M.Tevfik KIZGINKAYA
[email protected]

Halkın Yanında Olmak

25 Ekim 2021 00:57

 

 

 

 “Bütün Suç Halkın mı” yazımın sonunda çözüm için siyaseti göstermiştim.

“Halkı suçlamanın kolaycılığından vazgeçelim.

Anlayış ve politikalar değişmedikçe iktidarların değişmesi çözüm değildir.

 

Çözüm;

 

Siyasete soldan, toplumcu pencereden bakan,

Cumhuriyetin ilkeleriyle barışık,

Halktan ve emekten yana politikalar ortaya koyan ve uygulayan siyasi iktidardadır.”

*****

Ekonomideki çöküşün yarattığı yaşamsal sorunlar karşısında

Kaçınılmaz olarak seçim sürecine giren ülkemizde,

Muhalefet partilerinin

Halkın içine girmeleri, esnafları ziyaret etmeleri,

          Toplum önderleri, demokratik kitle örgütleri ve meslek odaları ile bir araya gelmeleri ve sorunlarını dinlemeleri,

Gençlere geleceğe yönelik umut vermeleri,

Geçmişten bu yana atılması gereken doğru adımlardır.

******

Halkın içinde olmak tamam da…

Sadece seçimin matematiğine odaklanarak

Halka, özellikle de gençlere verilen sözler,

Yapacağım, çözeceğim gibi genel politik söylemler yeterli midir?

Bugün var olan sorunların temelinde yatan ekonomik çöküşün,

Halkta yarattığı yokluğa ve yoksulluğa

KALICI bir ÇÖZÜM getirebilecek mi?

*********

Bu soruyu,

Çok değil, 20 yıl önce yaşadıklarımıza dayanarak soruyorum.

DSP-MHP-ANAP koalisyonunun çöküşünü,

RTE-AKP’nin doğuşunu anımsayarak soruyorum.

*

Bugün yaşamakta olduğumuz,

Ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel sorunların kaynağında

40 yıl önce süslü sözlerle, pembe tablolarla sunulan,

Yenidünya düzeninin (YDD) dayattığı

Serbest piyasa ekonomisi yatmaktadır.

Kapitalizmin bu “neo-liberal” programı,

          24 Ocak (1980) kararları ile Turgut Özal tarafından 12 Eylül’ün yasaklı koşullarında uygulanmaya koyuldu ve…

Devlet, üretim ekonomisinden kopartıldı,

Fabrikalar ve tüm üretim tesisleri satıldı,

Tarıma, sanayiye verilen destek kaldırıldı,

Sağlıktan eğitime, çalışma yaşamına kadar tüm temel hizmetler piyasalaştırıldı,

Emek değersizleştirildi, sermaye yüceltildi…

Ardından gelen siyasi iktidarlar da bu programı uygulamayı sürdürdüler.

*****

1998’de kurulan DSP-MHP-ANAP koalisyonu

Ekonomideki tıkanmışlığa çareyi Dünya Bankasından gelen Kemal Derviş’te aradı.

Ülkemiz ekonomisini yıkanların programı aynen uygulandı ve…

Acı reçete Halka ve çalışanlara ödettirildi.

Sonuçta Halk isyan etti, koalisyon çöktü,

RTE-AKP yeni bir kurtarıcı olarak sunuldu.

**********

 

Kapitalizm 1977’de CHP’ye, 2000’de koalisyon hükümetine vermediği desteği,

Özal’a verdiği gibi RTE-AKP’ye de verdi.

Dövizin bol olduğu dönemde bolca alınan “borç” döviz,

Yola, köprüye, inşaata, asfalta ve betona yatırıldı, Özal’ın yaptığı gibi…

Yediğimiz, içtiğimiz, kullandığımız her şeyi dışardan almaya başladık.

Dünyada bolluk bitince, döviz gelişi kesilince, ekonominin çarkları da durdu.

Borçları geri ödemeye, memurun çalışanın maaşına, iktidarın “itibar” harcamalarına,

Ödeme garantili yaptırılan işlere…

Lazım olunca para,

Gözler döndü yokluğu, yoksulluğu, işsizliği yaşattıkları Halka.

Başlandı “bu zorluğu milletçe hep birlikte aşacağız” söylemleri,

Ve tabi ki yağmur gibi yağmaya başladı zamlar ve de vergiler…

Halkın elinde, avucunda artık ne kaldıysa…

Bir de “inat ekonomi politikası” ile indirilince faiz…

Türk lirasında ne itibar kaldı ne de değer.

