Veli Beysülen
[email protected]
DOKTORLAR NEDEN HEDEF!?
14 Mart 2022 19:20
“Hiçbir Yere Çekip Gitmiyoruz! Buradaydık, Buradayız, Burada Kalacağız!” Evet bu sözler, 8 Mart 2022 tarihinde Külliye de kadın Muhtarlara hitap eden partili Cumhurbaşkanının, doktorlar hakkında söyledikleri üzerine Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyinin yaptığı açıklamanın ana temasını yansıtan sözler.
Peki ne demişti Cumhurbaşkanı: "Efendim işte doktorlar az para aldıkları için ayrılıyorlar. Bu doktorları okutan biz, bunları devlet okuttu, bu hastaneleri biz yapıyoruz, en az alan doktor ne alıyor dedim, '8-9 bin' dediler.
En fazla alan ne alıyor dedim, '25-30 bin' dediler. Açık konuşuyorum, varsın gidiyorlarsa gitsinler. Bizler de üniversiteyi yeni bitiren doktorlarımızı istihdam ederiz. Biz asistan doktorlarımız ile buralarda devam ederiz. Daha da ileri gidiyorum; yurtdışından dönmek isteyenlerin dönüşünü sağlar, buralarda görevlendiririz.
" Bu konuşma baştan sona, 20 yıldır ülkeyi yöneten iktidarın gerek sağlıkta gerekse hayatın diğer tüm alanlarında ülkeye yaşattığı çöküşün üstünü örtmeye hezeyanının yansımasıdır.
Bunun böyle olduğunu TTB’de açıklamasının devamında şu cümlelerle ifade ediyor. “Öncelikle belirtmek isteriz ki; Cumhurbaşkanı’nın bu sözleri başından sonuna kadar yönetememe krizinin göstergesidir.
” Elbette bu sadece yönetememe krizi değil, bu aynı zamanda Doktorların, sağlığa yönelik acil taleplerinin görmezden gelinmesi ve insanca yaşanabilir ücret taleplerini hedefe koymak ve topluma Hekimlerin tek istekleri paraymış gibi göstermeye yönelik bir aldatma taktiğidir.
Öncelikle Cumhurbaşkanının açıklamasında ifade ettiği gibi doktorlar da dahil bu ülkede hiç kimse devlet tarafından ücretsiz okutulmuyor. Çünkü bu ülke de ana sınıfından Üniversite son sınıfına kadar, eğitimin her aşamasında, okuyan çocuk veya gencin ailesi para harcamaktadır.
Dolayısıyla bu söylem, çocukları okusun diye kendi yaşamlarından fedakârlık yapan, gerekirse bir değil iki işte çalışan, çocuğu mağdur olmasın diye cebinde ki parayı son kuruşuna kadar çocuğuna veren, ebeveynlere haksızlıktır.
Yani demem o ki, devletin yurttaşların vergileriyle, bina yapması ve eğitim personeli istihdam etmesi, insanların okuması için tek başına yeterli değil. Dolayısıyla, bizzat bu iktidarın uyguladığı özelleştirme politikaları sonucu eğitimin, günden güne pahalı meta haline geldiği Türkiye’de insanların emekleri üzerinden, biz sizi okutuyoruz söyleminde bulunmanın kendisi sorunlu bir söylemdir.
Kaldı ki Tıp uzun ve masraflı bir eğitim dalıdır. Üstelik okuldan mezun olmakla da tam anlamıyla doktor olunmuyor. Tıp’ta uzmanlık, pratisyen hekimlik sürecinde yapılacak pratik ve sürekli okuyup kendini geliştirmekle kazanılır.
Biran Cumhurbaşkanının dediği gibi düşünelim ve doktorları, kendisinin biz dediği devlet okutmuş olsun. Peki devlet bunu hangi parayla yapar? Elbette halkın ödediği vergilerden.
Nitekim Anayasanın 56. Maddesi "Devlet herkesin hayatını beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlama; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler. Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimdeki sağlık ve sosyal kurumlardan yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir
” Bunun yanı sıra Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile uluslararası sözleşmeler, her çocuğun gerekli eğitime ulaşmasını sağlamayı devlete görev olarak yüklemiştir. Yani sağlık ile eğitim her insanın, insan olmaktan dolayı sahip oldukları temel haklardır. Yurttaşların bu haklarını kullanabilmelerini sağlamak ise devletin temel görevidir.
