Veli Beysülen
[email protected]
" TARAFSIZLIK YERİNE ADANMIŞLIK HAKİM "
30 Aralık 2025 06:55Medya Eleştirisi: "Tarafsızlık Yerine Adanmışlık Hâkim" |
www.zirvedehabeendikacı Veli Beysülen, Türkiye’de medyanın geldiği noktaya dair çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Beysülen, özellikle yazılı ve görsel medyada görev yapan gazeteciler ile yorumcuların büyük çoğunluğunun “kişilere ya da kurumlara adanmışlıkla yazdığını ve konuştuğunu” belirterek, bu durumun tarafsız habercilik ilkesiyle bağdaşmadığını söyledi.
“Devlet Medyası Dahil, Merkez Medya Yandaşlığa Teslim Olmuş Durumda”
Devletin elindeki yayın organlarının bile kamu yararına tarafsız yayın yapmak yerine siyasi iktidarın sesi haline geldiğini ifade eden Beysülen, kendisini “merkez medya” olarak tanımlayan birçok yayın kuruluşunun da iktidar, parti ve lider savunuculuğuna yöneldiğini vurguladı.
“Hayali Bir Türkiye Portresi Çiziliyor”
Bu medya düzeninde çizilen Türkiye portresinin gerçekle ilgisi olmadığını belirten Beysülen şöyle konuştu:
“Ülke güya güllük gülistanlık. Demokrasi, insan hakları ve hukuk alanında tarihimizin en parlak dönemini yaşıyormuşuz. Ekonomimiz uçuşa geçmiş. Batı bizi kıskanıyormuş. Oysa sokaktaki vatandaş bunun tam tersini yaşıyor.”
Muhalefete Yönelik Algı Operasyonları
Muhalefetin sistematik olarak şeytanlaştırıldığını ifade eden Beysülen, eleştiren herkesin “ajan, dış güçlerin işbirlikçisi, provokatör” gibi yaftalarla hedef haline getirildiğini belirtti.
“Demokrasiyle en temel hakkı olan iktidar olma hedefi bile suç gibi gösteriliyor. Muhalefetin amacı iktidar olmak, başkanı indirmek denilerek toplum yönlendiriliyor. Oysa bu demokrasinin doğasıdır” dedi.
Medyanın Rolü ve Sorumluluğu
Beysülen, sözlerinin sonunda basının asli görevinin; iktidar ya da muhalefet fark etmeksizin, hakikati ortaya koymak, halkın bilgiye erişimini sağlamak ve güç odaklarına mesafe koymak olduğunu hatırlattı.
“Türkiye’nin daha sağlıklı bir demokrasiye kavuşması için; tarafsız, bağımsız ve cesur medyaya ihtiyaç var” diyerek sözlerini tamamladı.
İşte o yazının tamamı…
MESELE MASA DA OLMAMAKLA BİTMİYOR!
Türkiye’de son yıllarda, yazılı ve görsel medya da yazan veya konuşan gazeteciler ile yorumcuların, ezici çoğunluğu, kişiye veya kuruma adanmışlıkla yazıp konuşuyor. Kamu yararına tarafsız yayın yapması gereken devletin elinde ki yayın organları dahil, kendisine merkez medya vasfı atfedilen medya, yandaşlığı iktidar, başkan ve parti savunuculuğuna vardırdı. Bunlara göre; ülke güllük gülistanlık, demokrasi, insan haklar ve Hukuk’ta ülke tarihinin en parlak dönemini yaşıyor. Ülke ekonomide uçtu. Dolayısıyla batı bizi kıskanıyor. Demokrasi ve ekonomi konusunda şikayetçi olan muhalefet, terörün ve dış güçlerin işbirlikçisi, ülkemizi dışarıya şikâyet eden ajan, provokatör. Kısacası tüm kötü melanetler var bu muhalefette. Öyle ki muhalefetin amacının iktidar olmak olduğu gerçeği görmezden geliniyor ve muhalefetin hedefi başkanı indirmek diye suçlayıcı değerlendirmelerle toplum yönlendiriliyor.
