Veli Beysülen
[email protected]

ÜLKENİN ACİL İHTIYACI HANGİSİDİR
05 Haziran 2025 17:13Ülkenin Acil İhtiyacı Hangisi ?
İnsanlık ailesi, bireysel sahiplenmenin değil ortak yaşamın hakim olduğu ilkel komünal sistemden sonraki toplum sistemlerinde, özellikle yazının icadından itibaren, ortak yaşamı düzenleyen kurallar belirleme ihtiyacı hissetti ve bunları yazılı belgeler haline getirdi. Bunlar toplum sözleşmesi de denen anayasa ile onun ruhuna uygun düzenlenen yasalardır.
Öte yandan insanlık, başta toplumsal sözleşme ile onun ruhuna uygun düzenlenmiş olan kuralların uygulanması ve ortak yaşamın güven içinde devamını sağlamak üzere yönetime ihtiyaç duymaya başladı. Komünal toplumdan sonra gelen köleci ve feodal toplum sistemlerinde genelde bir dereceye kadar kutsallık atfedilen bey, kral, imparator gibi soya devreden yönetim şekli hakimdi. Sanayinin gelişmesiyle birlikte çağımızın toplum sistemi kapitalizm ortaya çıktı. Kapitalizmde ulusal devletleri yönetenler seçimle gelmektedir. Adına burjuva demokrasisi denen bu sitemin bir diğer adı, halkın kendi kendisini yönetim şekli olan cumhuriyettir.
Elbette burjuva demokrasisinin yönetim şekli tek tip değildir. Zira her ne kadar seçim yapılıyor olsa da gücün merkezde hatta kişide toplandığı başkanlık, yarı başkanlık veya güçlü parlamentoda olduğu değişik biçimleri vardır. Maalesef halkın kendi kendisini yönettiği, üzerine basa basa anlatılan bu yönetim biçimlerinin hiçbirisinde halk özne değildir. Zira halkın kararlara doğrudan katılımını sağlayan mekanizmalar geliştirilmemiştir. Böylece gerçek bir demokraside olması gereken şekliyle yaşam alanlarının yapılanmasında ve sorunlarının giderilmesinde halkın katılımına dayanan güçlü yerel mekanizmalar yoktur. Kısacası halk gerçek bir özne değil, sadece belirli periyotlarla önüne getirilen seçim sandığına oy atan kalabalıktır. Çünkü kapitalist sistem veya ülkeyi yöneten iktidar, kendisini koruma refleksi ile seçime girecek siyasi organizasyonlar (parti) ile adayları belirleme yetkisini elinde tutar. Bunun aracı ise genelde yargıdır. Daha açık bir ifade ile adı demokrasi de olsa, kapitalist sistem ile ülkeyi yöneten zihniyetin kendilerini koruma refleksiyle koydukları sınırın dışında kalanların aday olmaları ve seçilmeleri mutlak suretle engellenir.
Kuşkusuz halkın gerçek temsilcilerinin seçilmelerinin engellenmesi, siyasetin her ne koşulda olursa olsun devleti kutsayan siyasi yapıların hegemonyasında olmasını getirmektedir. Bu nedenle halkla devlet arasında aşılamayan duvarlar vardır.
Yukarıda belirttiğim gibi, engellemeler kapitalist sistemin kendisini korumak üzere koydukları ile ulusal sınırlar içinde devlet ideolojisini temsil eden görünen veya görünmeyen iktidar odaklarının koydukları olmak üzere iki kategoriye ayrılırlar. İkinci kategoriye girenleri ise bir görünen iktidarın sistem içi muhaliflerine koyduğu diğeri ise görünmeyen (derin devletin) iktidarın koyduğu olmak üzere iki alt kategoride değerlendirmek gerekir.