Türkiye’de 1960’lı yıllardan itibaren uygulanan sağlık sistemi, sağlıkta sosyalizasyon üzerine kurulu, tüm yurttaşların yararlanabilmelerini hedefleyen bir sistemdi. Bu sistemin en önemli özelliği, mümkün olduğunca yaygın koruyucu hekimliği öncelemesiydi. Yani eski sağlık sisteminin ilk hedefi, insanların hastalanmamaları için gerekenleri yapmaktı. Maalesef, 2002 yılında iktidar olan AKP, Sağlık sisteminin bu özelliğini yok etti ve daha pahalı, pahalı olduğu için de sağlık alanına yatırım yapacak şirketlere getirim sağlayacak olan tedavi edici hekimliği ön plana çıkardı.
Elbette AKP, sadece sağlık ve sosyal güvenlik sistemlerinin sosyal yönlerini tasfiye etmekle kalmadı. Sağlığı aynı zamanda özelleştirdi. Bir başka değişle sağlığı piyasa koşullarında satın alınır meta haline getirdi. Doğrusu Cumhurbaşkanının, “Özel sektör çok para¹ veriyormuş, oraya gidiyorlar.” Demesi uyguladığı politika ile çelişiyor.
Zira piyasa koşullarının belirleyici olduğu bir sağlık sisteminde özel sektörün, daha yüksek ücretle, alanında yetişmiş uzman personel istihdam etme politikası, onun tedaviye ihtiyaç duyan insanı hasta değil, müşteri görmesinin doğal sonucudur.
Bu nedenle, zamanında bugün hedefe koyduğu doktorlar dahil, “Sağlıkta Özelleştirme Ölümdür” sloganı ile özelleştirmeye karşı çıkanları, “bunlar bir şey bilmiyorlar” diye suçlamış olan Cumhurbaşkanının, Doktorlar özel sektöre geçiyorlar şeklinde ki serzenişi kendisinin ısrarla uyguladığı özelleştirme politikasına aykırıdır.
Yapılacak şey gayet açıktır. Bu da Doktorlar ile diğer sağlık çalışanlarının ücretleri ile özlük haklarını ülke koşullarında insanca yaşayacakları seviyeye çıkarıp, çalışma koşullarını düzeltmek.
Kuşkusuz, partili Cumhurbaşkanının, bunları 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar gününde kabul ettiği kadın Muhtarlara hitap ederken söylemesi boşuna değildir. Zira doktorlar, Meslek Örgütleri TTB’nin kararıyla, 14 Mart 2022 Pazartesi ve 15 Mart 2022 Salı günleri “G(ö)REV” deyiz eyleminde olacaklar. Yani acil durumlar dışında hizmet üretmeyecekler.
TTB’nin konuya ilişkin açıklamasından da anlaşılacağı gibi, 1980’li yıllardan itibaren Dünya genelinde uygulanan neo liberal ekonomik sistem, sağlık alanında büyük bir tahribata yol açtı.
Bu tahribat, milyarlarca insanın çalışma ve sosyal hayatını etkiledi ve hem bedenen hem de ruhen sağlığını sarstı. Öte yandan COVID-19 pandemisi iki yıl içinde milyonlarca insanı hayattan kopardı.
Salgında yönetme erkini elinden tutanların yapamadıklarından dolayı önlenebilir ölümler yaşandı. Buna karşın, hekimler ile sağlık çalışanlarının özverili çalışmalarıyla, pandeminin daha da yıkıcı olması önlendi.
Evet iki yılını tamamlamış olan bu pandemi sürecinin görülmesi gereken en önemli sonucu, sistemin yol açtığı tahribat, yönetenlerin şeffaflıktan uzak, ben yaptım oldu anlayışı, bilimsellikten uzak popülist politikaların baskısı altında kalan, hekimler ile sağlık çalışanlarının yaşamsal ve önemli bir işi başarıyla yaptıklarıdır.
TTB eylemle ilgili açıklamasında “Emeğimiz için, haklarımız için, acil taleplerimize yönelik adım atılmaz ise 14-15 Mart Pazartesi ve Salı günleri tüm Türkiye’de, bütün sağlık kurumlarında G(ö)REV’de olacağımızı ilan ediyoruz.” Diyerek acil çözüm bekleyen sağlık emekçilerinin on talebini sıralamış. Bu taleplere TTB’nin sitesinden ulaşılabilir.