İşin kötüsü uzun süredir bunların, işi parti ve kişi savunuculuğunun ilerisine taşımış olmalarıdır. Zira savunuculuk görevlerini karar vericiliğe vardırdılar ve karar veriyorlar. Bunlar artık savcı, hâkim, avukat yani hukukçu, siyasetçi, ekonomist, doktor, mühendis, işveren, işçi, sendikacı kısacası bunlar her şey. Öyle ki kime operasyon yapılacağına, kimin gözaltına alınacağına ve tutuklanacağına, suçlanacakları suçlara hatta alacakları cezalara kadar bunlar bilirler. Operasyonlar yapılmadan günler önce, aldığım duyuma göre diye başlayan cümlelerle bazen isim vererek, bazen de bulunduğu makama atıf yaparak, şu görevde bulunan bilmem neye operasyon yapılacak diye açıklamalarda bulunurlar. Yargının gizlilik koyduğu soruşturma dosyalarının içeriğini satır satır bilirler. Yazılmamış iddianamelerde kişinin veya kurumun muhatap olacağı suçlamaları ekranlara ve köşe yazılarına taşırlar. Enflasyonun ne kadar olacağını, asgari ücret ile emekli maaşlarının ne kadar artacağını bilirler hatta karar verirler. Toplu sözleşmeleri bunlar yapar, çalışanlar ile emeklilerin alacakları maaş artışlarını aylar önceden açıklarlar. Temmuz ayında zam alan emeklinin bir sonraki 6 ay için, Ocak ayında alacağı zammı Temmuz ayının, Temmuz’da alacağı zammı ise Ocak ayının ortasından itibaren açıklamaya başlar ve müjde haberleri eşliliğinde ekranlara taşıyıp gazetelerde boy boy yazarlar.
Tüm bunları bu ülke her gün yaşıyor. Bunların zemin hazırlaması ile insanların kapısına kolluk dayanıyor ve insanlar apar topar alınıp götürülüyor. Çoğu neyle suçlandığını bilmeden aylarca içerde yatıyor. Çoğunun delili sadece gizli tanık ifadeleri. Bunların savsata ve iftiraları ile operasyonlar yapılması ve insanların cezaevlerine atılması ülkenin rutini haline geldi.
Kuşkusuz bu yandaşlar iktidarın devamı için, ona olmadık payeler biçerler ve özellikle başkanı, yani Cumhurbaşkanını iktidardan ve onun halkı mağdur eden uygulamalarında sorumluluğu olmayan, ezilenlerin dostu kişi olarak gösterme çabası içinde olurlar. Bu nedenle, zaman zaman onu lütufta bulunmaya çağırırlar. Zira özellikle ekonomik çöküşün ya da yoksuldan zengine kaynak transferinin vurduğu geniş emekçi kesimin, tepkisinin sandığa yansıması ihtimalini düşünmek bile istemezler. Bu nedenle, güçlü alternatife asla tahammül etmez ve alternatif olabilecek, bireyler ile kurumsal yapıları hedef tahtasına oturturlar.
Nasıl oldu, bunlara gökten vahiy‘ mi indi yoksa saraydan bir ayar mı çekildi bilinmiyor ancak geçen hafta bu yandaşların ayakları birdenbire suya erdi ve kendi aralarında tartışmaya başladılar. Tartışmanın fitilini, Ahmet Hakan’ın Hürriyet’te ki köşesinde iktidarı savunma işinin gazetecilere terk edilmesini eleştirdiği ve “İktidarı savunmak gazetecilere bırakılamayacak kadar ciddi bir iştir” dediği yazısı ateşledi. AKP’nin kendi milletvekillerini televizyonlardan uzak tutmasını eleştiren Hakan’a destek aynı gazeteden Hande Fırat’tan geldi. Aynı zamanda televizyon programı yapan bu iki gazeteciden Hande Fırat, işin içinde muhalif yayın organları ile buralarda program yapan gazetecileri de kattığı, “Şimdi iğneyi batırma zamanı” başlıklı yazısında siyasetçilerin televizyonlara çıkmadığını belirterek, “Onların yerine vekalet yayınlarını ne yazık ki gazeteciler yapıyor. Hal böyle olunca da gazeteci siyasi parti sözcüsüne dönüşüyor. İster muhalefet ister iktidar kanadına yakın medya kuruluşu olsun ne yazık ki hepimiz çizgiyi aştık” ifadelerini kullandı.