Açarsak: Birincisi; burjuvazinin hakim olduğu kapitalist sistemin alternatifi, işçi sınıfı iktidarını savunan sosyalist hatta komünist partiler ile sosyalist ideolojiyi savunan bireylerin mümkün olduğunca engellenmesidir. Özellikle Türkiye gibi, global sermayenin ucuz işgücü pazarı olarak kullandığı, sıcak para akışının kontrolsüz olduğu, devletin yüksek faiz karşılığı borçlandığı ulusal devletlerin yönetimleri, toplumun din ve etnik kökene dayalı değer yargılarını kullanmakta ve işçi sınıfı ideolojisini savunan sosyalistler ile komünistleri, din, vatan, bayrak ve millet düşmanı olarak yaftalamaktadır.
Yukarıda belirttiğim gibi ikincisi; sistem içi siyasi rekabette günün görünen iktidarının kendisi gibi sistem içi muhalif siyasi yapılar ile bireylere çıkardığı engeller ve yönelttiği suçlamalardır. Burada esas üzerinde durulması gereken devlet-parti ilişkisidir. Zira son yıllarda, Türkiye’de olduğu üzere kendisini devletin yerine koyan ve devlet benim diyen iktidar, devleti koruma gerekçesi ile kendisine yönelik eleştirileri devlete karşı kalkışma olarak gösteriyor ve muhalefeti baskı altına alıyor. İktidarın bunun için devletin güvenlik ve adli birimlerini muhalefete karşı kullanması görünen iktidarın demokrasi dışı engelleme girişimidir. Öte yandan pratikte görünmeyen esas iktidar devletin temel politikalarının belirleyicisidir. Devleti oturttuğu zemini sağlam tutma adına toplumu kontrol altında tutmayı hedefler ve bunun için tedbirler geliştirip açık ve gizli birimler oluşturur.
Gerek görünen gerekse görünmeyen iktidar odaklarının engellemelerinden dolayı, burjuva demokrasisi gerçek bir demokrasi olmaktan uzaktır. Özellikle Türkiye gibi ülkelerde halkın özne olmaması, yönetimin şeffaf olmasını engelliyor. Zira halk adına görev yapacak denetim mekanizmaları işlevsizleşir. Dolayısıyla yönetim hesap vermiyor. Halbuki halkın gerçek anlamda temsili, onun katılımını esas alan yerel ve merkezi yönetimlerin bizzat halk tarafından veya onun adına görev yapacak yerel ve genel meclis ile yargı organları tarafından denetlendiği şeffaf, hesap veren yönetim anlayışının hakim olması ile mümkündür.
Daha önce de yazılarımda belirttim; Türkiye Cumhuriyeti Devleti, ilk çok partili seçimin yapıldığı 1946 yılından günümüze 79 yıldır demokratik parlamenter sistemi kurumsallaştırmaya çalışan bir ülke olmasına rağmen, bu alanda yeterli olgunluğa ulaşamamış ve gerçek demokrasiyi hayata geçirememiştir. Kuşkusuz bu durum, yurttaşların toplumsal sözleşme ile kendilerine tanınmış temel hak ve özgürlükleri kullanmalarını engelliyor.
Evet, kapitalist sistem ve onun süslü laflarla günümüz insanına genelde kabul ettirdiği burjuva demokrasisi, çağımız insanının ihtiyacına cevap vermiyor. Zira gelişen teknoloji, insanların daha fazla özgürlük ve daha insanca bir yaşamı talep etmesini sağlıyor. Kuşku yok ki, günümüz dijital olanaklarının sağladığı haberleşme ve etkileşim buna ulaşmak için olanaklar sunuyor. Ancak insanlık bu olanağı kullanacak örgütlenmeye sahip değil. Sanıyorum bunun temel nedeni öndelik eksikliğidir. Zira tarihe baktığımızda, özellikle 1800’lü yılların ikinci yarısından itibaren 1980’li yıllara kadar, sınıf mücadelesinin daha keskin ve sonuç alıcı olduğunu görüyoruz.