Döviz kurlarına mı, rekor dayanmıyor.

*****

 

40 yılın kısa özeti budur.

 

Kapitalizmin politikaları Halkı isyan etme noktasına getirince,

Sol siyasi partiler seçenek olup iktidara gelince,

Bana borçlusunuz, benim parama muhtaçsınız diye programlarını dayatacaklar,

Bir de kendi temsilcilerini gönderecekler,

Alacakları paraların geri ödemesini garantiye alacaklar,

Verdikleri acı reçeteyi uygulatmak için baskı yapacaklar,

Sonuçta Halk canından bezecek, yeni bir kurtarıcı arayacak,

Ve RTE-AKP gibi yeni bir aktör bulunacak…

Tarih tekerrür etmeye,

Kapitalizmin sömürü çarkları da dönmeye devam edecek.

*****

Ülkemizi her alanda böylesi bir çöküntünün içine sokan bu “düzen”in,

Ülkemizin ve Halkın özellikle çalışanların çıkarına olmadığı ortadadır.

Kazanan; düzeni yaratan uluslararası sermaye ve düzenin yarattığı iktidar sahipleridir.

Bu düzen değişmedikçe kaybeden yine Ülkemiz ve Halkımız olacaktır.

Bugün Halkın güvenini kazanmak ve desteğini almak isteyen muhalefetin,

Özellikle de Halkın partisi olarak kurulan,

Tüzüğünde “demokratik sol bir siyasal partidir” kimliği yazılı olan

Cumhuriyet Halk Partisinin

Bu düzeni değiştirme iddiasını taşıması gerekmektedir.

Tıpkı, 1970’lerde olduğu gibi…

****

Bugün öne çıkartılan,

Parlamenter Demokrasiye geçiş, tamam.

Hukuk Devletini yeniden inşa etmek ve adaleti sağlamak, tamam.

Ancak,

Demokrasinin ve Hukuk Devletinin kalıcı olabilmesi,

Türkiye Cumhuriyeti’nin kendine özgü temel politikası olan,

Ülkemiz kaynaklarına dayalı üretimi önceleyen karma ekonomik modelin,

Halktan yana kamucu ve toplumcu, planlı kalkınmacı politikaların uygulanmasına bağlıdır.

Başta ekonomi olmak üzere her alanda adaletin sağlanması,

Yolsuzluğun ve yoksulluğun yok edilmesi,

Halkın güveninin ve desteğinin kalıcı kılınması,

Demokratik Laik Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Türkiye Halkının geleceği açısından olmazsa olmazdır.

Türkiye’nin, emperyalizmin askeri ve ekonomik işgalinden kurtuluşunun,

            Tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun önderi Mustafa Kemal Atatürk’ün saptaması yeterince açıktır.

“Oysa hangi istiklal vardır ki, ecnebilerin nasihatleriyle, ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin?

Yorumlar (0)

Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!

