Veli Beysülen
[email protected]

İNSANLAR ÜLKEYİ “SÜFLİ” YAŞAM İÇİN Mİ TERK EDİYOR? 

05 Ekim 2022 07:31

 

 

             AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 28 Eylül 2022 tarihinde Ankara’nın ikinci şehir hastanesi, Etlik Şehir Hastanesi’nin açılışında yaptığı konuşmada

          “ yurtdışına çıkanlar hakkında, “Sırf daha iyi arabaya binmek, sırf daha yeni telefon alabilmek, sırf daha çok konsere gidebilmek gibi süfli heveslerle ellerin yani başka ülkelerin, başka toplumların kapısına varanlara acıyarak bakıyorum” diye konuştu.

             Peki, Arapça kelimeler kullanmaktan hoşlanan ve konuşmalarında sık sık bu tür kelimeler kullanan partili Cumhurbaşkanı’nın ülkeyi terk ederek başka ülkelere yerleşenler için kullandığı Arapça kökenli “Süfli” kelimesi ne anlama geliyor?

             Türk Dil Kurumu Sözlüğü’ne göre “süfli”, “Aşağı, aşağılık, bayağı, adi” anlamlarına geliyor. Kelimenin diğer bir anlamı ise “Kılıksız, pis kılıklı, hırpani.” Elbette Cumhurbaşkanı’nın kastettiği, kelimenin birinci anlamıdır.

             O zaman soru şu: İnsanlar gerçekten Cumhurbaşkanı’nın dediği gibi, “Süfli” bir yaşam arayışında oldukları için mi yurtdışına çıkıyorlar? Bu soruya doğru cevap verebilmek için önce ülkenin bir panoramasına bakmak gerekiyor.

             Zira partili Cumhurbaşkanı’nın söyleminden, bu ülkenin güllük gülistanlık olduğu, ancak insanların “Süfli” yani “Aşağı, aşağılık, bayağı, adi” bir hayat için yurt dışına çıktıkları sonucu çıkıyor.

             Peki, gerçekten bu ülke, her şeyin güllük gülistanlık olduğu, yaşanacak bir ülke olmasına rağmen mi insanlar dışarı çıkıyorlar? Elbette değil! Bunun böyle olmadığını bu ülkede yaşayan ve azıcık düşünebilen herkes söyleyebilir.

             Öncelikle ülke demokratik bir ülke değil. bu nedenle, insanlar, insan olmaktan dolayı sahip oldukları en temel haklarını kullanamıyorlar. Çünkü 20 yıllık AKP iktidarında, eskiden uygulanmakta olan defolu demokrasiyi bile kaybettiler.

              Ülke AKP-MHP ortaklığı ile dünyada eşi benzeri bulunmayan tek adam yönetimine savruldu. Dolayısıyla, devletin kurumsal aklı yok oldu ve artık her şeye tek kişi karar veriyor. Bu nedenle ülke çok ciddi bir yönetilememe krizi yaşıyor.

             Kuşkusuz bunun temel nedeni, parlamento ile yargının yürütmeyi denetleyememeleri. Zira denetlenmeyen tak adam yönetiminin karar ve uygulamaları, ekonomiden siyasete, hukuktan temel hak ve özgürlüklere, hayatın her alanında krizler yaşanmasına yol açıyor.

              Ülkenin yaşadığı ekonomik kriz nedeniyle özellikle gençler arasında işsizlik tarihinin zirvesinde. Bir başka deyişle, başta gençler olmak üzere bu ülke yurttaşları gelecek endişesi yaşıyorlar. Ancak 20 yıldır yöneten ve tüm bunlardan birinci derecede sorumlu olan partili Cumhurbaşkanı, daha iyi bir yaşam arayışı ile yurtdışına çıkanları, aşağılık ve bayağı bir hayatı tercih etmekle itham ediyor.

 Bunun adına halktan kopmak, onun sorunlarından bihaber olmak denir!