TTB’nin sıraladığı talepler, gece gündüz demeden özveriyle hizmet sunan, sağlık emekçilerinin, alın terlerinin karşılığında insanca yaşayacakları ekonomik ve sosyal haklar ile sağlık sisteminin yetersizliklerinin giderilmesine dair taleplerdir.
Bunları sadece paraya indirgeyerek Doktorlar çok para istiyorlar demek sağlık sistemini çökerten özelleştirme politikalarını gizleme telaşından başka bir şey değildir. Zira 20 yıldır ülkeyi yöneten AKP iktidarının, başında olan Cumhurbaşkanının, sermayenin talepleri ile uygulamaya koyduğu “SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM” programının yol açtığı tahribat nedeniyle, sağlıkta birçok hizmet verilemiyor ve malzeme yokluğunda hastanelerde ameliyatlar yapılamıyor.
Tüm bunların toplum tarafından görülmemesi için Cumhurbaşkanı, 20 yıldır başvurduğu, başarısızlığın sorumluluğunu başkalarına yükleme taktiğine bir kez başvuruyor ve sorumluluğu Doktorlara atıyor.
Kuşku yok ki, TTB’nin sağlık alanının yetersizliklerinin giderilmesi ve tüm sağlık emekçilerinin, çalışma koşulları ile ücret ve özlük haklarının günün koşullarına uygun hale getirilmesini taleplerini görmezden gelen ve çözüm konusunda adım atmayan, partili Cumhurbaşkanının 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününde Kadın Muhtarlara hitap ederken, doktorları gündem yapması, doktorların para için, kamu dan ayrıldıkları algısı oluşturmak ve bu eylemi değersizleştirmek için başvurulmuş bir taktir.
TTB’nin de altını çizdiği gibi, “Sağlıklı Bir Gelecek Ellerimizde.” O zaman şimdi sağlıklı bir gelecek için, hep birlikte, “Hiçbir Yere Çekip Gitmiyoruz! Buradaydık, Buradayız, Burada Kalacağız!” diyen hekimlerimizin yanındayız diye ses yükseltmenin zamanıdır!
Başta Hekimler, tüm sağlık emekçilerinin 14 Mart Tıp Bayramını kutluyor ve iyi ki varsınız diyorum!
Yorumlar (0)
Yazarın Diğer Yazıları
SELVİ SİPARİS YAZI YAZIYOR EMEKÇİNIN HAKLARINI GÖRMEZDEN GELİYOR "
24 Aralık 2025 19:20
SGK BASKANININ " 78 YAŞİNA KADAR MAAŞ ALOYORLAR " .SOZÜ TEPKİ CEKTİ
02 Aralık 2025 19:20
SOSYAL DEVLET BILİNÇLİ SEKİLDE TASFİYE EDİLDİ
17 Kasım 2025 19:20
" DEVLETİN KATKISIDA YETMEDİ , ŞIRKETLER HEDEFLENEN KARI ELDE EDEMEDİLER "
10 Kasım 2025 19:20
"TES" SOSYAL DEVLTIN TASFİYESİDİR "
04 Kasım 2025 19:20
GELIR ADALETSİZLİĞİ VE BOLGESEL GERİLİMLER TÜRKİYE’Yİ BIÇAK SIRTINDA TUTUYOR!
13 Ekim 2025 19:20
TÜRK-İŞ MASAYA RESTI, EMEKÇİNİN YUKSELEN İSYANIDIR.
07 Ekim 2025 19:20
HALK BORÇ BATAĞINDA, GERÇEK GÜNDEMDEN KAÇIŞ VAR
22 Eylul 2025 19:20
" 12 EYLÜL FAŞİZMİ SADECE TANKLARLA GELMEDİ EMEĞİ VE GELECEĞİ TESLİM ALDI"
16 Eylul 2025 19:20
ADINI DOĞRU KOYMAK LAZIM
11 Eylul 2025 19:20
VELI BEYSÜLEN " EGITIMDE BILIM VE LAİKLİK ŞART ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİ TEHLİKE ALTINDA
08 Eylul 2025 19:20
ENFLASYON GERÇEKLERİ VE SENDİKALARIN SORUMLULUGU
01 Eylul 2025 19:20
" İŞÇİNİN 1 TRİLYON LİRALIK KAYBI MASADAKİ SESSİZLİĞİN BEDELİ "
25 Ağustos 2025 19:20
GREV HAKKI FIILEN YOK SAYILIYOR TOPLU SÖZLEŞME TİYATROSU OYNANIYOR
21 Ağustos 2025 19:20
GREV HAKKI FİİLEN YOK SAYILIYOR. TOPLU SÖZLEŞMESI MASASI TİYATROSU OYNANIYOR "