Bu iki yandaş gazetecinin peş peşe nedamet getirmesine karşı, yandaş gazetecilerden homurtular yükseldi. Bunlardan Zafer Şahin, sosyal medya hesabı X üzerinden yaptığı paylaşımda konuya tepki gösterdi. Şahin, Ekrana çıkma meraklısı olmadığını, bundan sonra kendi YouTube kanalında, ülke ve devlet lehine olduğuna inandığı doğrultuda gazetecilik yapmaya devam edeceğini duyurarak tepkisini dile getirdi. Sonuç ne olur gazeteciler iktidarı savunmaktan vaz geçerler mi? belli değil. Elbette bunun olup olmayacağını zaman gösterecek, ancak ben bunun basit bir manevra olduğunu düşünüyorum.
Geçen hafta bu köşede bunlardan Abdulkadir Selvi’nin asgari ücret ve emekli maaş artışları için, Cumhurbaşkanını “insani dokunuşta” bulunmaya ve 27-28 bin lira seviyesinde olacağı konuşulan asgari ücreti en azından 30 bin liranın üstüne çıkarmaya, emekli ücret artışlarını da buna göre ayarlamaya çağırdığını yazmıştım. Selvi bu çağrıyı, asgari ücretliler ile emeklilerin seçimlerde göz ardı edilemeyecek büyük bir seçmen kitlesi olduğuna dikkat çekerek yapıyordu.
Yine geçen hafta yayınlanan yazımda DİSK’in, 21 Aralık tarihinde İstanbul’dan Ankara’ya yürüyüş başlatacağını ve 23 Aralık Salı günü Ankara’da olacağını belirtmiştim.
Belirtilen tarihte İstanbul/Kartal’dan yürüyüşe başlayan ve Gebze’de büyük bir işçi buluşması gerçekleştirerek, Kocaeli, Bursa ve Eskişehir’de de işçiler, emekliler ve halkla buluşan DİSK, 23 Aralık Salı günü Ankara’daydı. İstanbul’dan yürüyen DİSK yönetici ve üyeleri, Ankara’da kendilerini karşılayanlarla, Gar meydanında buluşup oluşturdukları kortejle, Ulus Heykele yürüdüler. Burada açıklama yapan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, asgari ücretle ilgili talep ve beklentileri kamuoyuyla paylaştı. Yoldayken asgari ücret tespit komisyonunun, bugün toplanacağını öğrendik diyen Çerkezoğlu, bugün milyonların talebini Ankara’ya taşıdık, asgari ücretin, 97.128 liraya yükselmiş yoksulluk sınırının yarısı yani 48.564 lira olması gerektiğinin altını çizdi. Çerkezoğlu’nun açıkladığı gibi, aynı gün akşam saatlerinde toplanan hükümet işveren temsilcileri, sarayda belirlenmiş rakamı onayladılar.
Böylece milyonların merakla beklediği 2026 yılı asgari ücreti, 28.075 lira olarak açıklandı. Bu yıl asgari ücret, önceki yıllarda masada işçi tarafı da var densin diye masaya oturtulan TÜRK-İŞ’in yokluğunda belirlendi. Hoş önceki yıllarda da TÜRK-İŞ sadece masada oturuyordu. Zira asgari ücret, bundan önceki yıllarda da devlet-işveren iş birliği ile belirleniyordu. Bu yıl masaya oturmayan TÜRK-İŞ, Genel Başkanı Ergün Atalay, asgari ücret zammının belli olmasının ardından kameraların karşısına geçti ve 28.075 liralık yeni asgari ücreti eleştirerek, “Bugünkü rakamı gördükten sonra masaya oturmamakta ne kadar haklı olduğumuzu anladık” dedi. Bu açıklamayla TÜRK-İŞ Başkanı masaya oturmamakla kendisini kurtardığını düşünüyor olabilir. Ancak bir sendikanın milyonlarca çalışanı direk veya dolaylı ilgilendiren ücretin belirlenmesinde, adaletsizliğe karşı tek protesto yöntemi masaya oturmamak olamaz. Ben protesto dedim ama TÜRK-İŞ Genel Başkanı Atalay, birkaç gün önce yaptığı açıklamada masaya oturmamalarının bir protesto olmadığını, sadece milyonlarca çalışanın yaşadığı sıkıntılara dikkat çekmek olduğunu söylemişti. Tabii iktidarı, hele hele Reis’i üzmeyi hiç mi hiç düşünmeyen TÜRK-İŞ ile diğer yandaş konfederasyon HAK-İŞ sokağa çıkmayı, yürüyüş ve miting yapmayı, iş yavaşlatmayı veya durdurmayı asla düşünmezler.
