım Ekonomisi ile Devlet Yönetmek
07 Aralık 2021 02:27

Emekliler Hak Etmedikleri Koşullarda Yaşıyorlar
14 Kasım 2021 02:27

Mutlu Olmak İnsanın Doğal Hakkıdır
07 Kasım 2021 02:27

Halkın Yanında Olmak
25 Ekim 2021 02:27

Bütün Suç Halkın Mı?
18 Ekim 2021 02:27

Sayıştay Raporu ve Pandora Belgeleri
10 Ekim 2021 02:27

Demokrasinin Fıtratında Kaybetmek de vardır
05 Ekim 2021 02:27

RTE’nin Yurt Sevgisi Tartışılmaz.
29 Eylul 2021 02:27

Türkiye Neden Yangın Yerine Döndü?
05 Ağustos 2021 02:27

Emperyalizmin İnsanlığa İhaneti
18 Temmuz 2021 02:27

Amaç, Muhalefetsiz Demokrasi mi?
12 Temmuz 2021 02:27

Çocuklarına Sahip Çıkamayan Ülke…
06 Temmuz 2021 02:27

Bu Kirli Oyunu Bozmak Bizim Elimizde…
21 Haziran 2021 02:27

Bir Çocuğun Hayali...!
14 Haziran 2021 02:27

Devlet Yaptı, Susun!
29 Mayıs 2021 02:27

Vatan Millet mi Dediniz?
24 Mayıs 2021 02:27

19 Mayıs Neden Bayram Olarak Kutlanmaz?
19 Mayıs 2021 02:27

Sevr’den Montrö’ye… Şimdi Nereye?
29 Nisan 2021 02:27

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
19 Nisan 2021 02:27

Millet mi, Ümmet mi?
01 Nisan 2021 02:27

Kadın ve Genç
27 Mart 2021 02:27

ÇELİŞKİLER ÜLKESİ
22 Mart 2021 02:27

CUMHURİYETİN KADINLARI
09 Mart 2021 02:27

İnadına İktidar
01 Mart 2021 02:27

Kurucu Anayasa Yapmak!
25 Şubat 2021 02:27

DEĞİŞİMİN DEĞİŞİMİYLE TÜRKİYE NEREYE?
08 Şubat 2021 02:27

24 OCAK KARANLIĞIN AYDINLIĞA SALDIRISIDIR
01 Şubat 2021 02:27

SİYASETİN DAYANILMAZ HAFİFLİĞİ
28 Aralık 2020 02:27

ÇIKIŞIN YOLU HALKÇI DEVLET
21 Aralık 2020 02:27

BU BİR SAVAŞTIR..
07 Aralık 2020 02:27

SİYASETEN SAVRULMAK
02 Aralık 2020 02:27

CUMHURİYET’İN KIRILIŞI (3) YA BİTİŞ, YA ÇIKIŞ.
23 Kasım 2020 02:27

BU NE HİDDET!
18 Kasım 2020 02:27

Tüm Yazılar