Veli Beysülen
[email protected]

Görüntüyle yok edilen gerçekler
30 Kasım 2022 17:31
Karl Marx, “Görüntü gerçek olsaydı, bilime gerek kalmazdı” der. Maalesef kapitalist sistem, günümüz illüzyon dünyasında insanlığa gösterdiklerini o kadar gerçekmiş gibi gösteriyor ki, neredeyse insanlar bilime gerek yok deme noktasına geldiler.
Çünkü günümüzde insanlık, illüzyon bombardımanının yaydığı sis bulutunun altında kaldı ve etrafını göremiyor. Dolayısıyla sistemin dayattığı gerçek dışı bilgileri hayatın gerçeğiymiş gibi kabul etmek zorunda kalıyor.
Bana göre buna verilecek en yakın örnek, 2019 yılının son aylarından itibaren dünyayı etkisine alan Covid-19 virüs salgınıdır.
Virüs nasıl ortaya çıktı ve yayıldı? Halen varlığını sürdüren virüsün yaygınlık düzeyi ile insan sağlığına etki derecesi nedir? Devletlerin sağlık sistemleri neden yetersiz kaldı? Salgın konusunda şeffaf olunmamasından dolayı gerçek vaka sayısı ile ölüm sayılarının ne kadarı saklandı? Önleyici aşılar için neden devletler değil de şirketler çalışma yaptı? Salgın ilaç tekellerine imtiyaz için kullanıldı mı? İlaç tekeli bu şirketlere devletlerden ne kadar para aktarıldı? İlaç tekellerine tanınan patent imtiyazı salgınla mücadelede ne kadar aksamaya yol açtı ve bu imtiyaz yoksul ülkelerin aşıya ulaşmalarını ne kadar engelledi? Bundan sonra olası salgınlarda milyarlarca insan yine bu ilaç tekellerinin insafına mı terk edilecek? Sorular… sorular… sorular…
Kuşkusuz bu soruları çoğaltmak mümkün. Ancak sanıyorum halen cevaplandırılmamış olan yukarıdaki soruların cevaplandırılması, birçok şeyin aydınlatılmasını sağlamaya yeter de artar. Ne yazık ki tüm bu sorular cevapsız kalmaya devam ediyor.
Ben bilimin konuya dair gerçek bilgilere ulaştığını ancak gerek dünyayı hakimiyetine almış global sermayenin gerekse onun temsilcisi ülke yönetimlerinin bilimin önünü kestiklerini ve bilgilerin yayılmasını perdelemelerinin yanı sıra, virüse karşı uzun süreli koruyucu aşılar ile tedavi edici ilaçların geliştirilmiş olduğu ihtimalini göz ardı etmemek gerektiğini düşünüyorum.
Çünkü bir bütün olarak kapitalizmin, bu salgından mümkün olduğunca karlı çıkmak için ulusal devletlerle iş birliği yaptığı ve toplumlar üzerindeki kontrolü pekiştirmek adına bu perdelemeyi araç olarak kullandığı su götürmez bir gerçektir.
Salgının hızını yavaşlattığı yönünde yaygın bir kanının oluştuğu bu günlerde, bilim insanlarının salgının nedenleri ile bundan sonraki olası salgınlar karşısında alınacak tedbirleri masaya yatırılmalarına ve dünya çapında bir tartışma yürütmelerine ihtiyaç var.
Bunun için, bilimsel toplantılar organize edilmeli ve detaylı değerlendirmeler yapılmalıdır. Bilimsel olarak yapılacak bu tartışmaların sonuçları dünya ile paylaşılmalı ve yapılması gerekenleri yapmaları için devletler üzerinde baskı oluşturulmalıdır. Kısacası insan sağlığının söz konusu olduğu bu konuda devletlere sorumluluklar yüklenmelidir.
