M.Tevfik KIZGINKAYA
[email protected]

Velet Değil İNSAN

17 Ocak 2022 06:50

 

 

 

 Duyduğumdan bu yana,

Ne haber izleyebiliyorum ne de bir tartışma programı.

Döviz kuru, enflasyon, zamlar…

İktidar uğruna yapılan kuralsız ve hukuksuz uygulamalar,

Hakaretler, suçlamalar…

Hiçbirinin ne anlamı kaldı ne de bir değeri,

20 yaşında canına kıyan Enes Kara’nın yanında.

Videosunu da izleyemedim,

İçim kaldırmıyor, ruhum daralıyor ama yazmalıyım.

 

*

Çok değil daha bir ay olmadı, (25.12.2021)

Geleceğe Umutla diye yazmıştım,

Gençlerimizle olan buluşmalarımı,

Heyecanlarını, umutlarını, coşkularını…

O gençlerin yaşıtı, onlardan birisiydi Enes Kara.

 

Hem de tıp fakültesi 2. Sınıf öğrencisi,

Belli ki zeki ve çalışkan…

Hedefinde, ilk üç bine girip ODTÜ Bilgisayar mühendisliğinde okumak vardı.

Doktorluk mesleğinin itibarının kalmadığını, tıp bölümünü sevmediğin

           Yurtdışına gitmek istediğini ve geleceğine dair kurgularında bir çıkmazda olduğunu söylemiş, Ailesinin baskıcı bir yapısı olduğunu ve dayatmaları ile bu evde kaldığını anlatmış, Enes Kara.

         “Özgür hissetmiyorum, 24 saatte kendime ayırabildiğim 3 saat falan. Buna ek olarak dönem sonlarında okuma programları oluyor ve bir hafta boyunca sabahtan akşama kadar buradaki kitaplardan okuyorsun, telefonuna falan da el koyuyorlar…”

 

*

          Enes Kara’nın anlattıklarını oturup düşünmek, sorumluluk duymak, özeleştiri yapmak, hiç olmazsa ders almak yerine,

Babasından ülkeyi yönetenlere kadar yapılan açıklamalara bakın,

Hepsi sütten çıkmış ak kaşık.

Tek suçlu var, o da Enes.

*

Babası,

“Kaldığı yer güzel insanların kaldığı yer. Talebelerin kaldığı yer. Orada kalmasını tavsiye ettim. Devlet yurdunda başvuru yapmadık. Durumumuz iyi. Manevi olarak ahiretine faydası olsun istedim. Ben 25 yıldır Risale-i Nur okuyorum. Bir zararını görmedim. Ben bu cemaatin 25 yıldır içindeyim. Kaldığı yerde hiçbir sorun yoktu. Biz kimseden şikayetçi değiliz. Olaydan sonra durumunu daha iyi anladık.”

Evladını kaybederek zararın büyüğünü yaşadığının farkında değil,

Tüm bencilliği ve içine düştüğü karanlığın körlüğüyle…

Ardından gelen açıklamalar da acı.

İktidarın tek adamı aynı günkü (10.01.2022) konuşmasında

        “Köy enstitüsü gibi denemeler ideoloji yükleme aracı haline getirilerek hüsranla sonuçlandı” diyerek Cumhuriyetimizi karalamayı sürdürürken,

        “Kindar ve dindar” nesiller yetiştirmek amacına hizmet eden tarikatlar ve Enes hakkında tek bir söz bile söylemedi, bugüne kadar.

İktidarın sözcüsü yok ettikleri ahlaka sarıldı,

          “…Gencecik bir insanın ölümü üzerinden de kindar bir dille kavga, ideolojik hesaplaşma ve ayrışma üretenlerin yaptığı şey asla kabul edilemez ve ahlaki değildir”

Enes’in tarikat yuvasında hayattan kopuşunu kimse tartışmamalı, konuşmamalı…

Hemen kondu haber yasakları…

İktidarın grup başkan vekili daha da becerikli.

“Enes Kara'nın kaldığı yerin yurt değil gençlerin kendi hür iradeleriyle bir araya gelerek açtığı öğrenci evi…”

Yurt değilmiş, tarikat, cemaat evi hiç değilmiş

Evleri denetlemek de demokrasiye aykırıymış…

Dış güçlere bağlayan bile oldu, Müslümanlığı kötülüyorlarmış.

Aman ha tarikatlara, cemaatlere toz konmasın.

İktidarın ortağı bir partinin yöneticisi noktayı koydu, Velet.

“Bir velet öldü diye tarikatları mı kapatacağız? Öğrenciler bir araya gelmiş ev tutmuşlar…”

Velet diyerek yanlış yapan yaramaz bir çocukmuş Enes.