18 Ağustos 2025 19:20
źEMEK MÜCADELESİNDE YENİ BİR KIRILMA İŞÇİNİN SABRI SINIRDA
10 Ağustos 2025 19:20
EMEKÇİNİN SESİ KISILIYORSENDIKAL HAKLARGASP EDILIYOR
20 Temmuz 2025 19:20
100 YILLIK KRONİK TABU YIKILABİLECEKMİ ?
17 Temmuz 2025 19:20
GEÇMİS MÜCADELE YOL ĞOSTERİCİDİR
10 Temmuz 2025 19:20
YAGINLARIN NEDENİ ÖZELLESTİRME POLİTIKALARİ
07 Temmuz 2025 19:20
EMEKLİYE YOK NATO YA VAR!!
03 Temmuz 2025 19:20
YOKSULUN YOKSULU EMEKLİLER!
29 Haziran 2025 19:20
DUYGUSALLIK İNSANA YANLIŞLIK YAPTIRIR
26 Haziran 2025 19:20
EMEK MÜCADELESİNDE YENİ BİR KIRILMA MI YAŞANIYOR?
22 Haziran 2025 19:20
ÇAĞIN TEHLIKELİ SİLAHI DİJİTAL TEKNOLOJİ
19 Haziran 2025 19:20
15 - 16 HAZİRAN DİRENİSİNDE DERS ALMAK
15 Haziran 2025 19:20
12 EYLÜL RUHU ÜLKEYİ SARINCA
12 Haziran 2025 19:20
ÜLKENİN ACİL İHTIYACI HANGİSİDİR
05 Haziran 2025 19:20
BARIS ILE DEMOKRASİ İKİZ KARDESTİR
22 Mayıs 2025 19:20
ORTASI OLMAYAN İNSANLAR ÜLKESİ TÜRKİYE
15 Mayıs 2025 19:20
ÜLKEYİ YÖNETENLERİN HIRSI YOKSULLUĞUN NEDENİ...
08 Mayıs 2025 19:20
UMUT GENÇLİKTE
04 Mayıs 2025 19:20
1 MAYIS BASİT BİR ANMA GÜNÜ DEĞILDİR
30 Nisan 2025 19:20
TÜRKİYE’DE EGEMENLİK MİLLETİN OLMALIDIR
24 Nisan 2025 19:20
ŞİMDİ NE OLACAK ?
20 Nisan 2025 19:20
BU KAVGA KAYIKÇI KAVGASI
17 Nisan 2025 19:20
VEYSELDEN AL DERSİ
06 Nisan 2025 19:20
PROTESTO HAKKI ANAYASAL HAKTIR
03 Nisan 2025 19:20
ÜLKEDE SANDIK DEMOKRASİSİ BİLE YOK
23 Mart 2025 19:20
EMEKLİ BAYRAM İKRAMİYESİ NASIL KAZANDI?
16 Mart 2025 19:20
BARIŞA ULAŞMAKTA AZAMİ DİKKATİN ÖNEMİ
09 Mart 2025 19:20
KİM KİME EKMEK VERİYOR?
02 Mart 2025 19:20
KADINLAR HAYATI DURDURACAK
22 Şubat 2025 19:20
DİSK 58 YAŞINDA
16 Şubat 2025 19:20
Denetimsizlik facialarla can alıyor
02 Şubat 2025 19:20
FACİALARIN NEDENİ SORUMLULARIN SORUMSUZLUĞUDUR
26 Ocak 2025 19:20
ASGARİ ÜCRET NASIL ORTALAMA ÜCRET OLDU
19 Ocak 2025 19:20
BU SEFALETIN NNEDENİ ÖRGÜTSÜZLUK
12 Ocak 2025 19:20
2025 yili emekciler icin zor bir yil olacak
31 Aralık 2024 19:20
MUNZUR ÇEM ( HUSEYIN BEYSULEN )
11 Aralık 2024 19:20
Asgari ucretin ulusal ve uluslar arasi dayanaklari (2)
18 Kasım 2024 19:20
SOSYAL DEVLETİ YOK EDEN İKTİDARIN SEÇİM “MÜJDE”LERİ!