Bakmayın siz, Atalay’ın “masaya oturmamakta ne kadar haklı olduğumuzu anladık” dediğine, iki konfederasyon masada olmasalar da düşünce ve önerileri masadaydı. Zira komisyonun 18 Aralık’ta yapılan ikinci toplantısından önce, iki konfederasyonu ziyaret eden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, işçi tarafı masada olmasa da bakan olarak iki konfederasyonu ziyaret ettim, onların düşünce ve önerilerini masaya götüreceğim demişti. Halbuki sendika yöneticisinin görevi, masada sonuç alınmayınca, oturup oynanan orta oyununu seyretmek değil, işyerleri ile sokaklarda eylem ve direnişler örgütleyerek, masayı baskı altına almaktır. Özelde işçilerin, genel de ise tüm çalışanlar ile emeklilerin, sendika yöneticiliğini koltukta oturmak suretiyle, işverenler ile hükümetin yaptıklarını onaylamak olarak gören bu zihniyeti sorgulamaları gerekiyor.
İnsanlık, kapitalist sistemin, kar daha çok kar zihniyetinin hakimiyeti altında büyük zorluklarla geçen bir yılı daha geride bırakıyor. Tüm zorluklara inat, 2026 yılının, dünya ve ülkede barış içinde, eşit ve özgür yaşama mücadelesinin yükseldiği ve sonuç aldığı bir yıl olması dileğiyle, dostlarım ile okurlarımın yeni yılını kutlarım.
Veli Beysülen
Yorumlar (0)
Yazarın Diğer Yazıları
SELVİ SİPARİS YAZI YAZIYOR EMEKÇİNIN HAKLARINI GÖRMEZDEN GELİYOR "
24 Aralık 2025 06:55
SGK BASKANININ " 78 YAŞİNA KADAR MAAŞ ALOYORLAR " .SOZÜ TEPKİ CEKTİ
02 Aralık 2025 06:55
SOSYAL DEVLET BILİNÇLİ SEKİLDE TASFİYE EDİLDİ
17 Kasım 2025 06:55
" DEVLETİN KATKISIDA YETMEDİ , ŞIRKETLER HEDEFLENEN KARI ELDE EDEMEDİLER "
10 Kasım 2025 06:55
"TES" SOSYAL DEVLTIN TASFİYESİDİR "
04 Kasım 2025 06:55
GELIR ADALETSİZLİĞİ VE BOLGESEL GERİLİMLER TÜRKİYE’Yİ BIÇAK SIRTINDA TUTUYOR!
13 Ekim 2025 06:55
TÜRK-İŞ MASAYA RESTI, EMEKÇİNİN YUKSELEN İSYANIDIR.
07 Ekim 2025 06:55
HALK BORÇ BATAĞINDA, GERÇEK GÜNDEMDEN KAÇIŞ VAR
22 Eylul 2025 06:55
" 12 EYLÜL FAŞİZMİ SADECE TANKLARLA GELMEDİ EMEĞİ VE GELECEĞİ TESLİM ALDI"
16 Eylul 2025 06:55
ADINI DOĞRU KOYMAK LAZIM
11 Eylul 2025 06:55
VELI BEYSÜLEN " EGITIMDE BILIM VE LAİKLİK ŞART ÇOCUKLARIMIZIN GELECEĞİ TEHLİKE ALTINDA
08 Eylul 2025 06:55
ENFLASYON GERÇEKLERİ VE SENDİKALARIN SORUMLULUGU
01 Eylul 2025 06:55
" İŞÇİNİN 1 TRİLYON LİRALIK KAYBI MASADAKİ SESSİZLİĞİN BEDELİ "
25 Ağustos 2025 06:55
GREV HAKKI FIILEN YOK SAYILIYOR TOPLU SÖZLEŞME TİYATROSU OYNANIYOR
21 Ağustos 2025 06:55
GREV HAKKI FİİLEN YOK SAYILIYOR. TOPLU SÖZLEŞMESI MASASI TİYATROSU OYNANIYOR "