Elbette gerekenleri yapma konusunda bireysel çaba sarf eden bilim insanlarının bu çabaları değerlidir. Ancak genele baktığımızda, devletler ile sermayenin kontrolünde olan ve onların aktardıkları kaynaklarla faaliyet yürüten kurumsal yapıların üzerlerine düşenleri yapma konusunda kendilerini yetkin görmediklerini ve gerekli çalışmaları yapmadıklarını görüyoruz.
Kuşkusuz bunun temel nedeni, ulusal devletlerde yönetim erkini elinde tutanların global tekellerin kontrolü dışına çıkacak yetkinliğe sahip olmamaları, hatta kendilerini onların dikte ettiklerini yapmakla görevli görmeleri.
Kuşku yok ki, bugün cevap verilecek en can alıcı soru, salgın sonrası yaşamın nasıl olacağı sorusudur. Bu soru, insanlığın ve bir bütün olarak canlı hayatın devamı için ivedilikle cevabını bulmalıdır. Zira ya insanlık bu salgının yaşanmasına yol açan kapitalist sömürü sistemini mahkum edip daha adil ve daha yaşanılası bir sistemde yaşayacak ya da vahşi kapitalizmin dünyayı yok oluşa sürüklemesini seyretmeye devam edecek.
Görünen o ki, sistem mevcut statükonun devamı için hazırlıklarını sürdürüyor ve bunun için hazırladığı projeleri gerekirse baskı ve zor aygıtlarını devreye sokarak kısa zamanda insanlığa dayatacak. Buna karşı başta bilim insanları olmak üzere daha eşit ve adil bir dünyada yaşama kavgası verenler, mevcut statükonun devamının insanlık için yıkım olduğu gerçeğini toplumlara anlatacak mekanizmalar geliştirmelidirler.
Burada yapılacak ilk iş, bundan sonra ortaya çıkması muhtemel bu tür salgınların en az hasarla atlatılması için gerekli tedbirlerin alınmasını sağlamaktır. Bu ise sağlık ve sosyal güvenlik alanlarının kamu hizmeti olarak, gelir düzeyine bakılmaksızın toplumun her bir bireyine devlet tarafından, ücretsiz verilmesinin sağlanması ile mümkündür. Kısacası yeni liberal anlayışın sağlığı hak olmaktan çıkaran, hastaneleri işletme, hastaları ise müşteri gören anlayışı mutlak suretle çöpe atılmalıdır.
Unutulmamalıdır ki, dünya insanların da içinde bulunduğu tüm canlıların ortak yurdudur. Dolayısıyla her birimiz, sadece kendimizden değil bütün canlı yaşamdan sorumluyuz. Bu nedenle, salgının insanlığa vereceği en önemli ders, sağlıklı kalmanın, her bir bireyin sağlıklı olmasının gözetildiği, dengeli doğa, sağlıklı çevre, sağlıklı canlı yaşam ve sağlıklı insanın varlığı ile mümkün olduğudur.
Tüm bu nedenlerle, salgının öncesiyle, devam süreciyle ve sonrasıyla masaya yatırılmasına ve her yönüyle tartışılmasına ihtiyaç vardır. Böylece dünyanın bundan sonra nasıl şekilleneceği sorusu cevabını bulacaktır.
Zira tüm kesimlerin dünyanın yeniden yapılanması gerektiği yönünde ortaklaştığı görülüyor. O zaman bunu fırsata çevirmek isteyen sermayenin, dünyanın yapılanmasında hakimiyetini pekiştirmekten yana politikalarını toplumlara dayatacağı su götürmez bir gerçektir. Bunu dünya genelinde otoriter yönetimlere yönelmenin artmasından ve başta Rusya-Ukrayna savaşı olmak üzere, sistemin dünyanın değişik bölgelerinde halklara dayattığı savaşlardan anlamak mümkündür.
Tüm bu gerilim ve çatışmalar, halklar arasında derin uçurumlara yol açıyor ve halkları birbirinden uzaklaştırıyor. Bu ise insanları otoriter yönetimlere destek vermeye yöneltiyor. Bir başka deyişle, sermaye, salgını daha baskıcı totaliter yönetim anlayışını toplumlara kabul ettirme fırsatına dönüştürüyor.