              Bunun en bariz örneği ise söyledikleri ve yaptıkları ile insanları eğlendiren siyasetçi tipinin günümüzdeki örneği Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin halkın anlamadığı konuşmalarıdır. Bakan olduğundan bu yana, “Gözlerime bakın ekonomiyi görün.

             Gözlerinizi kapatın 6 ay sonra açtığınızda Türkiye uçmuş olacak. Bizim sistemimizde emekçi kesimler hariç herkes kazanıyor.

             Enflasyon bu ay düşecek, olmadı Aralık’tan sonra nasıl düştüğünü göreceksiniz” demek suretiyle, hayal tacirliği ile konunun uzmanı ekonomistleri hayretler içinde bırakan bakan beyin, son konuşmalarından birinde söylediği, “Neo klasik ekonomi düşüncesinden, epistemolojik bir kopuşu temsil eden heteredoks yaklaşım, günümüzde giderek ön plana çıkan;

              Davranışsal ekonomi ve nöro ekonomiyle daha fazla önem kazanmaktadır” sözünün anlamını bu ülkede bilecek kişi sayısı parmakla sayılacak kadar azdır. Bakanın bu açıklamasında kullandığı kelimelerin anlamını bilerek mi, yoksa bilmeden mi kullandığı sorusu sosyal medyada bir hayli alay konusu oldu.

            Bakanın söyledikleri, 20 yıldır ülkede tek yetkili olan ve izlediği politikalar ülkeyi duvara toslatmış olan, Cumhurbaşkanı’nın söyledikleri ile bir araya getirildiğinde insanların yurt dışına çıkışlarını, “aşağılık” bir hayat yaşama arzusuna bağlamasına şaşmamak gerekir diye düşünüyorum.

              Öte yandan Anayasa, kanunlar ve anayasaya uygun kabul edilmiş, insan hakları sözleşmelerinin insanlara tanıdığı temel hakların kullanılması mülki amirlerce yasaklanıyor.

             Tüm anayasa, kanun ve uluslararası sözleşme tanınamazlıkların yanı sıra, istihdam yaratmayıp işsizlik üreten, istihdamda olanların kölelik şartlarında çalıştırıldığı bir ülke yurttaşlarının, kendilerine daha bir yaşam olanağı sağlanabileceğine inandıkları ülkelere gitmelerinden daha doğal ne olabilir?

              Bu noktada, insanları aşağılık bir yaşam arayışında olmakla ve bunun için yurtdışına çıkmakla yaftalayan Cumhurbaşkanı’na birkaç soru sormak istiyorum:

            • 2002 yılında iktidar olduğunuzdan bu yana 20 yıl geçti. 20 yıllık devri iktidarınızda yönettiğiniz devlet adına, üretim yaparak istihdam sağlayacak kaç üretim tesisi açtınız ve ne kadar istihdam sağladınız?

             • Soruyu bir de tersten sorayım; sizden önce devletin elinde olup, memur ve işçi çalıştırarak istihdama katkı vermenin yanı sıra, ürettikleri mal ve hizmetleri halka düşük bedelle sunan, kaç tane ürün işleme tesisi ile fabrikayı özelleştirme adı altında sermayeye sattınız veya kapattınız?

 

Yorumlar (0)

Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!

Yazarın Diğer Yazıları

SOSYAL DEVLETİ YOK EDEN İKTİDARIN SEÇİM “MÜJDE”LERİ!
24 Ocak 2023 07:31

KIRMIZI ÇİZGİLER DEĞİL İLKELER BELİRLEYİCİ OLMALI!
17 Ocak 2023 07:31

2023, BARIŞ MÜCADELESİNİN YÜKSELDİĞİ YIL OLSUN!
03 Ocak 2023 07:31

Tek çözüm ‘âmâ’sız, ‘fakat’sız karşı çıkmak!
28 Aralık 2022 07:31

BU ÜLKEDE SIRTINDA KÜFE OLAN SİZ DEĞİLSİNİZ! 
26 Aralık 2022 07:31

74. YILINDA İNSAN HAKLARI VE TÜRKİYE!
20 Aralık 2022 07:31

ASGARİ ÜCRET VE EMEKLİ MAAŞLARI
05 Aralık 2022 07:31

Görüntüyle yok edilen gerçekler
30 Kasım 2022 07:31

PARA TUZAĞININ ADI SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM!
24 Kasım 2022 07:31