18 Ağustos 2025 06:55
źEMEK MÜCADELESİNDE YENİ BİR KIRILMA İŞÇİNİN SABRI SINIRDA
10 Ağustos 2025 06:55
EMEKÇİNİN SESİ KISILIYORSENDIKAL HAKLARGASP EDILIYOR
20 Temmuz 2025 06:55
100 YILLIK KRONİK TABU YIKILABİLECEKMİ ?
17 Temmuz 2025 06:55
GEÇMİS MÜCADELE YOL ĞOSTERİCİDİR
10 Temmuz 2025 06:55
YAGINLARIN NEDENİ ÖZELLESTİRME POLİTIKALARİ
07 Temmuz 2025 06:55
EMEKLİYE YOK NATO YA VAR!!
03 Temmuz 2025 06:55
YOKSULUN YOKSULU EMEKLİLER!
29 Haziran 2025 06:55
DUYGUSALLIK İNSANA YANLIŞLIK YAPTIRIR
26 Haziran 2025 06:55
EMEK MÜCADELESİNDE YENİ BİR KIRILMA MI YAŞANIYOR?
22 Haziran 2025 06:55
ÇAĞIN TEHLIKELİ SİLAHI DİJİTAL TEKNOLOJİ
19 Haziran 2025 06:55
15 - 16 HAZİRAN DİRENİSİNDE DERS ALMAK
15 Haziran 2025 06:55
12 EYLÜL RUHU ÜLKEYİ SARINCA
12 Haziran 2025 06:55
ÜLKENİN ACİL İHTIYACI HANGİSİDİR
05 Haziran 2025 06:55
BARIS ILE DEMOKRASİ İKİZ KARDESTİR
22 Mayıs 2025 06:55
ORTASI OLMAYAN İNSANLAR ÜLKESİ TÜRKİYE
15 Mayıs 2025 06:55
ÜLKEYİ YÖNETENLERİN HIRSI YOKSULLUĞUN NEDENİ...
08 Mayıs 2025 06:55
UMUT GENÇLİKTE
04 Mayıs 2025 06:55
1 MAYIS BASİT BİR ANMA GÜNÜ DEĞILDİR
30 Nisan 2025 06:55
TÜRKİYE’DE EGEMENLİK MİLLETİN OLMALIDIR
24 Nisan 2025 06:55
ŞİMDİ NE OLACAK ?
20 Nisan 2025 06:55
BU KAVGA KAYIKÇI KAVGASI
17 Nisan 2025 06:55
VEYSELDEN AL DERSİ
06 Nisan 2025 06:55
PROTESTO HAKKI ANAYASAL HAKTIR
03 Nisan 2025 06:55
ÜLKEDE SANDIK DEMOKRASİSİ BİLE YOK
23 Mart 2025 06:55
EMEKLİ BAYRAM İKRAMİYESİ NASIL KAZANDI?
16 Mart 2025 06:55
BARIŞA ULAŞMAKTA AZAMİ DİKKATİN ÖNEMİ
09 Mart 2025 06:55
KİM KİME EKMEK VERİYOR?
02 Mart 2025 06:55
KADINLAR HAYATI DURDURACAK
22 Şubat 2025 06:55
DİSK 58 YAŞINDA
16 Şubat 2025 06:55
Denetimsizlik facialarla can alıyor
02 Şubat 2025 06:55
FACİALARIN NEDENİ SORUMLULARIN SORUMSUZLUĞUDUR
26 Ocak 2025 06:55
ASGARİ ÜCRET NASIL ORTALAMA ÜCRET OLDU
19 Ocak 2025 06:55
BU SEFALETIN NNEDENİ ÖRGÜTSÜZLUK
12 Ocak 2025 06:55
2025 yili emekciler icin zor bir yil olacak
31 Aralık 2024 06:55
MUNZUR ÇEM ( HUSEYIN BEYSULEN )
11 Aralık 2024 06:55
Asgari ucretin ulusal ve uluslar arasi dayanaklari (2)
18 Kasım 2024 06:55
SOSYAL DEVLETİ YOK EDEN İKTİDARIN SEÇİM “MÜJDE”LERİ!
24 Ocak 2023 06:55
KIRMIZI ÇİZGİLER DEĞİL İLKELER BELİRLEYİCİ OLMALI!