24 Ocak 2023 19:20
KIRMIZI ÇİZGİLER DEĞİL İLKELER BELİRLEYİCİ OLMALI!
17 Ocak 2023 19:20
2023, BARIŞ MÜCADELESİNİN YÜKSELDİĞİ YIL OLSUN!
03 Ocak 2023 19:20
Tek çözüm ‘âmâ’sız, ‘fakat’sız karşı çıkmak!
28 Aralık 2022 19:20
BU ÜLKEDE SIRTINDA KÜFE OLAN SİZ DEĞİLSİNİZ!
26 Aralık 2022 19:20
74. YILINDA İNSAN HAKLARI VE TÜRKİYE!
20 Aralık 2022 19:20
ASGARİ ÜCRET VE EMEKLİ MAAŞLARI
05 Aralık 2022 19:20
Görüntüyle yok edilen gerçekler
30 Kasım 2022 19:20
PARA TUZAĞININ ADI SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM!
24 Kasım 2022 19:20
ASGARİ ÜCRET, SEFALET ÜCRETİ OLMAMALI!
21 Kasım 2022 19:20
SİYASİ ÖNGÖRÜNÜZ YOKSA TÖKEZLERSİNİZ!
15 Kasım 2022 19:20
BÜTÇE İKTİDARIN SINIFSAL TERCİHİNİN BELGESİDİR!
14 Kasım 2022 19:20
ANAYASAYA UYMAYAN İKTİDARLA ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ OLUR MU?
09 Kasım 2022 19:20
SİZCE DEZENFORMASYONU KİM YAPIYOR?
01 Kasım 2022 19:20
CUMHURİYETİ CUMHURİYET YAPAN, ONUN DEMOKRATİK OLMASIDIR!
30 Ekim 2022 19:20
KRİZ Mİ, KAYNAK TRANSFERİ Mİ?
27 Ekim 2022 19:20
BU KADERİ KİM YAZIYOR?
24 Ekim 2022 19:20
İŞ CİNAYETLERİNİN NEDENİ AZGIN SÖMÜRÜ POLİTİKALARINIZDIR!
18 Ekim 2022 19:20
DOĞRU HAMLEYİ, DOĞRU ZAMANDA YAPMAK!
11 Ekim 2022 19:20
İNSANLAR ÜLKEYİ “SÜFLİ” YAŞAM İÇİN Mİ TERK EDİYOR?
05 Ekim 2022 19:20
İNSAN HAKLARINI SAVUNMAKTA SAMİMİYETSİZLİK DEVAM EDİYOR!
27 Eylul 2022 19:20
6-7 Eylül olaylarından ders çıkarmak!
06 Eylul 2022 19:20
Bireyler değil, siyasi anlayışlar belirleyici olmalıdır
12 Ağustos 2022 19:20
ITUC: TÜRİYE İŞÇİLER İÇİN EN KÖTÜ 10 ÜLKEDEN BİRİ!
22 Temmuz 2022 19:20
DİSK/EMEKLİ-SEN MÜCADELESİNDEN KESİTLER! (10)
18 Temmuz 2022 19:20
SENDİKALARIN ORTAYA ÇIKIŞI, GELİŞİMİ VE TOPLUMSAL ROLÜ! (14)
01 Temmuz 2022 19:20
Sendikaların ortaya çıkışı ve toplumsal rolü (129)
15 Haziran 2022 19:20
DİSK/EMEKLİ-SEN MÜCADELESİNDE KESİTLER (5)
05 Haziran 2022 19:20
DİSK/EMEKLİ-SEN MÜCADELESİNDEN KESİTLER! (4)
30 Mayıs 2022 19:20
KİMİN HASSASİYETİ?
25 Mayıs 2022 19:20
SENDİKALARIN ORTAYA ÇIKIŞI, GELİŞİMİ VE TOPLUMSAL ROLÜ! (10)
17 Mayıs 2022 19:20
SENDİKALARIN ORTAYA ÇIKIŞI, GELİŞİMİ VE TOPLUMSAL ROLÜ! (9)
11 Mayıs 2022 19:20
DENİZ, YUSUF, HÜSEYİN VE YÜZLERCE DEVRİMCİ, MÜCADELEDE YAŞIYOR!