Yazının girişinde belirttiğim gibi, insanlık ailesi tarih sahnesine çıkışından itibaren hayatı kolaylaştırmak için sürekli arayış içinde oldu. Bu arayışta buluşlar yaptı ve hayatını idame ettirmenin olanaklarına sahip olmaya çalıştı. Toplu yaşama geçti ve toplumun güven içinde bir arada yaşaması için toplumsal sözleşmeyi yürürlüğe koydu. Ancak kabul etmek gerekir ki, toplumun geneli ile devlet birimlerinin toplumsal sözleşmeye uymalarını sağlamakla yükümlü yürütmenin kendisinin toplumsal sözleşmeye uymadığı durumlarda sıkıntılar yaşandı.
Maalesef yaşadığımız ülke Türkiye, yürütmenin kendisinin toplumsal sözleşmeye uymadığı bir ülkedir. Kaldı ki Türkiye, defolu burjuva demokrasisi sık sık darbelerle kesintiye uğradığı bir ülkedir. Asıl garip olan, darbe yaparak anayasayı yürürlükten kaldıranların kendilerinin her seferinde, darbenin gerekçesini anayasayı korumak olarak açıklamalarıydı. Yani bu ülkede anayasayı korumak için darbe yaptıklarını ileri sürenlerin yaptıkları ilk iş anayasayı askıya almak oldu.
Türkiye son günlerde birkez daha kendisini yeni bir anayasa yapılması tartışmasının içinde buldu. Zira PKK’nın silah bırakma ve kendisini feshetme kararını açıklamasından sonra, gözler yeni bir toplumsal sözleşmenin yapılıp yapılmayacağına çevrilmiş durumda. Nitekim 23 yıldır ülkeyi yöneten devletin kurumsal yapısına hakim olmak üzere, Anayasada birkaç defa değişiklik yapmış olan AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan muhalefete, “Gelin yeni ve demokratik bir Anayasa yapalım Türkiye’yi 12 Eylül darbe Anayasası ile yönetilme ayıbından kurtaralım” çağrısında bulundu. Erdoğan bu çağrıyı yapmış olsa da önceki anayasa değişikliklerinde muhalefeti yok sayarak, devlet kurumlarını ele geçirmek üzere değişiklikler yapması, özellikle 2017 yılında yapılan değişiklikle tek adam yönetimini getirmiş olması, muhalefetin bu çağrıya kuşkuyla bakmasına yol açıyor. Zira muhalefet haklı olarak, iktidar blokunun, barış sürecini tek adam yönetimini tahkim etmek ve Erdoğan’ın bir kez daha aday olmasının önünü açmak için kullanmak istediğini düşünüyor.
İktidar bloku ile Erdoğan, yeni bir anayasa yapılması ihtiyacını istedikleri değişiklikleri hayata geçirmek için kullanmak istiyor olabilirler. Ancak kabul etmek gerekir ki, bu ülkenin daha demokratik, eşit yurttaşlık esasına dayanan, katılımcı, demokratik hak ve özgürlüklerin kullanımının güvence altına alındığı yeni bir anayasaya ihtiyacı var. Ancak mevcut iktidar bloku böyle bir anayasa yapacak güveni vermiyor. Hele hele darbe ürünü dediği Anayasada bulunan temel hak ve özgürlükleri bile kullandırmayan bir iktidarla, daha demokratik bir anayasa yapılacağını düşünmek fazla iyimserliktir. Daha doğru bir ifade ile söylersem; yönetenlerin anayasaya uymadığı ülkenin acil ihtiyacı yeni bir anayasa değil, anayasaya uyacak yönetimdir!
Yorumlar (0)
Yazarın Diğer Yazıları
EMEKÇİNİN SESİ KISILIYORSENDIKAL HAKLARGASP EDILIYOR
20 Temmuz 2025 17:13
100 YILLIK KRONİK TABU YIKILABİLECEKMİ ?
17 Temmuz 2025 17:13
GEÇMİS MÜCADELE YOL ĞOSTERİCİDİR
10 Temmuz 2025 17:13
YAGINLARIN NEDENİ ÖZELLESTİRME POLİTIKALARİ
07 Temmuz 2025 17:13
EMEKLİYE YOK NATO YA VAR!!
03 Temmuz 2025 17:13
YOKSULUN YOKSULU EMEKLİLER!