17 Ocak 2023 06:55
2023, BARIŞ MÜCADELESİNİN YÜKSELDİĞİ YIL OLSUN!
03 Ocak 2023 06:55
Tek çözüm ‘âmâ’sız, ‘fakat’sız karşı çıkmak!
28 Aralık 2022 06:55
BU ÜLKEDE SIRTINDA KÜFE OLAN SİZ DEĞİLSİNİZ!
26 Aralık 2022 06:55
74. YILINDA İNSAN HAKLARI VE TÜRKİYE!
20 Aralık 2022 06:55
ASGARİ ÜCRET VE EMEKLİ MAAŞLARI
05 Aralık 2022 06:55
Görüntüyle yok edilen gerçekler
30 Kasım 2022 06:55
PARA TUZAĞININ ADI SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM!
24 Kasım 2022 06:55
ASGARİ ÜCRET, SEFALET ÜCRETİ OLMAMALI!
21 Kasım 2022 06:55
SİYASİ ÖNGÖRÜNÜZ YOKSA TÖKEZLERSİNİZ!
15 Kasım 2022 06:55
BÜTÇE İKTİDARIN SINIFSAL TERCİHİNİN BELGESİDİR!
14 Kasım 2022 06:55
ANAYASAYA UYMAYAN İKTİDARLA ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ OLUR MU?
09 Kasım 2022 06:55
SİZCE DEZENFORMASYONU KİM YAPIYOR?
01 Kasım 2022 06:55
CUMHURİYETİ CUMHURİYET YAPAN, ONUN DEMOKRATİK OLMASIDIR!
30 Ekim 2022 06:55
KRİZ Mİ, KAYNAK TRANSFERİ Mİ?
27 Ekim 2022 06:55
BU KADERİ KİM YAZIYOR?
24 Ekim 2022 06:55
İŞ CİNAYETLERİNİN NEDENİ AZGIN SÖMÜRÜ POLİTİKALARINIZDIR!
18 Ekim 2022 06:55
DOĞRU HAMLEYİ, DOĞRU ZAMANDA YAPMAK!
11 Ekim 2022 06:55
İNSANLAR ÜLKEYİ “SÜFLİ” YAŞAM İÇİN Mİ TERK EDİYOR?
05 Ekim 2022 06:55
İNSAN HAKLARINI SAVUNMAKTA SAMİMİYETSİZLİK DEVAM EDİYOR!
27 Eylul 2022 06:55
6-7 Eylül olaylarından ders çıkarmak!
06 Eylul 2022 06:55
Bireyler değil, siyasi anlayışlar belirleyici olmalıdır
12 Ağustos 2022 06:55
ITUC: TÜRİYE İŞÇİLER İÇİN EN KÖTÜ 10 ÜLKEDEN BİRİ!
22 Temmuz 2022 06:55
DİSK/EMEKLİ-SEN MÜCADELESİNDEN KESİTLER! (10)
18 Temmuz 2022 06:55
SENDİKALARIN ORTAYA ÇIKIŞI, GELİŞİMİ VE TOPLUMSAL ROLÜ! (14)
01 Temmuz 2022 06:55
Sendikaların ortaya çıkışı ve toplumsal rolü (129)
15 Haziran 2022 06:55
DİSK/EMEKLİ-SEN MÜCADELESİNDE KESİTLER (5)
05 Haziran 2022 06:55
DİSK/EMEKLİ-SEN MÜCADELESİNDEN KESİTLER! (4)
30 Mayıs 2022 06:55
KİMİN HASSASİYETİ?
25 Mayıs 2022 06:55
SENDİKALARIN ORTAYA ÇIKIŞI, GELİŞİMİ VE TOPLUMSAL ROLÜ! (10)
17 Mayıs 2022 06:55
SENDİKALARIN ORTAYA ÇIKIŞI, GELİŞİMİ VE TOPLUMSAL ROLÜ! (9)
11 Mayıs 2022 06:55
DENİZ, YUSUF, HÜSEYİN VE YÜZLERCE DEVRİMCİ, MÜCADELEDE YAŞIYOR!
08 Mayıs 2022 06:55
SENDİKALARIN ORTAYA ÇIKIŞI, GELİŞİMİ VE TOPLUMSAL ROLÜ! (8)
28 Nisan 2022 06:55
EMEK MÜCADELESİNDE GEÇMİŞ, EN ÖNEMLİ YOL GÖSTERİCİDİR!