Yazarın Diğer Yazıları

Adalet ve Demokrasi
30 Ocak 2023 00:57

Seçim Oyununda İkinci Perde
23 Ocak 2023 00:57

Millet Can Derdinde, Muhalefet Neyin Peşinde?
16 Ocak 2023 00:57

Seçim Oyunları
09 Ocak 2023 00:57

Seçim Tuzağı
26 Aralık 2022 00:57

Saraçhane Diyor ki...
19 Aralık 2022 00:57

Susmak Suça Ortak Olmaktır
14 Aralık 2022 00:57

Umudu Yaşamak
04 Aralık 2022 00:57

Kadına Şiddete HAYIR
29 Kasım 2022 00:57

Büyük Cumhuriyet Buluşması
21 Kasım 2022 00:57

O, Bir İnsandı…
13 Kasım 2022 00:57

2023’te Seçimimiz Ne Olacak?
06 Kasım 2022 00:57

AHMET TANER KIŞLALI’ ya
25 Ekim 2022 00:57

Her Yıl Seçim Olsa...
08 Ekim 2022 00:57

Siyasetin Gerçeği ve Çelişkisi
20 Eylul 2022 00:57

9 Eylüller Kutlu Olsun...
10 Eylul 2022 00:57

Gaflet, Dalalet, İhanet…
05 Eylul 2022 00:57

Zafer’in Bayramı
29 Ağustos 2022 00:57

Kanunlarla mı, Fetvalarla mı?
28 Ağustos 2022 00:57

20 Yıllık Birikim!
09 Ağustos 2022 00:57

Lozan Ne Demek?
27 Temmuz 2022 00:57

Sorunlar Sıradanlaşırsa
18 Temmuz 2022 00:57

Bahçelerde Maydanoz Gel Bize Bazı Bazı…
12 Haziran 2022 00:57

Hakaret ve Siyaset
05 Haziran 2022 00:57

Dost Doğruyu Söyler
29 Mayıs 2022 00:57

2 İleri 1 Geri
23 Mayıs 2022 00:57

Delikanlım
08 Mayıs 2022 00:57

Kapitalizmin Başarısı
03 Mayıs 2022 00:57

Zor Bir Yazı…
27 Nisan 2022 00:57

Hayalin Kilosu Kaça…
17 Nisan 2022 00:57

Türkiye'nin Gerçeği Laiklik
11 Nisan 2022 00:57

MANDA YUVA YAPMIŞ…
03 Nisan 2022 00:57

RTE-AKP’nin Üç Kozu
20 Mart 2022 00:57

Üretmek Pahalı İthalata Bakmalı
13 Mart 2022 00:57

Muhalefetin Adayı Kim?
16 Şubat 2022 00:57

Velet Değil İNSAN
17 Ocak 2022 00:57

2500 TL!
09 Ocak 2022 00:57

Merhaba 2022
31 Aralık 2021 00:57

Şahsım Ekonomisi ile Devlet Yönetmek
07 Aralık 2021 00:57

Emekliler Hak Etmedikleri Koşullarda Yaşıyorlar
14 Kasım 2021 00:57

Mutlu Olmak İnsanın Doğal Hakkıdır
07 Kasım 2021 00:57

Bütün Suç Halkın Mı?
18 Ekim 2021 00:57

Sayıştay Raporu ve Pandora Belgeleri
10 Ekim 2021 00:57

Demokrasinin Fıtratında Kaybetmek de vardır
05 Ekim 2021 00:57

RTE’nin Yurt Sevgisi Tartışılmaz.
29 Eylul 2021 00:57

Türkiye Neden Yangın Yerine Döndü?
05 Ağustos 2021 00:57

Emperyalizmin İnsanlığa İhaneti
18 Temmuz 2021 00:57

Amaç, Muhalefetsiz Demokrasi mi?
12 Temmuz 2021 00:57

Çocuklarına Sahip Çıkamayan Ülke…
06 Temmuz 2021 00:57

Bu Kirli Oyunu Bozmak Bizim Elimizde…
21 Haziran 2021 00:57

Bir Çocuğun Hayali...!
14 Haziran 2021 00:57

Devlet Yaptı, Susun!
29 Mayıs 2021 00:57

Vatan Millet mi Dediniz?
24 Mayıs 2021 00:57

19 Mayıs Neden Bayram Olarak Kutlanmaz?
19 Mayıs 2021 00:57

Sevr’den Montrö’ye… Şimdi Nereye?
29 Nisan 2021 00:57

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
19 Nisan 2021 00:57

Millet mi, Ümmet mi?
01 Nisan 2021 00:57

Kadın ve Genç
27 Mart 2021 00:57

ÇELİŞKİLER ÜLKESİ
22 Mart 2021 00:57

CUMHURİYETİN KADINLARI
09 Mart 2021 00:57

İnadına İktidar
01 Mart 2021 00:57

Kurucu Anayasa Yapmak!
25 Şubat 2021 00:57

DEĞİŞİMİN DEĞİŞİMİYLE TÜRKİYE NEREYE?
08 Şubat 2021 00:57

24 OCAK KARANLIĞIN AYDINLIĞA SALDIRISIDIR
01 Şubat 2021 00:57

SİYASETİN DAYANILMAZ HAFİFLİĞİ
28 Aralık 2020 00:57

ÇIKIŞIN YOLU HALKÇI DEVLET
21 Aralık 2020 00:57

BU BİR SAVAŞTIR..
07 Aralık 2020 00:57

SİYASETEN SAVRULMAK
02 Aralık 2020 00:57

CUMHURİYET’İN KIRILIŞI (3) YA BİTİŞ, YA ÇIKIŞ.
23 Kasım 2020 00:57

BU NE HİDDET!
18 Kasım 2020 00:57

Tüm Yazılar