29 Haziran 2025 17:13
DUYGUSALLIK İNSANA YANLIŞLIK YAPTIRIR
26 Haziran 2025 17:13
EMEK MÜCADELESİNDE YENİ BİR KIRILMA MI YAŞANIYOR?
22 Haziran 2025 17:13
ÇAĞIN TEHLIKELİ SİLAHI DİJİTAL TEKNOLOJİ
19 Haziran 2025 17:13
15 - 16 HAZİRAN DİRENİSİNDE DERS ALMAK
15 Haziran 2025 17:13
12 EYLÜL RUHU ÜLKEYİ SARINCA
12 Haziran 2025 17:13
BARIS ILE DEMOKRASİ İKİZ KARDESTİR
22 Mayıs 2025 17:13
ORTASI OLMAYAN İNSANLAR ÜLKESİ TÜRKİYE
15 Mayıs 2025 17:13
ÜLKEYİ YÖNETENLERİN HIRSI YOKSULLUĞUN NEDENİ...
08 Mayıs 2025 17:13
UMUT GENÇLİKTE
04 Mayıs 2025 17:13
1 MAYIS BASİT BİR ANMA GÜNÜ DEĞILDİR
30 Nisan 2025 17:13
TÜRKİYE’DE EGEMENLİK MİLLETİN OLMALIDIR
24 Nisan 2025 17:13
ŞİMDİ NE OLACAK ?
20 Nisan 2025 17:13
BU KAVGA KAYIKÇI KAVGASI
17 Nisan 2025 17:13
VEYSELDEN AL DERSİ
06 Nisan 2025 17:13
PROTESTO HAKKI ANAYASAL HAKTIR
03 Nisan 2025 17:13
ÜLKEDE SANDIK DEMOKRASİSİ BİLE YOK
23 Mart 2025 17:13
EMEKLİ BAYRAM İKRAMİYESİ NASIL KAZANDI?
16 Mart 2025 17:13
BARIŞA ULAŞMAKTA AZAMİ DİKKATİN ÖNEMİ
09 Mart 2025 17:13
KİM KİME EKMEK VERİYOR?
02 Mart 2025 17:13
KADINLAR HAYATI DURDURACAK
22 Şubat 2025 17:13
DİSK 58 YAŞINDA
16 Şubat 2025 17:13
Denetimsizlik facialarla can alıyor
02 Şubat 2025 17:13
FACİALARIN NEDENİ SORUMLULARIN SORUMSUZLUĞUDUR
26 Ocak 2025 17:13
ASGARİ ÜCRET NASIL ORTALAMA ÜCRET OLDU
19 Ocak 2025 17:13
BU SEFALETIN NNEDENİ ÖRGÜTSÜZLUK
12 Ocak 2025 17:13
2025 yili emekciler icin zor bir yil olacak
31 Aralık 2024 17:13
MUNZUR ÇEM ( HUSEYIN BEYSULEN )
11 Aralık 2024 17:13
Asgari ucretin ulusal ve uluslar arasi dayanaklari (2)
18 Kasım 2024 17:13
SOSYAL DEVLETİ YOK EDEN İKTİDARIN SEÇİM “MÜJDE”LERİ!
24 Ocak 2023 17:13
KIRMIZI ÇİZGİLER DEĞİL İLKELER BELİRLEYİCİ OLMALI!
17 Ocak 2023 17:13
2023, BARIŞ MÜCADELESİNİN YÜKSELDİĞİ YIL OLSUN!
03 Ocak 2023 17:13
Tek çözüm ‘âmâ’sız, ‘fakat’sız karşı çıkmak!
28 Aralık 2022 17:13
BU ÜLKEDE SIRTINDA KÜFE OLAN SİZ DEĞİLSİNİZ!
26 Aralık 2022 17:13
74. YILINDA İNSAN HAKLARI VE TÜRKİYE!
20 Aralık 2022 17:13
ASGARİ ÜCRET VE EMEKLİ MAAŞLARI
05 Aralık 2022 17:13
Görüntüyle yok edilen gerçekler
30 Kasım 2022 17:13
PARA TUZAĞININ ADI SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM!