ASGARİ ÜCRET, SEFALET ÜCRETİ OLMAMALI!
21 Kasım 2022 07:31

SİYASİ ÖNGÖRÜNÜZ YOKSA TÖKEZLERSİNİZ!
15 Kasım 2022 07:31

BÜTÇE İKTİDARIN SINIFSAL TERCİHİNİN BELGESİDİR!
14 Kasım 2022 07:31

ANAYASAYA UYMAYAN İKTİDARLA ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ OLUR MU?
09 Kasım 2022 07:31

SİZCE DEZENFORMASYONU KİM YAPIYOR?
01 Kasım 2022 07:31

CUMHURİYETİ CUMHURİYET YAPAN, ONUN DEMOKRATİK OLMASIDIR!
30 Ekim 2022 07:31

KRİZ Mİ, KAYNAK TRANSFERİ Mİ?
27 Ekim 2022 07:31

BU KADERİ KİM YAZIYOR?
24 Ekim 2022 07:31

İŞ CİNAYETLERİNİN NEDENİ AZGIN SÖMÜRÜ POLİTİKALARINIZDIR!
18 Ekim 2022 07:31

DOĞRU HAMLEYİ, DOĞRU ZAMANDA YAPMAK!
11 Ekim 2022 07:31

İNSAN HAKLARINI SAVUNMAKTA SAMİMİYETSİZLİK DEVAM EDİYOR!
27 Eylul 2022 07:31

6-7 Eylül olaylarından ders çıkarmak!
06 Eylul 2022 07:31

Bireyler değil, siyasi anlayışlar belirleyici olmalıdır
12 Ağustos 2022 07:31

ITUC: TÜRİYE İŞÇİLER İÇİN EN KÖTÜ 10 ÜLKEDEN BİRİ!
22 Temmuz 2022 07:31

DİSK/EMEKLİ-SEN MÜCADELESİNDEN KESİTLER! (10)
18 Temmuz 2022 07:31

SENDİKALARIN ORTAYA ÇIKIŞI, GELİŞİMİ VE TOPLUMSAL ROLÜ! (14)
01 Temmuz 2022 07:31

Sendikaların ortaya çıkışı ve toplumsal rolü (129)
15 Haziran 2022 07:31

DİSK/EMEKLİ-SEN MÜCADELESİNDE KESİTLER (5)
05 Haziran 2022 07:31

DİSK/EMEKLİ-SEN MÜCADELESİNDEN KESİTLER! (4)
30 Mayıs 2022 07:31

KİMİN HASSASİYETİ?
25 Mayıs 2022 07:31

SENDİKALARIN ORTAYA ÇIKIŞI, GELİŞİMİ VE TOPLUMSAL ROLÜ! (10)
17 Mayıs 2022 07:31

SENDİKALARIN ORTAYA ÇIKIŞI, GELİŞİMİ VE TOPLUMSAL ROLÜ! (9)
11 Mayıs 2022 07:31

DENİZ, YUSUF, HÜSEYİN VE YÜZLERCE DEVRİMCİ, MÜCADELEDE YAŞIYOR!
08 Mayıs 2022 07:31

SENDİKALARIN ORTAYA ÇIKIŞI, GELİŞİMİ VE TOPLUMSAL ROLÜ! (8)
28 Nisan 2022 07:31

EMEK MÜCADELESİNDE GEÇMİŞ, EN ÖNEMLİ YOL GÖSTERİCİDİR!
24 Nisan 2022 07:31

GERÇEK BARIŞ, SAVAŞIN NEDENLERİNİ DOĞRU TESPİTLE MÜMKÜNDÜR!
23 Nisan 2022 07:31

ÖLÜMÜ GÖSTERİP SITMAYA RAZI ETMEK!
19 Nisan 2022 07:31

ENFLASYON, ÜCRETLERİ YUTTU!
11 Nisan 2022 07:31

SOMUT ÜZERİNDEN DURUMU GEÇİŞTİRMEK, GERÇEKLİKTEN KOPMAKTIR!