Halbuki salgının ortaya çıkmasının yegane sorumlusu olan kapitalist sistemin insanlığa vereceği hiçbir şey kalmamıştır. Bu nedenle geleceği planlarken veya dünya yeniden yapılandırılırken, salgına yol açan kapitalizmin politika ve uygulamaları tüm çıplaklığı ile göz önüne serilmelidir.
Tüm bunlardan hareketle, yeni dönemde genelde dünya özelde ise devletler, ya başta sağlık olmak üzere sosyal devlet anlayışına geri dönerek insana yatırım yapacaklar ya da insanlık mevcut statükonun illüzyonun yol açtığı sis perdesinin gerisinde, hayatın gerçeklerinden kopuk yaşamaya devam edecek. Maalesef sistemin ezdiği büyük çoğunluk, statükonun devamına güçlü bir şekilde itiraz etmedikçe kapitalizmin aşırı kaynak tüketimi politikasının yol açtığı doğa tahribatı, dünyayı dönüşü olmayan sona götürecektir.
Buradan hareketle, dünyanın ezilen çoğunluğu yeni dönemde bilimi esas alan, insanların sağlık ve sosyal güvenlik hakları için yatırım yapan, dayanışmacı sosyal devlet yapılanmasını ısrarla talep etmeli ve bu uğurda mücadeleyi yükseltmelidir.
Daha açık söylersem, bundan sonrasını belirleyecek olan dezavantajlı kesimlerin örgütlülüğü ve örgütleri aracılığıyla devletleri yönetenler üzerinde kuracakları baskıdır. Çünkü insanlık bu virüs salgınında, dünyanın herhangi bir yerinde ortaya çıkacak olan bir sorunun tüm dünyayı etkisine aldığını yaşayarak öğrenmiş oldu.
Maalesef yazının başında belirttiğim gibi, sistem illüzyonla gerçeklerin üstünü kalın bir sis bulutu ile örtmekte ve gerçeklerin görünmesini engellemektedir. Elbette üstü ötülen gerçekler, Covid-19 salgınında gizlenenlerle sınırlı değil.
18. ve 19. yüzyılların vahşi kapitalizmine rahmet okutan günümüz vahşi kapitalizminin kâr hırsıyla uyguladığı aşırı kaynak tüketimi politikası ve bunun sonucu olan doğa tahribatı, dünyanın herhangi bir bölgesinde ortaya çıkan gerilimler ve savaşlara ilişkin toplumlardan gizlenenler, özgürlük ve demokrasi havarisi kesilen silah tekellerinin temsilcisi devlet yönetimlerinin halkları birbirine kırdırma politikaları, halklar arasında körüklenen ırk, din, mezhep ayrılıkları, ülke yönetimlerinin hamaset ve manipülasyonlarla iç ve dış gerilimlere yol açmaları, bu gerilimlerin çatışmalara evirilmesinin halklar arasında düşmanlıkları derinleştirmesi, iç ve dış düşmanların varlığı gerekçe gösterilerek silahlanmaya devasa bütçeler ayrılması, desteklenen ve teşvik edilen şiddetin gerekçe gösterilmesi suretiyle demokratik hakların kullanımının yasaklanması, yoksulluk, yoksunluk, günlük yaşam için gerekli ihtiyaçlara ulaşılamaması, yönetenlerin yoksullaştırdıkları insanların yoksulluklarını oy alma aracına dönüştürmeleri gibi sayılabilecek çok daha fazla gerçek toplumlardan gizlenmektedir.
Tüm bunlar Karl Marx’ın yazının girişine aldığım sözünü doğrulamaktadır. O zaman başta bilim insanları, insan hakları ile emek savunucularına düşen görev, sistemin illüzyon bulutunu dağıtacak ve insanların gerçekleri görmelerini sağlayacak örgütlenmeyi hayata geçirerek mücadeleyi yükseltmektir.