Velet dediğinin bir İNSAN olduğunun ayırdında olmayan,

Körleşmiş akla ve vicdana sahip olan bu insan.

Ardından gelen özür daha da beter, “Latife” yani şaka yapmış.

Bir insanın ölümü karşısında şaka yapabilmek!

Çöken ahlak, yozlaşan siyaset, yok sayılan gerçek…

Ve suskun kalan muhalefet.

 

*

Ülkemizi yönetenlerin hayata bakışı, anlayışı, düşüncesi bunlar.

Siyasi tabanımız ve desteğimiz olan tarikatlara, cemaatlere laf söylenmesin,

Yeter ki iktidarımıza zarar gelmesin…

Ölen bir velet, ne önemi var ki?

Asıl olan iktidarda kalmak,

Varlık içinde yaşamak…

*

Düşüncesinin öznesi İNSAN olmayan

Halkın yararına çalışır mı?

Düşünür mü?,

Aç olanı, işsiz kalanı…

Adaleti, hakça paylaşımı…

Ülkenin ve Halkın geleceğini ve çıkarını…

Bu soruları iyi düşünmek ve yanıtlamak zorundadır tüm yurttaşlar,

İnsanca yaşamanın, geleceğe umutla bakmanın özlemini taşıyanlar.

*

Tarih boyunca var olmuş,

İktidarı ve çıkarı için halkını sömüren,

Kasaları, cüzdanları dolu, vicdanları boş kişiler.

Sömürmüşler insanların inançlarını ve varlıklarını,

Hesap sormasınlar, biat etsinler diye insanlar,

Sığınmışlar hemen Tanrının, dinin arkasına,

İktidarlarını sürdürmek uğruna.

Orta çağın karanlığına karşı Rönesans felsefesini biçimlendiren,

Engizisyon kararı ile de idam edilen filozof rahip Gıordano Bruno dile getirmiş bu gerçeği 400 yıl önce,

“Tanrı, iradesini hakim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır.

Yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hakim kılmak için Tanrı’yı kullanırlar.”

 

*

Anadolu aydınlanmasıyla adım attık,

Batının bin yılda kavuştuğu aydınlanmaya, laikliğe,

Cumhuriyetle kavuştuk,

Demokrasiye ve temeli olan din ve vicdan özgürlüğüne, laikliğe.

Çağdaş yaşamı içine sindiremeyenler,

Hırsı aklının önüne geçenler,

İnsana ve emeğe değil, mala, mülke, paraya değer verenler,

Haksız hukuksuz zengin olmanın peşine düşenler,

Soktular siyasetin içine inancı, dini,

Hedeflerine koydular Demokratik Laik Cumhuriyeti.

 

*

İnancın özünde “iyi insan, ahlaklı insan” olmak vardır,

Her insan da vicdanında taşır inancının gereği, iyiliği ve ahlakı.

Doğruyu gösterelim inancın söylemiyle,

İnancın özünü yitirenlere…

“Kim ki Tanrı’dan gelen kitabın bir yerini

Para için gizler de örter üzerlerini.

Karnında ateş yemiş insanlardır bu kâfirler,

Kıyamet günü Tanrı bunlara çok tedbirler,

Alır da hiç konuşmaz, temizlemez onları,

Bunların ancak azab ve acı’dır kârları.”

(Doç. Dr. Bedri Noyan Dedebaba, Bakara suresi, 174. Ayet)

 

*

Sözün sonu,

"Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür,

Ve bir orman gibi kardeşçesine" diyebilen İNSAN’a.

Sahip çıkmalıyız ki,

Cumhuriyete ve çağdaş yaşamımıza,

Geleceğe umutla yaşasın Enesler bu dünyada.

Yorumlar (0)

Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!