08 Mayıs 2022 19:20
SENDİKALARIN ORTAYA ÇIKIŞI, GELİŞİMİ VE TOPLUMSAL ROLÜ! (8)
28 Nisan 2022 19:20
EMEK MÜCADELESİNDE GEÇMİŞ, EN ÖNEMLİ YOL GÖSTERİCİDİR!
24 Nisan 2022 19:20
GERÇEK BARIŞ, SAVAŞIN NEDENLERİNİ DOĞRU TESPİTLE MÜMKÜNDÜR!
23 Nisan 2022 19:20
ÖLÜMÜ GÖSTERİP SITMAYA RAZI ETMEK!
19 Nisan 2022 19:20
ENFLASYON, ÜCRETLERİ YUTTU!
11 Nisan 2022 19:20
SOMUT ÜZERİNDEN DURUMU GEÇİŞTİRMEK, GERÇEKLİKTEN KOPMAKTIR!
06 Nisan 2022 19:20
TÜRKİYE BÜTÇESİNİN KARA DELİKLERİ!
04 Nisan 2022 19:20
YAP-İŞLET-DEVRET YÖNTEMİYLE YAPILAN TESİSLERİ KİM YAPIYOR?
28 Mart 2022 19:20
DERDİ GEÇİM OLANLAR VE DERDİ SEÇİM OLANLAR!
20 Mart 2022 19:20
TÜRKİYE TARİHİNİN UNUTULMAYACAK İKİ ÖNEMLİ OLAYI İLE 12 MART!
13 Mart 2022 19:20
Kimin savaşı?
09 Mart 2022 19:20
ANAYASAL HAKLARI KULLANDIRMAYANLAR VE ONLARI KORUYANLAR!
01 Mart 2022 19:20
HEDEFİNİZ DÖNÜŞTÜRMEK DEĞİLSE, MEVCUDA MAHKÛM OLURSUNUZ!
23 Şubat 2022 19:20
İNSANCA YAŞAMA KAVGASI VE DEVLETİN TARAFI!
21 Şubat 2022 19:20
ELEKTRİKTE ADIM ADIM GELEN SOYGUN!
16 Şubat 2022 19:20
İKTİDARDA OLMANIN DAYANILMAZ CAZİBESİ
08 Şubat 2022 19:20
HİÇBİR SORUNU, O SORUNA YOL AÇAN ÇÖZEMEZ!
17 Ocak 2022 19:20
Diliniz, demokrasiye bakışınızı ele veriyor!
11 Ocak 2022 19:20
SENDİKALARIN ORTAYA ÇIKIŞI, GELİŞİMİ VE TOPLUMSAL ROLÜ (1)
08 Ocak 2022 19:20
Söz konusu seçim kazanmaksa gerisi teferruattır!
28 Aralık 2021 19:20
TÜRK LİRASININ DURDURALAMAYAN ÇÖKÜŞÜ VE ASGARİ ÜCRET GERÇEĞİ!
20 Aralık 2021 19:20
YOKSULLAŞMANIN; KÖPRÜ, OTOYOL, HAVA ALANI VE TELEFON İLE İMTİHANI!
14 Aralık 2021 19:20
ARTIK ASGARİ DEĞİL, ASIL ÜCRET!
09 Aralık 2021 19:20
SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ, DÜNÜ VE BUGÜNÜ (9)
07 Aralık 2021 19:20
KİME KARŞI NEYİN SAVAŞI?
29 Kasım 2021 19:20
KADINA YÖNELİK ŞİDDET ERKEK SORUNUDUR!
26 Kasım 2021 19:20
SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ, DÜNÜ VE BUGÜNÜ (6)
17 Kasım 2021 19:20
KAVRAM KARGAŞASI İLE GERÇEKLERİ GİZLEYEMEZSİNİZ!
14 Kasım 2021 19:20
SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ, DÜNÜ VE BUGÜNÜ (5)
11 Kasım 2021 19:20
KUTSAL DEVLET, ÜLKEYİ İYİ YÖNETEMEYENLERİN SIĞINDIĞI LİMANDIR!
07 Kasım 2021 19:20
KORKU TÜNELİNDEN YÜKSELEN KORKUTMA SESLERİ!
02 Kasım 2021 19:20
Dünya gençliği gelecekten endişeli!
25 Ekim 2021 19:20
ÜLKEYİ İYİ YÖNETEMEYEN İKTİDARIN BAŞVURACAĞI YÖNTEM BASKIDIR!
18 Ekim 2021 19:20