Tam da bu noktada sistemi analiz edecek ve günümüz dünyasında yaşananları çıplak gözle görünür hale getirecek gerçek bilim insanları ile onların öncülük ettikleri kurumsal yapılara ihtiyaç vardır.
Yorumlar (0)
Yazarın Diğer Yazıları
15 - 16 HAZİRAN DİRENİSİNDE DERS ALMAK
15 Haziran 2025 17:31
12 EYLÜL RUHU ÜLKEYİ SARINCA
12 Haziran 2025 17:31
ÜLKENİN ACİL İHTIYACI HANGİSİDİR
05 Haziran 2025 17:31
BARIS ILE DEMOKRASİ İKİZ KARDESTİR
22 Mayıs 2025 17:31
ORTASI OLMAYAN İNSANLAR ÜLKESİ TÜRKİYE
15 Mayıs 2025 17:31
ÜLKEYİ YÖNETENLERİN HIRSI YOKSULLUĞUN NEDENİ...
08 Mayıs 2025 17:31
UMUT GENÇLİKTE
04 Mayıs 2025 17:31
1 MAYIS BASİT BİR ANMA GÜNÜ DEĞILDİR
30 Nisan 2025 17:31
TÜRKİYE’DE EGEMENLİK MİLLETİN OLMALIDIR
24 Nisan 2025 17:31
ŞİMDİ NE OLACAK ?
20 Nisan 2025 17:31
BU KAVGA KAYIKÇI KAVGASI
17 Nisan 2025 17:31
VEYSELDEN AL DERSİ
06 Nisan 2025 17:31
PROTESTO HAKKI ANAYASAL HAKTIR
03 Nisan 2025 17:31
ÜLKEDE SANDIK DEMOKRASİSİ BİLE YOK
23 Mart 2025 17:31
EMEKLİ BAYRAM İKRAMİYESİ NASIL KAZANDI?
16 Mart 2025 17:31
BARIŞA ULAŞMAKTA AZAMİ DİKKATİN ÖNEMİ
09 Mart 2025 17:31
KİM KİME EKMEK VERİYOR?
02 Mart 2025 17:31
KADINLAR HAYATI DURDURACAK
22 Şubat 2025 17:31
DİSK 58 YAŞINDA
16 Şubat 2025 17:31
Denetimsizlik facialarla can alıyor
02 Şubat 2025 17:31
FACİALARIN NEDENİ SORUMLULARIN SORUMSUZLUĞUDUR
26 Ocak 2025 17:31
ASGARİ ÜCRET NASIL ORTALAMA ÜCRET OLDU
19 Ocak 2025 17:31
BU SEFALETIN NNEDENİ ÖRGÜTSÜZLUK
12 Ocak 2025 17:31
2025 yili emekciler icin zor bir yil olacak
31 Aralık 2024 17:31
MUNZUR ÇEM ( HUSEYIN BEYSULEN )
11 Aralık 2024 17:31
Asgari ucretin ulusal ve uluslar arasi dayanaklari (2)
18 Kasım 2024 17:31
SOSYAL DEVLETİ YOK EDEN İKTİDARIN SEÇİM “MÜJDE”LERİ!
24 Ocak 2023 17:31
KIRMIZI ÇİZGİLER DEĞİL İLKELER BELİRLEYİCİ OLMALI!
17 Ocak 2023 17:31
2023, BARIŞ MÜCADELESİNİN YÜKSELDİĞİ YIL OLSUN!
03 Ocak 2023 17:31
Tek çözüm ‘âmâ’sız, ‘fakat’sız karşı çıkmak!
28 Aralık 2022 17:31
BU ÜLKEDE SIRTINDA KÜFE OLAN SİZ DEĞİLSİNİZ!
26 Aralık 2022 17:31
74. YILINDA İNSAN HAKLARI VE TÜRKİYE!
20 Aralık 2022 17:31
ASGARİ ÜCRET VE EMEKLİ MAAŞLARI
05 Aralık 2022 17:31
PARA TUZAĞININ ADI SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM!