24 Kasım 2022 17:13
ASGARİ ÜCRET, SEFALET ÜCRETİ OLMAMALI!
21 Kasım 2022 17:13
SİYASİ ÖNGÖRÜNÜZ YOKSA TÖKEZLERSİNİZ!
15 Kasım 2022 17:13
BÜTÇE İKTİDARIN SINIFSAL TERCİHİNİN BELGESİDİR!
14 Kasım 2022 17:13
ANAYASAYA UYMAYAN İKTİDARLA ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ OLUR MU?
09 Kasım 2022 17:13
SİZCE DEZENFORMASYONU KİM YAPIYOR?
01 Kasım 2022 17:13
CUMHURİYETİ CUMHURİYET YAPAN, ONUN DEMOKRATİK OLMASIDIR!
30 Ekim 2022 17:13
KRİZ Mİ, KAYNAK TRANSFERİ Mİ?
27 Ekim 2022 17:13
BU KADERİ KİM YAZIYOR?
24 Ekim 2022 17:13
İŞ CİNAYETLERİNİN NEDENİ AZGIN SÖMÜRÜ POLİTİKALARINIZDIR!
18 Ekim 2022 17:13
DOĞRU HAMLEYİ, DOĞRU ZAMANDA YAPMAK!
11 Ekim 2022 17:13
İNSANLAR ÜLKEYİ “SÜFLİ” YAŞAM İÇİN Mİ TERK EDİYOR?
05 Ekim 2022 17:13
İNSAN HAKLARINI SAVUNMAKTA SAMİMİYETSİZLİK DEVAM EDİYOR!
27 Eylul 2022 17:13
6-7 Eylül olaylarından ders çıkarmak!
06 Eylul 2022 17:13
Bireyler değil, siyasi anlayışlar belirleyici olmalıdır
12 Ağustos 2022 17:13
ITUC: TÜRİYE İŞÇİLER İÇİN EN KÖTÜ 10 ÜLKEDEN BİRİ!
22 Temmuz 2022 17:13
DİSK/EMEKLİ-SEN MÜCADELESİNDEN KESİTLER! (10)
18 Temmuz 2022 17:13
SENDİKALARIN ORTAYA ÇIKIŞI, GELİŞİMİ VE TOPLUMSAL ROLÜ! (14)
01 Temmuz 2022 17:13
Sendikaların ortaya çıkışı ve toplumsal rolü (129)
15 Haziran 2022 17:13
DİSK/EMEKLİ-SEN MÜCADELESİNDE KESİTLER (5)
05 Haziran 2022 17:13
DİSK/EMEKLİ-SEN MÜCADELESİNDEN KESİTLER! (4)
30 Mayıs 2022 17:13
KİMİN HASSASİYETİ?
25 Mayıs 2022 17:13
SENDİKALARIN ORTAYA ÇIKIŞI, GELİŞİMİ VE TOPLUMSAL ROLÜ! (10)
17 Mayıs 2022 17:13
SENDİKALARIN ORTAYA ÇIKIŞI, GELİŞİMİ VE TOPLUMSAL ROLÜ! (9)
11 Mayıs 2022 17:13
DENİZ, YUSUF, HÜSEYİN VE YÜZLERCE DEVRİMCİ, MÜCADELEDE YAŞIYOR!
08 Mayıs 2022 17:13
SENDİKALARIN ORTAYA ÇIKIŞI, GELİŞİMİ VE TOPLUMSAL ROLÜ! (8)
28 Nisan 2022 17:13
EMEK MÜCADELESİNDE GEÇMİŞ, EN ÖNEMLİ YOL GÖSTERİCİDİR!
24 Nisan 2022 17:13
GERÇEK BARIŞ, SAVAŞIN NEDENLERİNİ DOĞRU TESPİTLE MÜMKÜNDÜR!
23 Nisan 2022 17:13
ÖLÜMÜ GÖSTERİP SITMAYA RAZI ETMEK!