24 Nisan 2022 06:55
GERÇEK BARIŞ, SAVAŞIN NEDENLERİNİ DOĞRU TESPİTLE MÜMKÜNDÜR!
23 Nisan 2022 06:55
ÖLÜMÜ GÖSTERİP SITMAYA RAZI ETMEK!
19 Nisan 2022 06:55
ENFLASYON, ÜCRETLERİ YUTTU!
11 Nisan 2022 06:55
SOMUT ÜZERİNDEN DURUMU GEÇİŞTİRMEK, GERÇEKLİKTEN KOPMAKTIR!
06 Nisan 2022 06:55
TÜRKİYE BÜTÇESİNİN KARA DELİKLERİ!
04 Nisan 2022 06:55
YAP-İŞLET-DEVRET YÖNTEMİYLE YAPILAN TESİSLERİ KİM YAPIYOR?
28 Mart 2022 06:55
DERDİ GEÇİM OLANLAR VE DERDİ SEÇİM OLANLAR!
20 Mart 2022 06:55
DOKTORLAR NEDEN HEDEF!?
14 Mart 2022 06:55
TÜRKİYE TARİHİNİN UNUTULMAYACAK İKİ ÖNEMLİ OLAYI İLE 12 MART!
13 Mart 2022 06:55
Kimin savaşı?
09 Mart 2022 06:55
ANAYASAL HAKLARI KULLANDIRMAYANLAR VE ONLARI KORUYANLAR!
01 Mart 2022 06:55
HEDEFİNİZ DÖNÜŞTÜRMEK DEĞİLSE, MEVCUDA MAHKÛM OLURSUNUZ!
23 Şubat 2022 06:55
İNSANCA YAŞAMA KAVGASI VE DEVLETİN TARAFI!
21 Şubat 2022 06:55
ELEKTRİKTE ADIM ADIM GELEN SOYGUN!
16 Şubat 2022 06:55
İKTİDARDA OLMANIN DAYANILMAZ CAZİBESİ
08 Şubat 2022 06:55
HİÇBİR SORUNU, O SORUNA YOL AÇAN ÇÖZEMEZ!
17 Ocak 2022 06:55
Diliniz, demokrasiye bakışınızı ele veriyor!
11 Ocak 2022 06:55
SENDİKALARIN ORTAYA ÇIKIŞI, GELİŞİMİ VE TOPLUMSAL ROLÜ (1)
08 Ocak 2022 06:55
Söz konusu seçim kazanmaksa gerisi teferruattır!
28 Aralık 2021 06:55
TÜRK LİRASININ DURDURALAMAYAN ÇÖKÜŞÜ VE ASGARİ ÜCRET GERÇEĞİ!
20 Aralık 2021 06:55
YOKSULLAŞMANIN; KÖPRÜ, OTOYOL, HAVA ALANI VE TELEFON İLE İMTİHANI!
14 Aralık 2021 06:55
ARTIK ASGARİ DEĞİL, ASIL ÜCRET!
09 Aralık 2021 06:55
SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ, DÜNÜ VE BUGÜNÜ (9)
07 Aralık 2021 06:55
KİME KARŞI NEYİN SAVAŞI?
29 Kasım 2021 06:55
KADINA YÖNELİK ŞİDDET ERKEK SORUNUDUR!
26 Kasım 2021 06:55
SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ, DÜNÜ VE BUGÜNÜ (6)
17 Kasım 2021 06:55
KAVRAM KARGAŞASI İLE GERÇEKLERİ GİZLEYEMEZSİNİZ!
14 Kasım 2021 06:55
SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ, DÜNÜ VE BUGÜNÜ (5)
11 Kasım 2021 06:55
KUTSAL DEVLET, ÜLKEYİ İYİ YÖNETEMEYENLERİN SIĞINDIĞI LİMANDIR!
07 Kasım 2021 06:55
KORKU TÜNELİNDEN YÜKSELEN KORKUTMA SESLERİ!
02 Kasım 2021 06:55
Dünya gençliği gelecekten endişeli!
25 Ekim 2021 06:55
ÜLKEYİ İYİ YÖNETEMEYEN İKTİDARIN BAŞVURACAĞI YÖNTEM BASKIDIR!
18 Ekim 2021 06:55