24 Kasım 2022 17:31
ASGARİ ÜCRET, SEFALET ÜCRETİ OLMAMALI!
21 Kasım 2022 17:31
SİYASİ ÖNGÖRÜNÜZ YOKSA TÖKEZLERSİNİZ!
15 Kasım 2022 17:31
BÜTÇE İKTİDARIN SINIFSAL TERCİHİNİN BELGESİDİR!
14 Kasım 2022 17:31
ANAYASAYA UYMAYAN İKTİDARLA ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ OLUR MU?
09 Kasım 2022 17:31
SİZCE DEZENFORMASYONU KİM YAPIYOR?
01 Kasım 2022 17:31
CUMHURİYETİ CUMHURİYET YAPAN, ONUN DEMOKRATİK OLMASIDIR!
30 Ekim 2022 17:31
KRİZ Mİ, KAYNAK TRANSFERİ Mİ?
27 Ekim 2022 17:31
BU KADERİ KİM YAZIYOR?
24 Ekim 2022 17:31
İŞ CİNAYETLERİNİN NEDENİ AZGIN SÖMÜRÜ POLİTİKALARINIZDIR!
18 Ekim 2022 17:31
DOĞRU HAMLEYİ, DOĞRU ZAMANDA YAPMAK!
11 Ekim 2022 17:31
İNSANLAR ÜLKEYİ “SÜFLİ” YAŞAM İÇİN Mİ TERK EDİYOR?
05 Ekim 2022 17:31
İNSAN HAKLARINI SAVUNMAKTA SAMİMİYETSİZLİK DEVAM EDİYOR!
27 Eylul 2022 17:31
6-7 Eylül olaylarından ders çıkarmak!
06 Eylul 2022 17:31
Bireyler değil, siyasi anlayışlar belirleyici olmalıdır
12 Ağustos 2022 17:31
ITUC: TÜRİYE İŞÇİLER İÇİN EN KÖTÜ 10 ÜLKEDEN BİRİ!
22 Temmuz 2022 17:31
DİSK/EMEKLİ-SEN MÜCADELESİNDEN KESİTLER! (10)
18 Temmuz 2022 17:31
SENDİKALARIN ORTAYA ÇIKIŞI, GELİŞİMİ VE TOPLUMSAL ROLÜ! (14)
01 Temmuz 2022 17:31
Sendikaların ortaya çıkışı ve toplumsal rolü (129)
15 Haziran 2022 17:31
DİSK/EMEKLİ-SEN MÜCADELESİNDE KESİTLER (5)
05 Haziran 2022 17:31
DİSK/EMEKLİ-SEN MÜCADELESİNDEN KESİTLER! (4)
30 Mayıs 2022 17:31
KİMİN HASSASİYETİ?
25 Mayıs 2022 17:31
SENDİKALARIN ORTAYA ÇIKIŞI, GELİŞİMİ VE TOPLUMSAL ROLÜ! (10)
17 Mayıs 2022 17:31
SENDİKALARIN ORTAYA ÇIKIŞI, GELİŞİMİ VE TOPLUMSAL ROLÜ! (9)
11 Mayıs 2022 17:31
DENİZ, YUSUF, HÜSEYİN VE YÜZLERCE DEVRİMCİ, MÜCADELEDE YAŞIYOR!
08 Mayıs 2022 17:31
SENDİKALARIN ORTAYA ÇIKIŞI, GELİŞİMİ VE TOPLUMSAL ROLÜ! (8)
28 Nisan 2022 17:31
EMEK MÜCADELESİNDE GEÇMİŞ, EN ÖNEMLİ YOL GÖSTERİCİDİR!
24 Nisan 2022 17:31
GERÇEK BARIŞ, SAVAŞIN NEDENLERİNİ DOĞRU TESPİTLE MÜMKÜNDÜR!
23 Nisan 2022 17:31
ÖLÜMÜ GÖSTERİP SITMAYA RAZI ETMEK!