Yazarın Diğer Yazıları

Adalet ve Demokrasi
30 Ocak 2023 06:50

Seçim Oyununda İkinci Perde
23 Ocak 2023 06:50

Millet Can Derdinde, Muhalefet Neyin Peşinde?
16 Ocak 2023 06:50

Seçim Oyunları
09 Ocak 2023 06:50

Seçim Tuzağı
26 Aralık 2022 06:50

Saraçhane Diyor ki...
19 Aralık 2022 06:50

Susmak Suça Ortak Olmaktır
14 Aralık 2022 06:50

Umudu Yaşamak
04 Aralık 2022 06:50

Kadına Şiddete HAYIR
29 Kasım 2022 06:50

Büyük Cumhuriyet Buluşması
21 Kasım 2022 06:50

O, Bir İnsandı…
13 Kasım 2022 06:50

2023’te Seçimimiz Ne Olacak?
06 Kasım 2022 06:50

AHMET TANER KIŞLALI’ ya
25 Ekim 2022 06:50

Her Yıl Seçim Olsa...
08 Ekim 2022 06:50

Siyasetin Gerçeği ve Çelişkisi
20 Eylul 2022 06:50

9 Eylüller Kutlu Olsun...
10 Eylul 2022 06:50

Gaflet, Dalalet, İhanet…
05 Eylul 2022 06:50

Zafer’in Bayramı
29 Ağustos 2022 06:50

Kanunlarla mı, Fetvalarla mı?
28 Ağustos 2022 06:50

20 Yıllık Birikim!
09 Ağustos 2022 06:50

Lozan Ne Demek?
27 Temmuz 2022 06:50

Sorunlar Sıradanlaşırsa
18 Temmuz 2022 06:50

Bahçelerde Maydanoz Gel Bize Bazı Bazı…
12 Haziran 2022 06:50

Hakaret ve Siyaset
05 Haziran 2022 06:50

Dost Doğruyu Söyler
29 Mayıs 2022 06:50

2 İleri 1 Geri
23 Mayıs 2022 06:50

Delikanlım
08 Mayıs 2022 06:50

Kapitalizmin Başarısı
03 Mayıs 2022 06:50

Zor Bir Yazı…
27 Nisan 2022 06:50

Hayalin Kilosu Kaça…
17 Nisan 2022 06:50

Türkiye'nin Gerçeği Laiklik
11 Nisan 2022 06:50

MANDA YUVA YAPMIŞ…
03 Nisan 2022 06:50

RTE-AKP’nin Üç Kozu
20 Mart 2022 06:50

Üretmek Pahalı İthalata Bakmalı
13 Mart 2022 06:50

Muhalefetin Adayı Kim?
16 Şubat 2022 06:50

2500 TL!
09 Ocak 2022 06:50

Merhaba 2022
31 Aralık 2021 06:50

Şahsım Ekonomisi ile Devlet Yönetmek
07 Aralık 2021 06:50

Emekliler Hak Etmedikleri Koşullarda Yaşıyorlar
14 Kasım 2021 06:50

Mutlu Olmak İnsanın Doğal Hakkıdır
07 Kasım 2021 06:50

Halkın Yanında Olmak
25 Ekim 2021 06:50

Bütün Suç Halkın Mı?
18 Ekim 2021 06:50

Sayıştay Raporu ve Pandora Belgeleri
10 Ekim 2021 06:50

Demokrasinin Fıtratında Kaybetmek de vardır
05 Ekim 2021 06:50

RTE’nin Yurt Sevgisi Tartışılmaz.
29 Eylul 2021 06:50

Türkiye Neden Yangın Yerine Döndü?
05 Ağustos 2021 06:50

Emperyalizmin İnsanlığa İhaneti
18 Temmuz 2021 06:50

Amaç, Muhalefetsiz Demokrasi mi?
12 Temmuz 2021 06:50

Çocuklarına Sahip Çıkamayan Ülke…
06 Temmuz 2021 06:50

Bu Kirli Oyunu Bozmak Bizim Elimizde…
21 Haziran 2021 06:50

Bir Çocuğun Hayali...!
14 Haziran 2021 06:50

Devlet Yaptı, Susun!
29 Mayıs 2021 06:50

Vatan Millet mi Dediniz?
24 Mayıs 2021 06:50

19 Mayıs Neden Bayram Olarak Kutlanmaz?
19 Mayıs 2021 06:50

Sevr’den Montrö’ye… Şimdi Nereye?
29 Nisan 2021 06:50

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
19 Nisan 2021 06:50

Millet mi, Ümmet mi?
01 Nisan 2021 06:50

Kadın ve Genç
27 Mart 2021 06:50

ÇELİŞKİLER ÜLKESİ
22 Mart 2021 06:50

CUMHURİYETİN KADINLARI
09 Mart 2021 06:50

İnadına İktidar
01 Mart 2021 06:50

Kurucu Anayasa Yapmak!
25 Şubat 2021 06:50

DEĞİŞİMİN DEĞİŞİMİYLE TÜRKİYE NEREYE?
08 Şubat 2021 06:50

24 OCAK KARANLIĞIN AYDINLIĞA SALDIRISIDIR
01 Şubat 2021 06:50

SİYASETİN DAYANILMAZ HAFİFLİĞİ
28 Aralık 2020 06:50

ÇIKIŞIN YOLU HALKÇI DEVLET
21 Aralık 2020 06:50

BU BİR SAVAŞTIR..
07 Aralık 2020 06:50

SİYASETEN SAVRULMAK
02 Aralık 2020 06:50

CUMHURİYET’İN KIRILIŞI (3) YA BİTİŞ, YA ÇIKIŞ.
23 Kasım 2020 06:50

BU NE HİDDET!
18 Kasım 2020 06:50

Tüm Yazılar