06 Nisan 2022 07:31

TÜRKİYE BÜTÇESİNİN KARA DELİKLERİ!
04 Nisan 2022 07:31

YAP-İŞLET-DEVRET YÖNTEMİYLE YAPILAN TESİSLERİ KİM YAPIYOR?
28 Mart 2022 07:31

DERDİ GEÇİM OLANLAR VE DERDİ SEÇİM OLANLAR!
20 Mart 2022 07:31

DOKTORLAR NEDEN HEDEF!?
14 Mart 2022 07:31

TÜRKİYE TARİHİNİN UNUTULMAYACAK İKİ ÖNEMLİ OLAYI İLE 12 MART!
13 Mart 2022 07:31

Kimin savaşı?
09 Mart 2022 07:31

ANAYASAL HAKLARI KULLANDIRMAYANLAR VE ONLARI KORUYANLAR!
01 Mart 2022 07:31

HEDEFİNİZ DÖNÜŞTÜRMEK DEĞİLSE, MEVCUDA MAHKÛM OLURSUNUZ!
23 Şubat 2022 07:31

İNSANCA YAŞAMA KAVGASI VE DEVLETİN TARAFI!
21 Şubat 2022 07:31

ELEKTRİKTE ADIM ADIM GELEN SOYGUN!
16 Şubat 2022 07:31

İKTİDARDA OLMANIN DAYANILMAZ CAZİBESİ
08 Şubat 2022 07:31

HİÇBİR SORUNU, O SORUNA YOL AÇAN ÇÖZEMEZ!
17 Ocak 2022 07:31

Diliniz, demokrasiye bakışınızı ele veriyor!
11 Ocak 2022 07:31

SENDİKALARIN ORTAYA ÇIKIŞI, GELİŞİMİ VE TOPLUMSAL ROLÜ (1)
08 Ocak 2022 07:31

Söz konusu seçim kazanmaksa gerisi teferruattır!
28 Aralık 2021 07:31

TÜRK LİRASININ DURDURALAMAYAN ÇÖKÜŞÜ VE ASGARİ ÜCRET GERÇEĞİ!
20 Aralık 2021 07:31

YOKSULLAŞMANIN; KÖPRÜ, OTOYOL, HAVA ALANI VE TELEFON İLE İMTİHANI!
14 Aralık 2021 07:31

ARTIK ASGARİ DEĞİL, ASIL ÜCRET!
09 Aralık 2021 07:31

SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ, DÜNÜ VE BUGÜNÜ (9)
07 Aralık 2021 07:31

KİME KARŞI NEYİN SAVAŞI?
29 Kasım 2021 07:31

KADINA YÖNELİK ŞİDDET ERKEK SORUNUDUR!
26 Kasım 2021 07:31

SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ, DÜNÜ VE BUGÜNÜ (6)
17 Kasım 2021 07:31

KAVRAM KARGAŞASI İLE GERÇEKLERİ GİZLEYEMEZSİNİZ!
14 Kasım 2021 07:31

SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ, DÜNÜ VE BUGÜNÜ (5)
11 Kasım 2021 07:31

KUTSAL DEVLET, ÜLKEYİ İYİ YÖNETEMEYENLERİN SIĞINDIĞI LİMANDIR!
07 Kasım 2021 07:31

KORKU TÜNELİNDEN YÜKSELEN KORKUTMA SESLERİ!
02 Kasım 2021 07:31

Dünya gençliği gelecekten endişeli!
25 Ekim 2021 07:31

ÜLKEYİ İYİ YÖNETEMEYEN İKTİDARIN BAŞVURACAĞI YÖNTEM BASKIDIR!
18 Ekim 2021 07:31

Tüm Yazılar