19 Nisan 2022 17:31
ENFLASYON, ÜCRETLERİ YUTTU!
11 Nisan 2022 17:31
SOMUT ÜZERİNDEN DURUMU GEÇİŞTİRMEK, GERÇEKLİKTEN KOPMAKTIR!
06 Nisan 2022 17:31
TÜRKİYE BÜTÇESİNİN KARA DELİKLERİ!
04 Nisan 2022 17:31
YAP-İŞLET-DEVRET YÖNTEMİYLE YAPILAN TESİSLERİ KİM YAPIYOR?
28 Mart 2022 17:31
DERDİ GEÇİM OLANLAR VE DERDİ SEÇİM OLANLAR!
20 Mart 2022 17:31
DOKTORLAR NEDEN HEDEF!?
14 Mart 2022 17:31
TÜRKİYE TARİHİNİN UNUTULMAYACAK İKİ ÖNEMLİ OLAYI İLE 12 MART!
13 Mart 2022 17:31
Kimin savaşı?
09 Mart 2022 17:31
ANAYASAL HAKLARI KULLANDIRMAYANLAR VE ONLARI KORUYANLAR!
01 Mart 2022 17:31
HEDEFİNİZ DÖNÜŞTÜRMEK DEĞİLSE, MEVCUDA MAHKÛM OLURSUNUZ!
23 Şubat 2022 17:31
İNSANCA YAŞAMA KAVGASI VE DEVLETİN TARAFI!
21 Şubat 2022 17:31
ELEKTRİKTE ADIM ADIM GELEN SOYGUN!
16 Şubat 2022 17:31
İKTİDARDA OLMANIN DAYANILMAZ CAZİBESİ
08 Şubat 2022 17:31
HİÇBİR SORUNU, O SORUNA YOL AÇAN ÇÖZEMEZ!
17 Ocak 2022 17:31
Diliniz, demokrasiye bakışınızı ele veriyor!
11 Ocak 2022 17:31
SENDİKALARIN ORTAYA ÇIKIŞI, GELİŞİMİ VE TOPLUMSAL ROLÜ (1)
08 Ocak 2022 17:31
Söz konusu seçim kazanmaksa gerisi teferruattır!
28 Aralık 2021 17:31
TÜRK LİRASININ DURDURALAMAYAN ÇÖKÜŞÜ VE ASGARİ ÜCRET GERÇEĞİ!
20 Aralık 2021 17:31
YOKSULLAŞMANIN; KÖPRÜ, OTOYOL, HAVA ALANI VE TELEFON İLE İMTİHANI!
14 Aralık 2021 17:31
ARTIK ASGARİ DEĞİL, ASIL ÜCRET!
09 Aralık 2021 17:31
SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ, DÜNÜ VE BUGÜNÜ (9)
07 Aralık 2021 17:31
KİME KARŞI NEYİN SAVAŞI?
29 Kasım 2021 17:31
KADINA YÖNELİK ŞİDDET ERKEK SORUNUDUR!
26 Kasım 2021 17:31
SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ, DÜNÜ VE BUGÜNÜ (6)
17 Kasım 2021 17:31
KAVRAM KARGAŞASI İLE GERÇEKLERİ GİZLEYEMEZSİNİZ!
14 Kasım 2021 17:31
SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ, DÜNÜ VE BUGÜNÜ (5)
11 Kasım 2021 17:31
KUTSAL DEVLET, ÜLKEYİ İYİ YÖNETEMEYENLERİN SIĞINDIĞI LİMANDIR!
07 Kasım 2021 17:31
KORKU TÜNELİNDEN YÜKSELEN KORKUTMA SESLERİ!
02 Kasım 2021 17:31
Dünya gençliği gelecekten endişeli!
25 Ekim 2021 17:31
ÜLKEYİ İYİ YÖNETEMEYEN İKTİDARIN BAŞVURACAĞI YÖNTEM BASKIDIR!
18 Ekim 2021 17:31