19 Nisan 2022 17:13
ENFLASYON, ÜCRETLERİ YUTTU!
11 Nisan 2022 17:13
SOMUT ÜZERİNDEN DURUMU GEÇİŞTİRMEK, GERÇEKLİKTEN KOPMAKTIR!
06 Nisan 2022 17:13
TÜRKİYE BÜTÇESİNİN KARA DELİKLERİ!
04 Nisan 2022 17:13
YAP-İŞLET-DEVRET YÖNTEMİYLE YAPILAN TESİSLERİ KİM YAPIYOR?
28 Mart 2022 17:13
DERDİ GEÇİM OLANLAR VE DERDİ SEÇİM OLANLAR!
20 Mart 2022 17:13
DOKTORLAR NEDEN HEDEF!?
14 Mart 2022 17:13
TÜRKİYE TARİHİNİN UNUTULMAYACAK İKİ ÖNEMLİ OLAYI İLE 12 MART!
13 Mart 2022 17:13
Kimin savaşı?
09 Mart 2022 17:13
ANAYASAL HAKLARI KULLANDIRMAYANLAR VE ONLARI KORUYANLAR!
01 Mart 2022 17:13
HEDEFİNİZ DÖNÜŞTÜRMEK DEĞİLSE, MEVCUDA MAHKÛM OLURSUNUZ!
23 Şubat 2022 17:13
İNSANCA YAŞAMA KAVGASI VE DEVLETİN TARAFI!
21 Şubat 2022 17:13
ELEKTRİKTE ADIM ADIM GELEN SOYGUN!
16 Şubat 2022 17:13
İKTİDARDA OLMANIN DAYANILMAZ CAZİBESİ
08 Şubat 2022 17:13
HİÇBİR SORUNU, O SORUNA YOL AÇAN ÇÖZEMEZ!
17 Ocak 2022 17:13
Diliniz, demokrasiye bakışınızı ele veriyor!
11 Ocak 2022 17:13
SENDİKALARIN ORTAYA ÇIKIŞI, GELİŞİMİ VE TOPLUMSAL ROLÜ (1)
08 Ocak 2022 17:13
Söz konusu seçim kazanmaksa gerisi teferruattır!
28 Aralık 2021 17:13
TÜRK LİRASININ DURDURALAMAYAN ÇÖKÜŞÜ VE ASGARİ ÜCRET GERÇEĞİ!
20 Aralık 2021 17:13
YOKSULLAŞMANIN; KÖPRÜ, OTOYOL, HAVA ALANI VE TELEFON İLE İMTİHANI!
14 Aralık 2021 17:13
ARTIK ASGARİ DEĞİL, ASIL ÜCRET!
09 Aralık 2021 17:13
SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ, DÜNÜ VE BUGÜNÜ (9)
07 Aralık 2021 17:13
KİME KARŞI NEYİN SAVAŞI?
29 Kasım 2021 17:13
KADINA YÖNELİK ŞİDDET ERKEK SORUNUDUR!
26 Kasım 2021 17:13
SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ, DÜNÜ VE BUGÜNÜ (6)
17 Kasım 2021 17:13
KAVRAM KARGAŞASI İLE GERÇEKLERİ GİZLEYEMEZSİNİZ!
14 Kasım 2021 17:13
SOSYAL GÜVENLİK SİSTEMİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ, DÜNÜ VE BUGÜNÜ (5)
11 Kasım 2021 17:13
KUTSAL DEVLET, ÜLKEYİ İYİ YÖNETEMEYENLERİN SIĞINDIĞI LİMANDIR!
07 Kasım 2021 17:13
KORKU TÜNELİNDEN YÜKSELEN KORKUTMA SESLERİ!
02 Kasım 2021 17:13
Dünya gençliği gelecekten endişeli!
25 Ekim 2021 17:13
ÜLKEYİ İYİ YÖNETEMEYEN İKTİDARIN BAŞVURACAĞI YÖNTEM BASKIDIR!
18 Ekim 2021 17:13